CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun şu sözleri önemli:
“Türkiye Cumhuriyeti Ordusu’nun, bir çetenin emrine girmesi kabul edilemez. Ne olduğu belirsiz toplama bir orduyla Türkiye ordusunun ittifak yapması kabul edilemez. Türk askerinin tek başına Cerablus’a girme gücü var. Türk ordusunun bir çetenin emrine girmesi, onun gölgesinde kalması kabul edilemez” diyor..
Sözler önemli de... Nerede söylüyor bunları? Partisinin basına kapalı MYK toplantısında... Biz bize...
Genel Başkan başka konulara da değiniyor... Örneğin polise başörtüsü takılmasını da birkaç cümleyle eleştiriyor.
CHP’nin 2,5 saatlik MYK toplantısından dışarı sızdırılanlar bu kadar. Oysa bunlar şu sırada birkaç cümleyle geçiştirilemeyecek kadar önemli meseleleridir...
CHP milyonlarca seçmeni tarafından Türkiye’nin yönetiminde görevlendirilmiş partidir. Yönetimde sorumluluğu vardır.
Suriye ile ilgili konularda olsun, polislerin türbanı, KHK uygulamaları veya benzer konularda olsun, seçmenine düşünce istikameti vermesi ve onun duygularına tercüman olması zorunludur.
Çok değil, daha 10 gün önce... Hakkâri ve Şırnak’ın ilçeye dönüştürülmesini öngören maddeler üç muhalefet partisinin itirazının iktidar tarafından kabulü üzerine son dakikada Torba Yasa’dan çıkarılmış... İktidarın bu tavrı siyasi uzlaşma adına takdirle karşılanmıştı. Ancak çıkan haberlere bakılırsa iktidar bu düzenlemeyi şimdi Meclis’i, dolayısıyla muhalefeti devre dışı bırakıp KHK ile hayata geçirmeyi planlıyor.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel’e böyle bir plana ne dediğini sorduk.
- İki ihtimal söz konusu; ya Saray bastırdı, Başbakan direnemedi ya da Saray ve Başbakan daha baştan birlikte böyle bir tezgâhın içindeydiler. Hangi ihtimal söz konusu olursa olsun, bunun tek bir izahı var; Ahmet Kaya’nın şarkısında dediği gibi; nereden baksan tutarsızlık nereden baksan ahlâksızlık.
- Siz bu konuda iktidar temsilcileriyle konuşup söz almamış mıydınız?
- Biz üç muhalefet partisi AKP’li başkanvekilleriyle konuşup söz almıştık. Zaten o sözü verdikleri için geriye kalan maddeleri kısa sürede oy birliğiyle kabul edip Meclis’ten geçirmiştik.
***
AKP bu oyunu daha önce de oynamıştı. Bir yasa görüşülürken muhalefetin engellediği maddeler çıkarılıyor, o zaman yasa çabuk ve kolay şekilde
İstanbul Valiliği açıklama yapıyor: “Şehitlerin mukaddes hatıralarına duyulan saygıdan dolayı Zafer Bayramı 94. yıldönümü resepsiyonu iptal edilmiştir.”
Vatandaş soruyor:
- Zafer Bayramı zaten bu ülkeyi esaretten kurtaran şehitlerin mukaddes hatıralarına saygı için değil miydi?
Valiliğin vereceği cevap yok. Gelelim bisikletlilere...
Bisikletliler Derneği, hiçbir siyasi ve sosyal aidiyeti olmayan... Bisiklet sporunu geliştirmek için kurulmuş bir dernek...
Bu dernek, güzergâh vererek, 30 Ağustos günü İstanbul’da toplu bir bisiklet gezisi için izin istiyor... İstanbul Valiliğinin cevabı aynen:
- Söz konusu etkinliğin düzenlenmesi valiliğimizce uygun görülmemiştir.
ÖSO birlikleri içinde yer alan Sultan Murad Tugayı’nın komutanı Albay Ahmed Osman’ın verdiği demeç dün gazete manşetlerine çıkmıştı:
“Hedef Menbiç”
Albay Osman, Menbiç’i hedef seçmelerinin nedeninin YPG’nin kenti boşaltmaması olduğunu belirtmişti.
Biz bunları okuyunca merak ettik...
Cerablus harekatında kararları Türkiye mi veriyor yoksa ÖSO mu?
Albay Ahmed Osman ÖSO’nun komutanı mı? Türkiye’nin neden bir askeri sözcüsü yoktur?
