İktidar değerli yalnızlığın çok değerli bir şey olmadığını gördü ki, rotayı kırdı..
Küstüm politikasından vazgeçti..
İlişkileri canlandırmak, kapıları yeniden aralamak politikasına geçti.. Başbakan dün Bağdat’la yol haritasını açıkladı..
Karşılıklı ziyaretlerle Irak Başbakanı Maliki ile eski günlere dönülmeye çalışılacak.. Bu bir anlamda Ankara’nın Irak’ın iç işlerine el atmayacağı anlamına da geliyor..
İran’la da ilişkiler geliştiriliyor.. Mısır büyükelçisi Kahire’ye geri gönderildi..
Özet; değerli yalnızlık günleri bitti..
Daha önemlisi; Suriye’de El Kaide uzantılarına destek verdiği, göz yumduğu, hamilik yaptığı görüntüsü veren Ankara bu meselede de çark etti..
El Kaide ile mücadele aşamasına geçti..
Radikal yazarı Cengiz Çandar bütün bu olan bitene, dış politikada ‘reset’leme adını vermiş..
*
İktidar, dış politikada ‘reset’leme yaptıysa iç politikada da ‘reset’leme yapmalı..
Yeni Şafak yazarı Ali Bayramoğlu önceki gün iktidarın üç büyük krizle karşılaştığını yazdı.. KCK’lardan, kimi hukuk ihlallerine, özgürlük alanına yönelik kimi müdahalelere kadar ara kademelerin de olduğunu belirtti..
Ama üç kritik olay üzerinden analiz yapacağını söyledi..
Nedir o üç olay?
Bayramoğlu’na göre..
BİR: Roboski.. 34 kişinin bombalanarak öldürülmesi..
İKİ: Gezi olayları..
ÜÇ: Özel mekanlar krizi.. Kızlı erkekli evler için yasal düzenleme yapılacağının söylenmesi..
Bayramoğlu şu sonuca varmış:
“AK Parti’nin görece özgürlükçü tutum ve politikalarında çoğunlukçuluğa olan izafi mesafesinde ‘kopuş’.”
*
Yani otoriterleşme.. Özgürlük alanının daraltılması.. Demokrasinin örselenmesi..
Dördüncü krizin Türkiye’ye ağır geleceği aşikar.. Attığı yanlış adımları görerek, dış politikadaki tavrını ‘reset’leyen iktidarın iç politikada da ‘reset’leme yapması şart!..
Yapar mı derseniz?
Zor..
Çünkü iktidar kutuplaşmadan besleniyor.. Çünkü Başbakan muhafazakar değer yargılarının herkes tarafından benimsenmesini istiyor..
Yasalarla da olsa benimsetmeyi görevi kabul ediyor..
Suriye’ye giden silahlar
Ankara’nın dış politikasını ‘reset’lemesinin en belirgin göstergelerinden biri; havan mermisi yüklü TIR’ın yakalanması..
Belli, Ankara yarattığı imajı değiştirmek istiyor.. El Kaide batağına saplandığı görüntüsünü silmek niyetinde.. TIR şoförünün ifadesine göre, mermi yüklü TIR son iki ayda iki kez Suriye’ye gitmiş..
Beş ayrı geçiş yolu varmış..
Yol geçen hanı misali..
*
Yakalanan TIR’da 931 havan mermisi bulundu.. Konya’da üretilmiş.. Konya polisinin haberi olmamış mı? MİT’in!..
Gerçekten haberleri olmamışsa vahim!.. Merdiven altında havan mermisi üretiliyor kimsenin ruhu duymuyor..
Ya da göz yumuldu.. Başka izahı yok..
Gizli sanık dönemi..
Gizli tanık hayatımıza girdi.. Gizli tanık birçok hayatları kararttı.. Gizli sanıkla ilk defa karşılaşıyoruz..
Gezi eylemleri sırasında Ethem Sarısülük’ü öldüren polis gizli sanık oldu..
Urfa’ya tayin edildi, yüzünü gören, kim olduğunu bilen yok.. Sadece adı biliniyor..
Dosyaya fotoğrafı bile konulmamış..
Sanığın ifadesi talimatla Urfa’da alınacak.. Sarısülük’ün avukatları çağrılmamış..
Niye?
Gizli sanık ya!..
Bakalım bu davadan adalet nasıl çıkacak?
Alkol yasak, günah.. Uyuşturucu gırla..
Afganistan’dan söz ediyorum.. Taliban’ın ülkesinden.. Kadınların peçe ile dolaştığı, kadının adının olmadığı, katı kuralların geçerli olduğu ülkeden söz ediyorum..
Alkol yasak!.. Uyuşturucu serbest..
Haşhaş üretimi 10 yılda üç katına çıkmış.. Uyuşturucu bağımlılığı almış başını gitmiş.. Kafalar dumanlı anlayacağınız..
Bu hal üzerine yorum yapmaya gerek var mı?
Veya yorumu siz yapın!..
