Tek adam yönetimi böyledir...

Tek adam konuşur.. Tek adam karar alır.. Tek adam talep eder.. Diğerleri yapar.. Oyunun kuralı budur.. Türkiye çok uzun süredir, tek adam tarafından yönetilmektedir!
*
Ankara gün boyu çalkalandı.. Başbakan, Meclis Başkanı Şahin’i azarladı mı azarlamadı mı?..
Şahin kabul etmiyor.. AKP Genel Başkan Yardımcısı Çelik ‘Doğru değil’ diyor.. CHP’li Divan Kâtibi Tüzün ‘Duydum’ diyor..
*
Mesele şu.. CHP’liler pankart açarak İçişleri Bakanı’nı protesto edince Başbakan acayip sinirlendi.. Verilen arada Meclis Başkanı’nın yanına gitti..
İddiaya göre gerisi şöyle..
Başbakan: Bu nasıl iş kardeşim attırsana o pankartları salondan..
Meclis Başkanı: Çıkarttıracağım efendim..
Başbakan: Meclis böyle mi yönetilir, miting meydanı mı burası?
*
Size göre aralarında bu konuşma geçmiş midir? Nereden bileyim demeyin, kanaatiniz önemli..
Başbakan Kürt açılımı başlarken milletvekillerinin sesini kesmek için Söz ola kese başı demedi mi?
Dedi..
Bakanlar Kurulu’nda yaşanan bir tartışma dışarıya yansıyınca, altı bakanın teyit ettiği haberleri medyada yer alınca..
Söyleyin isimlerini kulağından tutup atayım demedi mi?
*
Sağlık Bakanı’nın başına gelenler..
Domuz aşısı kampanyasının başladığı gün kürsüden fırçalamadı mı?
Cumhurbaşkanı Gül, Sudan diktatörü El Beşir Türkiye’ye gelmesin diye diplomasinin bütün kanallarını kullanırken El Beşir’den yana tavır koymadı mı?
Bütün bunlar olmadı mı?
Oldu...
*
Başbakan partisine değil kendisine oy verildiğini düşünüyor.. Yani.. Cumhurbaşkanını seçen o, Meclis Başkanı’nı seçen o, milletvekillerini milletvekili yapan o, bakanları atayan o..
Milli iradeyi tek başına temsil ettiğine inanıyor..
*
Başbakan ile Meclis Başkanı arasında o konuşma yaşandı mı bilemem..
Bana şaşırtıcı gelmedi..
Galiba asıl mesele de bu..

Başsavcı da dinlendiyse
Cep telefonuyla konuşmamak yetmez.. Artık çalıştığınız yerin santralına girip dinliyorlar.. Korkutucu, düşündürücü..
Baksanıza İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı bile dinlenmiş..
Suçun yoksa sana ne, dinlerlerse dinlesinler diyebilirsiniz?
Mesele o değil.. Şu;
BİR: Devletin herkesi bu kadar rahat dinliyor olması..
İKİ: Dinlenme hissiyle yaşamak..

Polise taş atan çocuklar!
Gerçi kimse bir şey söylemiyor ama AKP’nin ne yapmak istediği ortaya çıkmaya başladı..
Yasalarda birtakım düzenlemeler yapacaklar..
Mesela polise taş atan çocuklara ağır ceza verilmeyecek.. Yaşı küçüklere terörist muamelesi çekilmeyecek, çocuk gözüyle bakılacak gibi..
Güzel şeyler ama meselenin özü değil..
Meselenin can damarı şu..
O çocuklar polise neden taş atıyor. Hangi duyguyla atıyor.. Çözmemiz gereken bu..
Polise taş atmayı serbest hale getirmek değil, taş atılmamasını sağlamaktır..
O çocuklar polise, askere ‘düşman’ gözüyle bakarak büyüdü.. 40 yıldır bölgedeki hava bu..
Önemli olan Güneydoğu’dan o havanın sökülüp atılmasıdır..
Açılımın işlevi de budur.. Bu olmalıdır..