Sayıları her geçen gün artıyor.. CHP’yi acayip biliyorlar.. İçindeki gruplaşmayı, kimin gözünün nerede olduğunu, kimin nereye oynadığını..
Her şey ezberlerinde..
Her biri CHP uzmanı oldu.. Sadece muhafazakâr yazarlar değil..
Muhafazakâr gazetelerde kalem oynatan liberallerin de onlardan farkı yok.. Haftanın iki günü CHP yazmak gelenek oldu..
Eee, kolay iş değil..
Partinin içini dibine kadar bileceksin ki laf üreteceksin..
Hadi, haftanın bir günü küfür ettin, bunlardan sokak kapısı bile olmaz dedin.. İkinci gün ne yazacaksın..
(Herkes baş karikatürist gibi yetenekli değil ki; 9 yıl boyunca haftanın dört günü CHP’ye giydirebilsin)
Çalışman lazım..
Bu sebepledir ki muhafazakâr, liberal yazarlara CHP uzmanları dedim..
İddia ediyorum: CHP’nin içini de partinin politikalarını da Kılıçdaroğlu’ndan da Gürsel Tekin’den de daha iyi biliyorlardır!!!
Atmıyorum..
CHP’ye öyle akıllar yağdırıyorlar ki.. Şöyle yaparsa kendini yenilermiş, böyle yaparsa iktidar olurmuş, şunu derse gündemi belirlermiş..
Mübareklerin hepsi Kılıçdaroğlu’nun başdanışmanı sanki..
Ha babam mektup yazıyorlar..
Niye yapıyorlar derseniz..
Orayı elleme, buraya dokunma, aman o konuya girme baskısından yapıyorlar..
(Daha önce de yazdım.. Star’ın başyazarlığı görevine son verilen Mehmet Altan açıkladı.. CHP’ye çakmak çok prim yapıyormuş)
*
Komik olan şu..
Hepsi aynı gün aynı şeyleri yazıyor.. Gün içinde telefon trafiği dönüyor, hadi CHP’yi şuradan vuralım diye karar mı alıyorlar bilmiyorum..
Ama toplu yüklenme ortada..
*
Sorsan.. Güçlü muhalefet istediğimiz için, ülkenin güçlü muhalefete ihtiyacı olduğu için yazıyoruz diyecekler..
İyi de CHP’den umut yoksa (ki her beş yazıdan dördünde bunu söylüyorlar) başka partileri yazsalar.. Kalemlerine yazık, nefeslerine yazık, enerjilerine yazık..
Madem CHP sizi dinlemiyor; seçime katılan 24 parti var.. Birine kol kanat gerin, akıl fikir verin alsın başını gitsin..
Yok onların derdi CHP ile.. Uzmanlık alanları ya..
*
Kılıçdaroğlu bu fırsatı iyi değerlendirmeli..
Bu kadar çok CHP uzmanını bir daha nerede bulacak!..
Hepsini Ankara’ya davet etse, iki gün, üç gün sürecek toplantılar düzenlese..
Ne fikirler çıkar ne fikirler..
Belki hepsinin ‘gazı’ da çıkar..
Alevi evlerine çarpı
Olay hafife alınmayacak kadar büyük.. Adıyaman’da Alevilerin yaşadığı mahalledeki 24 ev kırmızı boya ile işaretlenmiş..
Dehşet verici..
Türkiye’nin hafızası bunun ne anlama geldiğini çok iyi bilir..
1978’de Kahramanmaraş katliamına giden süreç de böyle başlamıştı.. Önce Alevi solcuların yaşadığı evler işaretlendi sonrası malum..
1955’e dönelim.. 6-7 Eylül olaylarına.. Rumların evi de kırmızı boya ile işaretlenmedi mi?
Demem şu..
Kırmızı boyanın ne anlama geldiğini çok iyi biliriz..
*
Biz biliyoruz da Bakan Şahin biliyor mu?
Demecini okudum, bildiğini sanmıyorum.. Çocuklar yapmış diye işi geçiştirmeye kalktı..
