Hangi konuda diyeceksiniz? Çift başlı yönetime doğru gidiş konusunda.. Yarı başkanlık sistemine fiilen geçiş hakkında..
İstiyorlar mı, istemiyorlar mı belli değil?
Aslında rejim değişikliğinin temeli 2007 yılındaki Anayasa değişikliğiyle atıldı.. Binanın katları cumhurbaşkanı seçim yasasıyla tamamlandı..
İşin büyük bölümü bitti..
CHP’den, MHP’den, BDP’den ses seda yok!..
*
Mesela Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Gül’ün yasayı veto etmesi gerektiğini, yoksa Anayasa Mahkemesi’ne gideceklerini açıkladı..
MHP de aynı görüşte..
Neye karşılar?
Yasada Gül’ün görev süresinin yedi yıl olarak belirtilmesine karşılar.. Anayasa’ya aykırı diyorlar..
Peki, beş yıl denseydi!
Şöyle anlatayım.. Cumhurbaşkanı yasayı veto etse, iktidar partisi madem öyle; ‘hadi buyurun seçime’ dese, yasayı beş yıl olarak tashih etse..
2012’nin Haziranı’nı işaret etse..
Muhalefet ne yapacak?
Dünyada eşi benzeri görülmeyen iki başlı sisteme onay verecek mi?
Yoksa duvara toslarız diye ucube sisteme itiraz edecek mi?
Bilmiyorum..
‘5 mi, 7 mi’ ye takılmışlar!
*
İktidarın oyun planı belli..
Fiili durumu zaman içinde resmi hale getirmek, şekle şemaile sokmak.. Çünkü onlar da bugünkü durumun ‘hayırlı bir durum’ olmadığını biliyor..
Anayasa değişikliğiyle, olmazsa Başbakan’ın güçlü karizmasıyla ‘çift başlılık’ ‘tek başlı’ hale gelir düşüncesindeler..
*
Muhalefetin oyun planı belli değil..
Kafalar karışık galiba..
Niye mi?
Bir yandan Cumhurbaşkanı’nın seçiminin 2012’de yapılmasını savunuyorlar, diğer taraftar parlamenter sistemi istermiş gibi yapıyorlar..
İkisi bir arada olmaz ki!..
Yarı Başkanlık iyi mi, kötü mü?
Neden ‘başkanlık’ değil de ‘yarı başkanlık’ diye soruyorlar..
Başkanlık sistemine geçmek zor.. Devletin bütün örgütlenmesini yeniden yapmak gerekir.. Hem çok zaman alır, hem sarsıntısı büyük olur, hem de maliyeti ağır gelir..
Yarı Başkanlık daha kolay.. Üst yapıda düzenleme yapılarak geçiş sağlanabilir.. Cumhurbaşkanı’nın yetkileri biraz daha artırılır, başbakanı ve bakanları doğrudan atama ve görevden alma yetkisi verilir, çift meclisli yapıya geçilir, olur biter..
Tabii olup bitmez.. Aksaklıklar çıkar zaman içinde düzeltilir..
Peki daha iyi mi olur, daha kötü mü?
Ön yargılı bakmayalım.. Ciddi ciddi tartışmalıyız.. Öncelikle siyaset kurumu tartışmalı.. Çünkü bu değişimden en çok siyaset etkilenir..
Çünkü partilerin fonksiyonu, yapıları değişecek.. Genel başkanların işlevi farklılaşacak.. Vekillerin vekillik etme şekilleri de..
Oldu bittiye gelmesin.. Konuşalım..
Yasa dışı dinlemeye yasayla yayın izni!
Seçimden önce denemek istediler olmadı..
Yetişmedi.. Vazgeçtiler sanmıştım vazgeçmemişler..
Israrlılar..
Yargıyı hızlandırma yasası dedikleri değişikliklerin içine koymuşlar..
İnternete düştü dedikleri telefon konuşmaları var ya!.. Hani kimsenin üstlenmediği herkesin Allah tarafından internete düşürülmüş muamelesi yaptığı konuşmaları söylüyorum..
Yayınlamak yasak..
Suç..
İktidar, sağından dolaşıyor, solundan dolaşıyor, suç olmaktan çıkarmaya çalışıyor..
İstiyor ki dinleme internete düştü mü iş bitsin..
Medya; ‘ne yapalım internete düşmüş bir kere’ desin, yayınlasın..
Zaten yayınlıyor diyeceksiniz..
*
(Geçenlerde eski Güney Deniz Saha Komutanı’nın cezaevinden, cezaevinin telefonundan yaptığı konuşma internette yayınlandı..
Medyada virgülüne kadar yer aldı..Yasa dışı denilmedi..
Balyoz davasının savcısı delil kabul edilmesini istedi.. Kimse internete nasıl düştüğünü sormadı, soruşturmadı.. Hâkim bile! )
*
Fiili durumu ben de biliyorum.. İktidar fiili durumu, yasa dışı durumu yasal hale getirmek istiyor..
Çok tehlikeli!
*
Niye mi?
Bu madde yasalaşırsa gizli dinleme yapıp riske girmeye de gerek kalmayacak! Senaryo yaz, çamur atmak istediğin kişilerin sesini taklit ettirerek konuştur.. Gerçekçi olsun diye kötü kayıt yap.. Uganda’daki, Patagonya’daki bir internet sitesinde yayınlat..
Sonra al manşete çek.. Günlerce yayın yap..
Hiçbir sorumluluğun olmayacak..
Yasa bunu getiriyor..
*
İktidar niye bu kadar ısrarcı anlamış değilim..
Bit yeniği var..
Yasa Meclis’e gelince muhalefet sorar, onlar da izah ederler herhalde..