Moris Şinasi...

25 Eylül 2016

Manisa’da sırrı ilk bakışta çözülemeyen bir hastane vardır:
“Moris Şinasi Çocuk Hastanesi”
Hastanenin öyküsü bir film konusudur aslında...
Musa Eskenazi 1855 yılında Manisa’da doğdu. Çocukluğunda Manisa’da tütün sanayiinde çalıştı. 14 yaşındayken ağır bir hastalık geçirdi, Manisa’da tedavi gördü.
Musa Eskenazi 1870 yılında 15 yaşında iken kardeşi Salomon ile birlikte Manisa’dan ayrıldı, sığır taşıyan bir gemi ile İskenderiye’ye gitti, İskenderiye’de limanda gemilere yük aktarma ve boşaltma işlerinde çalıştı. Garafollo adında, tütün ticareti yapan zengin bir Yunanlı, Musa’yı sevdi, onun hamiliğini üstlendi. Musa otuz yaşına kadar onun yanında kaldı, tütün ticaretini ve sigara imalatını öğrendi. Otuz yaşına gelince Garafollo’nun kendisine verdiği ödünç parayla, Amerika’ya göç etti.


Yazının Devamı

Evet tablo acı!

24 Eylül 2016

“Üç gün önce Kobani’ye yine uçak dolusu silah indirdi Amerika. Kusura bakmasınlar, dün de Sayın Biden’a söyledim. ‘Bundan haberin var mı?’ dedim. ‘Haberim yok’ dedi. ‘Benim haberim var’ dedim. Ortada böyle acı tablo var.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, New York’taki Türk toplumu temsilcilerine durumu bu sözlerle anlattı. Dünkü Hürriyet’in birinci sayfasında yer alan bu haberin hemen altında tek satırlık küçük bir haber daha vardı. ABD Savunma Bakanı Asthon Carter’ın, Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford ile Senato Silahlı Hizmetler Komitesi’nde senatörlerin sorularını yanıtlarken bir soruya verdiği yanıtı aktarıyordu.
“Suriye’deki Kürtlere daha önce de silah vermiştik. Silah vermeye devam edeceğiz.”
***
Dost ve müttefik dediğimiz... Suriye’de birlikte yola çıktığımız... Daha doğrusu peşine takıldığımız ve onun adına vekâleten savaş yürüttüğümüz ABD ile ciddi şekilde karşı karşıya geldik.
ABD bizim terörist saydığımız Kürt örgütlerini müttefik görüyor, bizi karşısına alma pahasına onlarla ilişkiyi sürdürüyor.
Biz ise sınırımızın hemen dibinde bir Kürt koridorunun oluşmasını önleme çabasındayız.

Yazının Devamı

Mağdur kuyruğu

23 Eylül 2016

Ankara Kızılay’daki Başbakanlık merkez binasının önünde, uzunluğu belki de 200 metreyi bulan bir insan kuyruğu birkaç gündür devam ediyor. FETÖ soruşturması kapsamında açığa alınan ya da işinden atılan kamu görevlileriyle yakınları, ellerindeki itiraz dilekçelerini vermek üzere gelmişler. Arkadaşımız Fahrettin Fidan kuyruğa yaklaşıyor ve soruyor:
- Sizin mağduriyetiniz nedir?
- Boğaziçi mezunuyum. Komşu ülkelerden birinde başkonsolos yardımcısı idim. 10 Ağustos’ta merkeze çağırdılar, 1 Eylül’deki KHK ile hiçbir gerekçe göstermeden ihraç ettiler. Dışişleri Bakanlığı’nda yaklaşık 300 meslek memuru benimle aynı şekilde bakanlıktan atıldı.
- Peki siz?
- Oğlum sözleşmeli jandarma subayıydı. Darbe girişiminden 4 gün önce askeri hastaneden istirahat raporu aldı, evinde istirahat ediyordu. Suç dosyasında kimlik fotokopisinden başka bir şey olmadığı gibi darbe girişimi gecesi çekilen görüntülerin de hiçbirinde yok. Subaylıktan atıldığı yetmezmiş gibi iki aydır da Sincan Cezaevi’nde hapis yatıyor.
-Sizi dinleyelim?
-3 yıldızlı başkomiser olarak Batman’da görev yaparken FETÖ’cü diye meslekten çıkarılıp hapse atılan oğlum için buradayım. Evinde yapılan aramada FETÖ’ye dair hiçbir şey

Yazının Devamı

Hocalar kaçıyor

22 Eylül 2016

ABD Merkezli “Bilim İnsanı Kurtarma Fonu”na başvuran Türk akademisyenlerin sayısı 65’i bulmuş. Bu akademisyenler Türkiye’de kendilerini güvende hissedemediklerini ve hapse atılmaktan korktuklarını söylüyorlarmış.
Odatv’ye göre... İngiltere’de bulunan ‘Risk Altındaki Akademisyenler’ adlı kurumun yöneticileri de Türkiye’den haftada en az 15-20 başvuru aldıklarını, bu akademisyenlerin Türkiye’yi terk etmek istediklerini bildiriyor.
Kadere bakın... Nazi Almanya’sından kaçan Alman akademisyenler 1930’larda güvenli bir liman olarak Türkiye’ye sığınmışlardı. Bugün Türk akademisyenler Batı’da sığınacak ülke ve çalışacak üniversite arıyor.
? ? ?
Pasaportu ellerinden alınmayan akademisyenlerin kaçma şansı var!
Ne var ki memuriyetten ihraç edilenlerin bu şansı da yok.
Çünkü pasaportları da iptal ediliyor. Ayrıca binlerce öğretmen bu durumda.

Yazının Devamı

Siyasi ayak...

21 Eylül 2016

Herkes en çok şunu merak ediyor:
- Bu darbenin siyasi ayağı nerede?
Darbenin sivil lideri kimdi? Darbe başarılı olsaydı kim Başbakan kim cumhurbaşkanı olacaktı? Bakanlar Kurulu kimlerden oluşacaktı?
Herkes sorunun cevabını merak ediyor ama kimse bir ipucuna sahip değil.
Bu arada bir ihtimalden daha söz ediliyor.
O ihtimal bu darbenin iktidarı ele almayı amaçlamadığıdır. O yüzden bir hükümet kadrosu falan yoktur.
Bu ihtimali CNN Türk’te Ahmet Hakan’la yaptığı röportajda Genelkurmay Eski Başkanı İlker Başbuğ dile getirdi.

Yazının Devamı

Bebelerin gündemi

20 Eylül 2016

Eğitim - öğretim yılının ilk dersine dün adım atan 16 milyon öğrenci oturdukları sıraların üzerinde renkli bir broşür buldular...
“15 Temmuz Demokrasi Zaferi ve Şehitlerimizin Anısına” başlığı okunan broşürün önsözünü Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan yazmıştı. Broşürde öğrencilere 15 Temmuz darbe girişimi, ihanetler, şehitler, gaziler, demokrasi nöbetleri vs. anlatılıyordu.
Bu hafta tümüyle 15 Temmuz haftası olarak anılacak.
Okullara da şu kitabe yerleştirilecek:
‘İnsanlığın ve nice uygarlıkların beşiği olan kadim coğrafyamız kanlı ve vahşi bir saldırıya tarihin kaydettiği en büyük ihanet girişimine maruz kaldı. Ülkemize, vatanımıza, milletimize ve tüm insani değerlere ihanet eden FETÖ terör örgütü tarafından gerçekleştirilen kanlı ve hain girişim, aziz milletimizin direnişiyle yerle bir oldu. Elleri öpülecek analar, babalar, dedeler, nineler mermilere ve bombalara siper olan genç yaşlı yiğitler vatanını milletini namusunu savunmak için yola çıktı... vb...’
***
“Darbe, ihanet, FETÖ, kanlı, terör, şehit, gazi, mermi, bomba...”

Yazının Devamı

Hayali kitapçık!

4 Eylül 2016

Kemal Kılıçdaroğlu, “Darbe döneminin cumhurbaşkanının ve başbakanı’nın adının yazılı olduğu” bir kitapçığın bulunduğunu söylüyor. Ancak kendisi kitapçığı görmemiş. Hükümetten biri ‘böyle bir kitapçık var sizin haberiniz var mı’ demiş. Tüm bildiği buymuş.
Nasıl olur da Kemal Bey, bu kitapçıktan söz edilince sözü edilen cumhurbaşkanı ve başbakan’ın kim olduğunu sormaz?
Neden böyle bir şey varsa hükümet bunu kamuoyundan saklar?
Neden darbenin lideri sayılabilecek o kişiler gizlenir de haklarında soruşturma açılmaz...
Neden Kemal Bey hükümete “Açıklayın şu isimleri” diye çağrı üstüne çağrı yapmaz?
Böyle bir kitapçık var mı, yok mu? Başbakan açıklamalıdır.
***

Yazının Devamı

Ne bu hal?

3 Eylül 2016

OHAL kararnameleriyle hem devletin yapısını hem insanların yaşamını derinliğine etkileyen uygulamalara gidiliyor. Peki hukuk ne oluyor? CHP Genel Sekreteri Kamil Okyay Sındır CHP Burdur İl Başkanlığı’nda partililerle konuşurken dedi ki:
“OHAL kapsamındaki Kanun Hükmünde Kararnameler Anayasa’yı ve Anayasal kurumları değiştirecek, devleti yeniden yapılandıracak veya şekillendirecek nitelikte olamaz. Ancak, hükümetin KHK düzenlemeleri Anayasa’ya müdahale niteliğinde. Bunlara kanun değil olsa olsa Anayasa Hükmünde Kararname denebilir ve tamamen hukuk dışıdır.”
Vatan Partisi OHAL İzleme Komisyonu da bu konuyu inceledi.
Komisyon Başkanı Mehmet Cengiz, OHAL’le birlikte “ilk 5 KHK ile 30’a yakın yasada, Anayasa’ya aykırı olarak 100’ü aşkın kalıcı değişiklik yapıldığını” söyledi. Ve dedi ki:
“Anayasa’nın 121. maddesine göre KHK’ler ‘olağanüstü hal süresince’ geçerli olmak üzere çıkarılır. Yayınlandığı gün yürürlüğe giren bu KHK’ler, aynı gün TBMM’nin onayına sunulur...”
Peki KHK’ler TBMM onayına sunuluyor mu? Cengiz’in yanıtı:
“Bu kararnamelerin ilk üçünün üzerinden bir ay geçtiği halde Meclis’te görüşülmemişken, 1 Ekim 2016 tarihine kadar tatil kararı alınmıştır. TBMM’de

Yazının Devamı