Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Geçen hafta kolesterol hapı tartışması çıkmıştı.. Gerçi hâlâ da sürüyor.. Hem de en sert biçimde..
Yanına sağlıklı beslenme tartışması eklenmişti.. O ilki kadar sert değildi ama keskindi..
Sonuç ne oldu derseniz..
İki tartışmadan da bi sonuç çıkmadı.. Sadece kafamız allak bullak oldu o kadar..
Sık sık mı yiyelim..
Uzun aralıklarla mı yiyelim..
Meselesi bile ortada kaldı..
*
Neyse!..
Gelin, bugün tersten gidelim.. ‘Ne yersek değil, ne yemezsek ne olur’ sorusuna bakalım..
Yanıtları Dr. Haluk Saraçlı verdi..
Mesela denir ya.. Ekmeği, pilavı, makarnayı tamamen kes, hayatından çıkar, formunu koru..
Bakın o zaman neler oluyormuş..
Saraçlı’nın dediği şu:
BİR: Zayıflama amaçlı da olsa bu tür beslenme, kanımızdaki su, tuz ve asit-baz dengesini bozar..
İKİ: Bu tip diyetler hızlı kilo kaybına neden olur..
ÜÇ: Vücut enerji kaynağı olarak karbonhidratları bulamadığında, kendiliğinden beslenmeye başlar.. Yani kasların yıkımına neden olur.. Kalp kasını bile yakabilir..
DÖRT: Ekmek, makarna, pilav, patates ve meyveyi reddedip ete ve yağa ağırlık verildiğinde gut hastalığına ve organ harabına neden olabilir..
BEŞ: Beyin, yağlarla ve proteinlerle beslenemez.. Beyin tek enerji kaynağı olan karbonhidratları yeterince almadığında zihinsel performans düşer..
ALTI: B vitamini eksikliğinden bağışıklık sistemimiz çöker, her türlü hastalığa karşı kapımızı ardına kadar açmış oluruz..
*
Tam tersine de bakalım..
Karbonhidratı azaltıp, aşırı proteinlerle beslenirsek ne olur?
BİR: Yüksek proteinli beslenme kemik erimelerine neden olur.. Çünkü kemiklerdeki kalsiyumun çekilmesine neden olur..
İKİ: Düşük karbonhidrat, yüksek protein diyeti uygulandığında böbrek taşını engelleyen, ‘Sitrik tuzu’ oranı yüzde 25 azalır.. Bunun sonucunda hızla böbrek taşları oluşur..
*
Saraçlı’nın verdiği bu bilgilerden benim çıkardığım sonuç şu..
Hiçbir besinle ilişkini kesmeyeceksin.. Arkanı dönmeyeceksin.. Ayrım yapmayacaksın..
Her şeyi yiyeceksin ama karınca kararınca..
Bir ekleme de ben yapayım..
Sporsuz hayat düzeni kurmayacaksın..

Haberin Devamı

Palandöken kendini aşıyor..
Kayak sporuna meraklı olanlar bilir..
Üç büyük sıkıntı vardır..
Dağa gidersin yeterince kar yoktur, rüzgâr var olanı da alıp götürmüştür, pist yer yer kelleşmiştir..
Dağa çıktığınla kalırsın..
Birinci sıkıntı budur..
İkincisi, bazı yıllar sezon çok kısa olur.. Hava soğuktur ama kar yoktur veya çok geç gelmiştir..
(Geçen yıl olduğu gibi.. Üniversite oyunları suni karla yapıldı.. Hem de Erzurum’da hem de ocak ayında!)
Üçüncüsü hava erken kararır.. Tadına varamadan görevli ‘son çıkışlar’ diye bağırır, saatinize bakarsınız, daha dört, bilemedin dört buçuk..
*
Xanadu otelin açılışına davet ettiler.. (Dün açıldı) Gelmem dedim, kar yok ki, kayak yapamadıktan sonra taa Palandöken’e git..
Gel dediler kayak yapmanı garanti ediyoruz..
Şaka yapıyorlar zannettim..
Değilmiş!
İşi suni karla çözmüşler.. Pist boyunca 70 adet püskürtücü koymuşlar.. Göletten su geliyor, suyu inceltiyorlar, hava basarak borulardan piste üflüyorlar..
Çim sulama makineleri gibi..
Hava sıfır veya sıfırın altındaysa pist karla kaplanıyor.. Gece üflüyorlar, sabah düzeltiyorlar, gün boyu kay..
Birinci sıkıntı böylece aşılmış.. Kar duasına çıkma dönemi bitmiş..
*
İkinci sıkıntı da havanın erken kararmasıydı.. Pistin belli bir bölümünü ışıklandırmışlar.. Yani saat dört oldu mu ‘son turlar’ diye bağıran artık yok..
Sekize, dokuza kadar kay..
*
Suni kar makinesi olunca kısa sezon sorunu da kalmamış.. Sıcaklık sıfıra düşsün yeter..
Palandöken kendini aşmış demem bundandır..
Diğer oteller de aynısını yapar mı, bu iş başka bölgelere, mesela Uludağ’a, Kartalkaya’ya da yayılır mı bilmem..
Kolay iş değil..
Önce gölet bulman lazım, o göletin su tutması lazım, o suyu pistin olduğu yere taşıman lazım..
Zor tabii.. Ama yapılınca da güzel oluyor..