Nerden anlamış derseniz, işaretin yerden yüksekliğinden anlamış.. İşaret çocuk boyu mesafesinde koyulmuş..
Doğrudur, çocuklar yapmıştır..
Yapmıştır da yaptırılmış olamaz mı?
Kuvvetle muhtemel..
*
Sözüm şudur..
Lütfen, her olaya iktidarımızı yıpratır mı diye bakmayın.. Hırsızlık vakalarının artışından bile nem kapıyorsunuz.. Üstünü örtmeye çalışıyorsunuz.. Yapmayın..
Üzerine gidin, normalleşin..
Polisin eylemi papazın sözleri
Haberi okuyunca papaz Müller’in sözleri geldi aklıma..
Haber şu..
Yunanistan’da sonunda polisler de greve gitmiş.. Ellerinde kelepçelerle yürüyüş yapmışlar..
İtfaiyeciler de grevde olduğu için üzerlerine tazyikli su sıkan da olmamış..
Destek veren de çıkmamış..
*
Çünkü; o polisler, aylardır gösteri yapanların kafasına copu indiriyordu.. Önce öğretmenleri dövdüler; sonra gümrükçüleri, işçileri, işsizleri, doktorları, öğretim üyelerini..
Meydanlara çıkıp da ellerinden kurtulan adam kalmadı..
Bu kez kendileri meydana çıktı.. Papazın sözlerini hatırlamam bu sebepledir..
*
İlk önce geldiler komünistleri alıp götürdüler, ben sesimi çıkarmadım, çünkü komünist değildim.
Sonra sosyalistleri götürdüler, sesimi çıkarmadım çünkü sosyalist değildim.
Sonra sendikacıları götürdüler, sesimi çıkarmadım çünkü sendikacı değildim.
Sonra Yahudileri aldılar toplama kamplarına, işkenceye götürdüler. Ben sesimi çıkarmadım çünkü Yahudi değildim.
Bir gün kapım çalındı, beni götürmeye geldiler, beni alıp toplama kampına götürdüler. İşkenceye hiç kimse ses çıkarmadı çünkü benim için sesini çıkaracak kimse kalmamıştı.
*
Polis arkadaşlar işinizi yapıyorsunuz kabul.. Ama o copu kaldırırken bundan sonra bir kez daha düşünün..
Yunanistan’daki meslektaşlarınızın eylemini düşünün..
Demek ki; protesto, gösteri, yürüyüş hak!
Sevinelim mi üzülelim mi?
75 milyonluk Türkiye’de 35 milyon internet kullanıcısı varmış.. 35 milyon kullanıcının yüzde 70’i 34 yaşın altındaymış..
Türkiye, internet başında saat geçirme kıstasında Hollanda ve İngiltere’den sonra üçüncü sırada geliyormuş..
Facebook’un en büyük 5’inci, twitter’ın 10’uncu büyük izleyicisiymişiz..
*
Rakamlar bunlar..
Sevinelim mi üzülelim mi?
Elimizde veri yok.. Kaliteli internet kullanıcıları mı çoğunlukta, haybeden sörf yapanlar mı, erotik fotolara takılanlar mı?
‘Chat’çiler mi etkin, bilgiye ulaşmak isteyenler mi?
*
İnternet sitelerini yönetenlerin elinde veri var.. Kim neyi ‘tık’lıyor, kim nerede vakit geçiriyor biliyorlar..
Açıklamadıklarına göre..
Ayıp olmasın diyorlardır..
Özay Şendir
Küfür çok ayıp, geçmişi yazmak yeter...
6 Haziran 2025
Abbas Güçlü
Yaşadığımız toprakların farkında mıyız?..
6 Haziran 2025
Zafer Şahin
Senin kısmetine Kent Lokantası düştü İstanbul
6 Haziran 2025
Abdullah Karakuş
Savaş tamtamları ile barış olur mu?
6 Haziran 2025
Mehmet Tez
Pink Floyd, Live in Pompeii: Woodstock’ın tam tersi
6 Haziran 2025