Bombalar kapımızda

14 Şubat 2013

CHP Milletvekili Mehmet Şeker, Cilvegözü patlamasını değerlendirirken diyor ki:
“800 küsur kilometrelik Suriye sınırımızın hiçbir yerinde denetim yapılmamaktadır...
Ben Gaziantep köylerini gezerken bir ara karşıya geçip geri döndüm. Kimse bir şey sormadı. Giden malzemeler denetlenmiyor, oradan gelen kişiler ve getirdikleri malzeme denetlenmiyor. Daha kötüsü Gaziantep’te, Urfa’da, Hatay’da kampların dışında ev kiralayan Suriyeliler var. Kaç kişi olduklarını ne emniyet ne devlet biliyor...
Mehmet Şeker bu konuyu Bakan Beşir Atalay’a soruyor... Atalay’ın yanıtı:
- Kampların dışında ev tutup yaşayanların 80 bin kişi olduğunu tahmin ediyoruz...
Suriyelilerin kiraladıkları evlerde zaman zaman bomba imali sırasında patlama oluyor. Suriyeli diyoruz ama... Aslında bunlar pekala El Kaide gibi örgütlerin militanları da olabilir...
BBC muhabiri geçenlerde topraklarımızdaki bir bomba imalathanesini görüntüledi. Hükümetten ses çıkmadı. İktidar muhtemelen bu bombalar Suriye’de kullanılacak diye göz yumuyor ama bu patlayıcı malzeme pekala Türkiye’yi savaşa bulaştırmak için de kulanılabilir. Nitekim Cilvegözü’nden öyle kokular çıkıyor. Bizim iktidar ateşle, şeker pardon bombayla

Yazının Devamı

Politika patladı

13 Şubat 2013

Bir savaşta taraf olmuşsan, ülke sınırlarının savaş alanına dönmesine izin vermişsen, elbet bu hatadan nasibini alacaksın. Elbet senin vatandaşın da vurulacak ve sen kimin vurduğunu bilemeyeceksin.
Sınır kapımızdaki faili meçhul patlamada 14 kişi öldü...
Zor durumdaki Esad’ın böyle bir saldırıdan kazanç umması uzak ihtimaldir... Daha yakın ihtimal muhaliflerin hesaplaşması...
Saldırı El Nusra cephesi tarafından yapılmış olabilir örneğin.
Ilımlı muhalif Muaz El Hatip’in Esad yönetimi ile müzakere önerisine karşı çıkan El Nusra’nın Halep’teki komutanı Ebu Hafs, geçenlerde kılıcını sallayarak “Müzakerecilerin kafasını koparacağız” demişti.
Saldırı kimin eseri olursa olsun... Bizim gerçeğimiz orta yerde duruyor.
Türkiye sınır bölgesinde denetimi ve egemenliği kaybetmiş durumdadır...

Yazının Devamı

Barış faturası..!

12 Şubat 2013

Bazı gazeteler barış kampanyası açtı... Sanatçılar, aydınlar konuşuyor:
“Kanın durmasını çocuklarımızın yaşamasını istiyoruz.”
“Şehit aileleri dahil 75 milyon barış istiyor.”
“Gerekirse dağa gider o çocukları ikna ederim.”
Türkiye’de barış istemeyen kimse olabilir mi?
Olamaz... Elbette şehit aileleri dahil herkes barış istemektedir.
O yüzden barış istiyor musun, sorusu anlamsız.

Yazının Devamı

İmralı anlaşması!

10 Şubat 2013

Erdoğan ve BDP lideri Demirtaş’ın karşılıklı demeçleri gösteriyor ki...
“PKK’ya silah bıraktırıyoruz” sloganı ile başlatılan İmralı açılımı yarı yarıya şekillenmiştir.
İktidar, Apo’nun koşullarını iyileştirecek, KCK’lileri affedecek, anadilde eğitim ve özerklik yolunda adım atacak...
Karşılığında BDP, AKP’nin başkanlık sistemini destekleyecektir...
Anayasa’dan “Türk” sıfatını çıkartmak konusunda iki parti anlaşma halindedir.
PKK gidecek, terör bitecek lafları da havadadır. Halkı narkozlamak için ortaya atılmıştır. PKK bugün gider gibi yapar yarın döner... Aldığı tavizleri cebine koyar yarın yenilerini ister. PKK tasfiye olmadan atılan her adım karşı tarafca taviz sayılır, yenileri istenir.
Bir dostumuz diyordu ki dün:

Yazının Devamı

Ricci damara bastı

9 Şubat 2013

Amerikan Büyükelçisi Ricciardone’nin Türkiye’deki yargı sistemini eleştiren sözleri hayli tepki çekti... AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik zehir zemberek sözler sarf etti:
“Siz önce Guantanamo’yu izah edin dünyaya. Önce kendine bak kardeşim. Sayın Büyükelçi haddini bilmelidir” yollu sözler sarf etti...
Eleştirilerin özellikle Guantanamo bölümüne diyecek yoktur.
Ancak bazı sorular da geliyor akla... Liberal Parti Başkanı Cem Toker soruyor:
- Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde en çok mahkumiyeti olan ülke olmak hükümetin onuruna dokunmuyor da, yabancı bir diplomatın bu acı gerçeğin nedenlerini dile getirmesi mi dokundu?
- Başbakan şiir okuduğu için mahkum olduğu dönemde ABD’li diplomatlar bu kararları kınadıklarında itirazınız oldu mu?
Bir soru da bizden Hüseyin Çelik’e...

