Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Sıralamada boşluk vardı, tamamlandı.. Tatmin listesi sonunda firesiz oluştu.. Yukarıdan aşağıya eksiksiz..
Cumhurbaşkanı daha ilk gün tatmin olmuştu..
Hükümet sözcüsü, Cumhurbaşkanı tatmin olunca biz de tatmin olduk diyerek bütün bakanların tatmin olduğunu ilan etti..
Meclis Başkanı geride kalmadı, yurda döner dönmez, ben de oldum diye listeye adını yazdırdı..
YÖK Başkanı olmadan olmazdı..
Protokol sırasına bakıldığında bir eksik vardı.. Başbakan tatmin oldum dememişti..
Yoksa tatmin olmamış mıydı?
Başbakan’ın sağı solu belli olmazdı.. Domuz gribinde yaptığı gibi tersten çakabilirdi..
Bu sebeple Başbakan’ın ÖSYM’nin şifre açıklamasından tatmin olup olmaması çok önemliydi..
Sonunda öğrendik..
Başbakan da tatmin olmuş.. Üstelik Başbakan sadece tatmin oldum demekle kalmadı tatmin olmadık diyen gençleri de bir güzel fırçaladı..
Oyuna gelmekle, alet olmakla suçladı..
*
Bu iş medyasız olmazdı.. Medya da karnıyarık gibi bölündü..
Sınav kitapçığını kendileri hazırlamış gibi şifre külliyen yalan diyenler meseleyi başka boyuta çekmeye çalıştı..
İşi, hükümete komplodan tutun da, seçim öncesi öğrencileri sokağa dökme girişimine kadar getirdiler..
Ortalık toz dumandı anlayacağınız..
Hâlâ da toz duman ya!..
*
Başbakan’ın tatmin oldum demesinden bir gün sonra.. ÖSYM sınava giren öğrencilere bir mektup yayımladı..
Özeti; sehven şifre var..
Nasıl olmuş?
Rastgele verilmesi gereken değerler sıralı verilmiş.. Bazı sorularda en büyük değerin sağındaki değer doğru cevapmış..
Ama bu sehven yapılmış!..
Sehven kelimesi sihirli sözcük zaten.. Yapılan edilen sehven olunca zaten mesele kapanıyor ya!.
Adam ne yapsın, sehven olmuş!..
*
Bunu yapan kurumun başındaki adamın, Cumhurbaşkanı’ndan, Meclis Başkanı’ndan, Başbakan’dan, tüm bakanlardan, kendilerini cansiperane destekleyen gazetelerden; ‘sizi yanılttık’ diye özür dilemesi gerekir değil mi?
Dilemiyor..
Biz şifreledik ama öğrenciler uyanamadı diyor..
Hafiften keriz muamelesi çekiyorlar..
Ayıbın da, pişkinliğin de bu kadarına ne diyelim..
Hadi ben demeyeyim..
Siz deyin..

Haberin Devamı

Önce Nedim’e Ahmet’e söyleyin.. Sonra..
Başbakan, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nde konuştu, soruları yanıtladı..
Merak, hapse atılan gazetecilerle ilgiliydi..
Düşünce, ifade özgürlüğüyle..
Başbakan gazetecilik faaliyetinden hapse atılmadıklarını söyledi..
Dedi ki; ‘Genel Sekreter Jagland’a rica ettim, siz gelin, elemanlarınızı yollayın, yerinde bazı incelemeler yapsınlar. Bunun böyle olmadığını göreceklerdir..’
İyi de..
Yabancılar gelip neyi görecek, neyi öğrenecek ki..
Nedim bile..
Ahmet bile..
Neden tutuklandıklarını bilmiyorlar ki.. Onlara bile söylenmeyen Avrupalılara mı söylenecek..
Savcı gizlilik kaydı koydu..
Bizden esirgediği gizli belgeyi onlara mı gösterecek!
Daha da ötesini söyleyeyim..
Tuncay Özkan üç yıldır hapiste.. Üç yıldır bas bas bağırıyor, suçumu söyleyin diyor, kimse söylemiyor..
Bu uğurda kitap yazdı..
Ses yok.. Gizli deniliyor!.
Ne zamana kadar gizli olduğunu da kimse bilmiyor..
Mesele zaten bu.. Suçlananın suçunu öğrenememesi!..

Haberin Devamı

Başbakan’ın başkanlık yatırımı
İki hamle sonrasını düşünüyor, doğrusunu yapıyor..
Almanya’yı, Fransa’yı, Hollanda’yı, Belçika’yı..
Konya, Denizli, Bitlis, Trabzon gibi görüyor.. Fırsat yaratıp oralarda miting gibi toplantılar düzenliyor..
Binlerce kişiye hitap edip, icraatlarını anlatıyor..
Niye mi yapıyor?
Bu seçimde olmadı ama ilk seçimde oradaki Türkler de oy kullanacak.. Milyonlarca insanımız var.. Ayaklarına gidiyor, onları dinliyor, yaptıklarını, yapacaklarını anlatıyor..
Başka ülkede yaşasanız bile siz de Türkiye’nin geleceğinde söz sahibisiniz diyor.. Onlara değer verdiğini gösteriyor..
Şapka çıkarmak lazım..
*
Gelelim başlığa..
Hazirandan sonra ilk seçim ne?
Cumhurbaşkanlığı veya başkanlık seçimi..

Haberin Devamı

Sarkozy Türkiye’de miting yapsa!
Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy Türkiye’ye gelse..
Türkiye’de yaşayan Fransızları mesela Kuşadası’nda toplasa.. Beş bin kişi değil, beş yüz kişiyi bir araya getirse..
Elli kişiye hitap etse.. Bunu vesile yapsa..
Başbakanımıza adını anmadan verse veriştirse..
Le Monde, Le Figaro ‘kendi evinde vurdu’ diye başlık atsa.. Haber yapsa..
Nasıl karşılarsınız?
Ben iyi karşılamam.. Acayip tepki gösteririm..
*
Buradan, kendine yapılmasını istemediğin hareketi başkalarına yapma sonucunu çıkartalım mı?