MÜSLÜMAN MISIN, LAİK MİSİN?

Daha önce duymuştum; laik erkek-Müslüman erkek ayrımı yapmaları dikkatimi çekmişti ama üzerinde pek durmamıştım..
Çünkü bir anlam verememiştim..
Hürriyet’te Ayşe Arman’ın ‘eski mahallenin yeni yüzleri’ dizisinde karşıma çıkınca durdum düşündüm..
Laik erkek ne demek?
Müslüman erkek ne demek?
H
Çıkın sokağa, önünüze gelen herkese sorun; laik misin, Müslüman mısın?
(Çok saçma bir soru ama maalesef soruluyor!)
Herkes Müslümanım der?
Alternatifi..
Dinsiz mi?
* * *
Sakın birey laik olur mu, bu ne biçim ayrım, akıl, mantık, bilim dışı falan demeyin..
Bu soru soruluyor.. Çünkü altında başka şeyler yatıyor..
Söyle bakalım..
Laik misin, Müslüman mısın?
En çok da kendine liberal diyenler soruyor..
* * *
(Gerçi kelimeişehadet getiren herkes Müslüman.. Dini vecibelerini yerine getiriyor mu, getirmiyor mu o ayrı mesele.. Bu onun Müslüman olup olmamasını engellemiyor.. Zaten Müslüman olup olmadığına bu dünyada kim karar verebilir ki.. Kim cüret edebilir ki..)
* * *
Hal böyleyse bu ayrımın üzerinde niye duruluyor?
Şundan..
Dinle haşır neşir olmayan.. Sadece Müslümanım demekle yetinenle..
Eşinin, kızının başı açık olan, camiye cumadan cumaya giden, orucunu tutan, ama arkadaşlarıyla buluştuğu zaman iki kadeh içkisini yuvarlayan, sosyal hayatın içinde olan kişileri itibarsızlaştırmak için..
Yaftalamak için..
Daha açık söyleyeyim..
Aşağılamak için..
Laik ya dedim mi iş bitiyor!..
* * *
Peki Müslüman kim?

Değişimin öncüsü Ankara polisi
Ankara polisi önce lokanta bastı, sonra market..
Lokantaya girdi, aileleriyle oturan çocukların kimliklerini topladı, alayına suçlu muamelesi yaptı..
Yaptı da ne oldu?
Hiç..
Herkes böyle şey olur mu ya dedi..
Haddini aşmışlar diye konuşuldu.. Ankara Emniyet Müdürü bile karşı çıktı.. İdari soruşturma açıldı..
Sonuç; suçsuzlarmış..
Yani..
Yaptıkları normal..
Baktım, muhalefetin adamları bangır bangır bağırmadı.. Hükümetin adamları sesini çıkarmadı.. Ankara polisi maçı aldı..
Bu hızla, market basıp içki reyonlarını denetlediler..
Hükümet adamlarından ses çıktı mı?
Yoo..
Yine normal karşılandı.. Yine idari soruşturma açılsa ne olacak?
Suçsuz bulunacaklar..
Görürsünüz; Ankara polisinin uygulaması, İstanbul Boğazı’ndan başlayarak Ege ve Akdeniz’e sirayet edecek..
Değişimin öncüsü demem bundan!..
* * *
Artık çoluk çocuk lokantada balık yerken, kebap yerken sağına soluna bakacaksın.. Mekânda içki içen varsa yandın.. Hele sen de çocukların yanında iki kadeh atıyorsan hepten yandın!.
Ankara polisi kapıyı açtı..

Bu nasıl mucizedir anlamadım..

Bu kez çuvaldızı kendimize batıralım.. Medyanın tümüne.. Her olayı abartmaya, kahramanlar yaratmaya meraklıyızdır..
Libya ayaklanmasında da böyle oldu..
Hepsi denizci olan, dalgıç olan 7 Türk, 23 metrelik balıkçı teknesiyle Libya’dan kaçıp Datça’ya gelmiş..
Vay vay vay..
Kahraman ilan edildiler!..
Peki o 7 denizci Libya’ya nasıl gitmiş?
Aynı tekneyle.. Yani gittikleri gibi gelmişler.. Zaten Akdeniz’de, Karadeniz’de aynı boyda yüzlerce tekne orkinos avlamak için fır dönüyor..
Medya mucize diye sundu.. Veya sunduk.. Ayıp oldu..
Kime mi?
Dünyayı turlayan Sadun Bora’dan başlayayım mı? Minicik bebeğiyle, 6.5 metrelik tekneyle aynı işi yapan Osman Atasoy’la devam edip şu anda bile denizlerde olan onlarca kişiyi sayayım mı?
Bu işi mucize diye sunmak biraz cehaletimizi gösterdi!..
* * *
Ben bile, bu halimle, o 23 metrelik balıkçı teknesiyle Datça’dan Libya’ya gider gelirim.. İki tayfa, bir harita, bir de pusula yeter!..