Yazının Devamı

Akdeniz onların

8 Şubat 2013

CHP’nin Cezaevlerini İnceleme ve İzleme Komisyonu üyeleri Veli Ağbaba, Özgür Özel, Nurettin Demir ve Melda Onur, Silivri’de yatan Balyoz ve Kafes davalarının hükümözlüsü amiraller ile görüştüler. Amiraller görüşmede kendi kişisel sorunlarından çok ülkenin geleceğine ilişkin kaygılarını dile getirdiler. Örneğin, İskenderun Üs Komutanı iken hem Kafes hem de Balyoz davalarının sanığı yapılan Tümamiral Mehmet Fatih Ilgar, komisyon üyelerine şunları anlattı.
“Deniz Kuvvetleri şu anda Türkiye’nin elinden kayıp gidiyor. Her yıl Deniz Kuvvetleri’nde yapılan anketlerle Şura’ya girecek 10 albay belirlenir. Şu anda 10 yılın ilk 10 albayı içeride. Deniz Kuvvetleri’nin 10 yılını tasfiye ettiler.”
Balyoz davası en çok Deniz ve Hava Kuvvetleri’ni vurdu... Balyoz davasında hapis cezası alan 323 kişinin 98’i karacı ama çoğunluğu, yani 148’i denizci...
Balyoz darbe planının, 3-5 Mart 2003’teki plan seminerinde görüşüldüğü iddia edilir.
Ancak hapisteki 148 denizcinin hiçbiri bu seminere katılmamış...
Ve dün ajanslardan geçen haber:
“Kıbrıs Rum yönetimi Türkiye ve KKTC’nin tüm itirazlarına rağmen Doğu Akdeniz’de 13 parsele ayırdığı bölgenin 5 parselini Fransız Total ve İtalyan Eni

Yazının Devamı

Orduyu bitirince...

7 Şubat 2013

“Çok uzun süredir hapiste olan milletvekilleriniz var. Suçları bile belli değil. Askeri liderleriniz aynı şekilde, onlar da terörist gibi hapse kondular. Onlara bu ülkeyi koruma görevi verilmiş ama hapse kondular. Profesörler, eski YÖK Başkanı demir parmaklıklar arkasında. Tam anlaşılmayan, 16 yıl önceki çalışmalarla ilgili belirsiz suçlamalarla hapse kondular. Şiddet içermeyen, gösteri yapan öğrenciler, demir parmaklıkların arkasında. Hukuki bir sistemin sonuçları bu şekilde olursa kafalar karışır...”
Bu sözleri söyleyen ABD Büyükelçisi Ricciardone Türkiye’yi bizden iyi izleyen, en yetkili isimlerden brifing alan bir kişidir. Emin olmadığı konularda konuşmaz.
Bizim Başbakan da zaten “Terörle savaşacak komutan kalmadı”, diye yakınıyor. Donanmayı yönetecek amiral, uçak uçuracak pilot kalmadı.
Bunlar çetelerle, darbelerle mücadele adına yapıldı.
İmzasız ihbar mektuplarıyla başlatıldı, sahteliği çok güçlü kanıtlarla hüküm verildi.
Askeri vesayeti bitiriyoruz diye askerler bitirildi.
Şimdi hem ABD hem bizimkiler suçu yargının üzerine atıyor...

Yazının Devamı

Reddi reddetmek!

6 Şubat 2013

Başbakan Erdoğan, Bölge Koruma Kurulu’nda reddedilen Taksim Kışlası Projesi konusunda:
- Topçu Kışlası’nı yapacağız. Üst Kurul reddetmiş. Biz de reddi reddedeceğiz, diyerek kendi yasalarını konuşturdu... Hukukçu Noyan Özkan hatırlatıyor:
- Başbakan dahil tüm kamu kurumları 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun 61. maddesi uyarınca, “Koruma Yüksek Kurulu ve koruma bölge kurullarının kararlarına uymak zorundadır.”
Bu kadar mı? Hayır... Noyan Özkan devam ediyor:
- Başbakan bu beyanı ile Türk Ceza Kanunu 237. madde ile düzenlenen “görevi kötüye kullanma” ve 217. madde ile düzenlenen “halkı kanunlara uymamaya alenen tahrik etme” suçlarını işlemiştir.
Mimar Oktay Ekinci kurul kararlarına itirazın şekillerini anlatıyor:
- Kurul kararlarına bölge kurulu veya yüksek kurul nezdinde itiraz edebilirsiniz. İtirazınız kabul görmezse idare mahkemesinde dava açabilirsiniz. Ancak kararı reddetmek diye bir şey yoktur...

Yazının Devamı