Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Fransa’ya karşı taban tabana zıt iki farklı politika izledik..
‘İnkâr Yasası’nı Meclis kabul edilince farklı davrandık.. Senato kabul edince farklı..
Birincisinde çok serttik..
Bağırıp çağırdık..
Tehditkârdık..
Bu işin sonu kötü olur dedik..
İkincisinde sakindik..
Sürecin sonunu bekleyeceğimizi ilan ettik.. Diplomasiyi devreye soktuk..
Sonuç; İnkâr Yasası Anayasa Konseyi’ne gitti.. İstediğimiz oldu..
Soru şudur..
Hangisi doğruydu..
Sert çıkışımız mı, sakin yaklaşımımız mı?
Hangisi sonuç verdi..
*
‘İnkâr Yasası’ Meclis’e getirilince, çıkarsa çok sert tepki göstereceğimizi söyledik.. İlişkilerin ağır yara alacağını bildirdik..
Dinlemediler tabii..
Yasa Meclis’ten geçti..
Anında büyükelçiyi geri çağırdık, siyasi istişarelere noktayı koyduk, ortak askeri tatbikatları iptal ettik, ekonomik ve ticari ortak komite toplantısını boykot edeceğimizi açıkladık..
Bununla da kalmadık..
Senato’da kabul ederse daha da sertleşeceğimizi, başka yaptırımların da geleceğini ima ettik..
Fransız mallarını boykot edelim çağrısı bile yapıldı..
Anlaşıldı ki; AB ile gümrük birliği nedeniyle bu imkânsız..
Vazgeçildi.. İkili ticareti keselim falan denecek oldu..
Fransa’ya yedi milyar dolarlık ihracatımız vardı, göze almak zordu..
*
Yasa Senato’ya geldi..
Senato da restimizi görmedi.. Tehditkâr yaklaşımımızı dikkate almadı..
‘Siz o yasayı kabul ederseniz biz de bunu bunu yaparız’ diye özetlenen dış politikamız ters tepti..
Senatörler de yasayı kabul etti..
*
Yasa Meclis’ten çıkıp Senato’ya gidene kadar ki bir aylık sürede Ankara’nın politikası yüz seksen derece değişti..
Sert üsluptan, gününüzü gösteririz havasından, siz zararlı çıkarsınız söyleminden eser kalmadı..
İş Anayasa Konseyi’ne gidince..
Başlık atıldı; diplomatik zafer..
Bu zafer nasıl elde edildi?
İktidara yakınlığı ile bilinen Star’ın yönetmeni Mustafa Karaalioğlu ‘diplomatik başarıyı’ dün köşesinde şöyle anlattı..
“Sessiz, sakin, temkinli ve en önemlisi de Avrupa’nın ve Fransa’nın anladığı dilden bir diplomasi ile istenen elde edilmiştir.”
*
Demek ki bir ay önceki politika, Avrupa’nın ve Fransa’nın anladığı dilden değildi..
Okumaya devam edelim..
“Tehdit yağdırmadan, rest çekmeden, büyükelçi geri çekmeden, muhataplarına sabırla bu sürecin ortaya çıkarabileceği problemleri anlatma politikası sonuç vermiştir.”
Demek ki başarı burada..
O halde, büyükelçi çekmek yanlıştı..
Tehdit yağdırmak da esip gürlemek de..
Karaalioğlu’nun yazısından çıkan sonuç bu..
*
(Yeri gelmişken şu notu da düşelim.. Ankara sert politikasını sürdürseydi; kişilikli politika böyle olur, eskiden hakkımızı arayamazdık, monşerlerin eline kalmıştık, şimdi sesimiz onlar kadar gür çıkıyor, masaya yumruğumuzu vuruyoruz, kişilikli dış politika budur, monşerler diplomasisi değildir, kaybeden biz değil onlar oldu diye yazarlardı..
Daha önce yazdılar da..
Şimdi diplomasi zaferi diyorlar.)
*
Karaalioğlu yazısının sonuna bir de öğüt sıkıştırmış..
Kime olduğunu anlamadım..
Şöyle demiş..
“Şimdiden sonra yine aynı soğukkanlı tavrın sürdürülmesi, gerilime ve restleşmeye varacak tehdit diline müracaat edilmemesi en akıllıca yol gibi gözüküyor”
Kime demiştir?
Tahmin dahi yapamadım!.. Karşılaşırsam soracağım; ‘tehdit dilini kullanma’ diye kime çağrı yaptı acaba..

Haberin Devamı

Kırk katır.. Kırk satır..
Futboldaki halimizin özeti bu..Önce elini taşın altına koyacak bir baba yiğit bulunacak..
O baba yiğit Federasyon Başkanı seçilecek..
Baba yiğit diyorum.. Herkes kaldıramaz.. Stres yükü çok fazla..
Karar ne olursa olsun çok fazla.. Zaten çok fazla seçenek yok..
BİR: UEFA’ya davanın sonunu bekleyeceğiz denilecek..
İKİ: Disiplin kurulu ‘kanaate’ göre ceza kesecek..
ÜÇ: Yok!..
*
Yeni Başkan, UEFA’ya rest çekerse gelebilecek cezaları göğüsleyecek.. Hele en az üç yıl ceza gelirse, hele milli takım da işin içine katılırsa durum iç açıcı olmaz..
Kimi, UEFA göze alamaz diyor.. Aynı fikirde değilim.. Türkiye, İspanya mı ki göze alamasın.. Zaten esamemiz okunmuyor..
Öbür şık da şu.. Yeni Başkan, Fenerbahçe dâhil birkaç kulübü Bank Asya’ya yollayacak..
Gümbürtü kopacak..
Seç beğen al!.