Stratejist Cahit Dilek diyor ki:
Ekranlarda hemen her gece 15 Temmuz darbe girişimi konuşuluyor...
Her kafadan bir ses çıkıyor... Ama sonuç çıkmıyor...
Çünkü darbe ile ilgili bilgiler eksik. Çelişkili. Yanıltıcı...
Darbe girişiminin lider kadrosu kimlerden oluşuyordu? Girişim başarıya ulaşsa iktidarı kimler ele alacaktı? Bu gerçekten bir darbe miydi yoksa Başbakan’ın dediği gibi bir kalkışma mı? Hedefi kimdi? Neden hükümet üyelerine hiç dokunulmadı?
MİT ve Genelkurmay Başkanları darbeden neden Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ı haberdar etmediler? Etmedikleri halde neden hala görevdeler?
Neden darbeyi önleyen de Silahlı Kuvvetler olduğu halde darbeciler başarıya ulaşmış gibi askeriye duman ediliyor?
Bu soruların yanıtları bilinmedikçe herşey havada kalacak...
Türk Ordusu Cerablus’ta YPG ile karşı karşıya gelirken dün sabah örgütün Türkiye kolu PKK, Cizre’de bombayı patlattı, 11 polis şehit oldu.
Türk ordusu IŞİD’i temizlemek için Cerablus’a girdi ama PKK’nın uzantısı PYD/YPG ile de çatışması muhtemel.
Nereden çıktı bu PYD’ler, YPG’ler IŞİD’ler vs...
Bilinmez değil... Esad’ı yerinden oynatmak için Türkiye üzerinden terör örgütleri Esad’ın üzerine salınınca o da Kuzey Suriye’de Kürtlerin tampon oluşturmasına yeşil ışık yakmıştı. PYD ve YPG bu şekilde doğdu. Derken Esad’ın üzerine salınan silahlı örgütler de fiziksel değişikliğe uğradı. İslamcı örgütler duruma hakim olunca İŞİD sahneye çıktı.
Bu arada PKK kendisinin Suriye uzantısı olan PYD /YPG’nin önünü açmak için Türkiye’de terörü tırmandırıyor.
Sonuçta başımıza açılan belalar çoğunlukla kendi Suriye politikamızdan kaynaklanıyor.
Peki olup bitenden ders alıyor muyuz?
Üçüncü Boğaz Köprüsü bugün törenle açılıyor... Vatana millete hayırlı olsun.
İzmit’teki Osmangazi Köprüsü’nün zarar edeceği, halka yük olacağı yolunda hayli yayın yapıldı. Peki bu köprü kazanç ve bereket vaat ediyor mu? Beklenti nedir?
Deneyimli İşletme Mühendisi Şevket Atalay bu köprüyle ilgili hesapları çıkarmış. Okuyalım bakalım:
“Bu yılın ilk 6 ayında İstanbul’da mevcut iki köprüden günde ortalama 380.000 araç geçmiş.
Tek yönde geçiş sayısı 190.000 araç.
Yeni yapılan köprüden bir günde para ödenmesi garanti edilen tek yöndeki araç sayısı ise 135.000.
Bunun yanında Kazlıçeşme - Göztepe arasına yapılan Avrasya Tüneli de yıl sonunda hizmete girecek hayırlısıyla. Orada da verilen garanti günlük 68.500 civarında. Günlük tek yönde 34.000 araç eder.
Yeni adli yıl açılış töreninin Eylül’ün ilk günü Beştepe’de yapılmasına ilişkin tartışmalar sürüyor.
Yargıtay Başkanlığı, daha önce törenin bir otelde yapılmasını kararlaştırmış, davetiyeleri göndermişti. Sonradan ani bir değişiklikle törenin Beştepe’ye alındığını bildirmişti.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan da tartışmalara katılmış ve şöyle demişti:
“Adli yıl açılış törenlerinin Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda yapılması, yargı gelenek ve etiğine, kuvvetler ayrılığı ilkesine, parlamenter demokratik rejimin özüne aykırıdır. Gelenekleri bozmak, kurumları yıpratır, sistemi bozar. Bu yanlıştan vakit varken derhal dönülmelidir.”
Tezcan bunu söylerken biz de sormuştuk:
- Peki açılışa davetli olan Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu törene katılmayacak mı?
Bülent Tezcan dün arayarak kesin konuştu: