Başbakan ve hükümet üyelerinin sözlerine bakarsanız..
Anayasa Komisyonu Başkanı Kuzu’nun demeçlerini alt alta sıralarsanız..
O günden bugüne; yazılanları çizilenleri okursanız..
Televizyonlarda bir haftadır süren tartışmaları dinlerseniz..
Dersiniz ki; anlayamadım ama galiba hükümete karşı büyük bir kalkışma oldu; bu toz duman onun için..
Bu öfke, bu kızgınlık, bu sert sözler bu sebeple..
*
Oysa olan biten başkadır..
Geçen hafta, Başbakan’ın rektörlerle toplantı yaptığı sırada 5O-60 kadar öğrenci (aralarında kadrolu eylemciler de varmış; olabilir!) eylem yapmıştı..
Sonuç malum; bir temiz dayak..
Ama öyle böyle değil..
Eşek sudan gelircesine..
Sonra ne oldu..
Başbakan polis haklı dedi; Başbakan sert tavır aldığı için öteki AKP’liler de (bakanlar, milletvekilleri, sivil toplum önderleri, sendikacılar, yazarlar, gazeteciler ) sustu..
Ankara’daki yumurta eyleminin nedeni işte bu suskunluktu..
İstanbul’daki dayağı protesto etmek..
Ortada kalkışma falan yok.. Büyütülecek bir hadise varsa polisin acımasız coplarıdır..
Ama hükümet olayı başka türlü büyümek istiyor.. Sanki terörist bir grup Dolmabahçe’yi basacaktı da güç bela durduruldu izlenimi yaratmak istiyor..
Neden?
Bence seçime hazırlık..
Amacı ne olabilir?
Hem hükümete karşı şimdi de öğrencileri harekete geçirdiler havası yaratmaktır..
Hem de bu vesileyle sert tepki koyup, korku yaratarak bundan sonraki protesto eylemlerinin önünü kafadan kesmektir..
*
Normal demokrasilerde olsa..
Başbakan da İçişleri Bakanı da çıkar; hem öğrencilerden hem ailelerinden hem de bu topraklarda bu tatsızlıklar yaşandı diye tüm vatandaşlardan özür dilerdi..
Biz de tam tersi oldu..
Asıl konuşulması gereken bu..
Genç Siviller nerede?
Genç Siviller hareketini biliyorsunuz..
Converse giyen gençlerin hareketini.. Hani otelin camından yürüyüş yapan avukatlara hitaben Darbeci Baro Taksim’e Hoşgeldin yazılı pankart açmışlardı ya..
İşte onlar..
‘Genç subaylar rahatsız’ anlayışının alternatifiydi..
Genç siviller rahatsız..
İnternet sitelerinin başlığı da bu..
Neyse..
En son neler yapmışlar diye baktım..
Julian Assange ve sitesi Wikileaks’e özgürlük diye İsveç konsolosluğunun önünde eylem yapmışlar..
Taksim’deki kafede Waka-ı Wikiwikiye partisi düzenlemişler..
İTÜ’lü öğrencilerin Başbakan aleyhine pankart açtıkları için 15 ay hapis cezası almasına karşı çıkmışlar, bildiri yayınlamışlar..
*
Gelelim öğrencilerin dövülmesi hadisesine..
Aaaaa.. Genç Siviller ortada yok..
Nerede bunlar.. Çıtlarını çıkarmadılar..
Ya toplu halde tatile çıktılar..
Ya dükkânı kapattılar..
Ya da polis copundan rahatsız değiller..
Normal karşılıyorlar..
*
Ne olursa olsun sonuç değişmiyor..
Anlaşılan o ki..
Genç siviller rahat!..
‘Mahcup kriteri’ne göre il yapılacak ilçeler..
Alanya işletme fakültesi dekanı bir takım kriterleri baz alarak il olması gereken ilçelerin listesini çıkarmış..
Sayalım..
Alanya birinci sırada.. Bandırma, Fethiye, Elbistan, Ereğli, Bergama, Ödemiş, Erciş..
Ben de başka kriterlere göre hesap kitap yaptım.. Bazı ilçeler il olur, hem de havada karada olur, bazıları hayatta olamaz..
Benim kriterim ne mi?
Evet - hayır oranı..
Bu kriteri kullanma nedenim Başbakan’ın Mardin konuşması..
Ne dedi?
Mardin 12 Eylül’de kendisinden bekleneni yaptı dedi..
Mardin bizi mahcup etmedi dedi..
Demek ki mahcubiyet kriterine de bakmamız lazım.. Sen hem Başbakan’ı mahcup et hem de il olmayı düşle!..
Yok ya..
Evet diyen; Alanya, Elbistan, Ereğli, Erciş il olur..
Hayır diyen; Bandırma, Fethiye, Bergama, Ödemiş il olamaz..
En şanslısı Van’ın yüzde 93’le Evet diyen Erciş ilçesi gözüküyor ama onların da yarısı boykotçu..
Bu yarışta Elbistan’ı banko geçiyorum, yüzde 80 katılma oranına yüzde 70 evet..
Elbistanlılar daha ne yapsın!
Ödemişliler ile Bergamalılar hiç heves bile etmesin..
Onlar mahcup edenlerden..
Bakan Çubukçu’yla sohbet..
Cuma günü bir gazete haberinden yola çıkarak Milli Eğitim Bakanlığı’nı eleştirmiştim..
Habere göre, bakanlık, Danıştay’a gönderdiği itiraz dilekçesinde; SBS iyiydi ama veliler bu işi çok abarttı.. Dershanelere gönderdiler, özel hocalar tuttular, çocukları bunalıma soktular demişti..
Meğer dememişler..
Bakan Nimet Çubukçu aradı..
Velileri suçlayan itiraz dilekçesi vermediklerini söyledi ve dedi ki;
“Anket yaptırdım, velilerin sıkıntılarını dinledim, onlardan gelen talep üzerine SBS’yi kaldırdım. Bana kalsa o gün, yedinci sınıflardan da kaldırırdım. Ama hukuki durumlar var, kademeli kaldırılması gerekti. Bunları yapan ben nasıl olur da velileri suçlarım. Tam tersi velilerin yanındayım.”
