Postallar umuttur!

26 Haziran 2012

Müthiş bir haber karmaşası içinde her kafadan bir ses çıkıyor...
Örneğin dün internet sitelerine düşen şu haber:
“Kayıp pilotların postalları bulundu”
Habere göre... Başbakan muhalefet liderleriyle yaptığı görüşmede söylemiş bunu... Aynı haberde pilotların uçakla birlikte denize gömüldüğü anlatılıyor... Biraz mantığımızı kullanırsak... Pilotların postalları bulunmuşsa bu onların denize paraşütle indiğini ve iner inmez postallarını çıkardığını gösterir. Uçakla birlikte denizin dibini boylayan pilotların postalları suyun üzerinde ne arasın...
Mesela uçağımız Lazkiye yakınındaki Tartus’ta demirli Rus filosundan atılmış bir füzeyle düşürülmüş, pilotlarımız Rus helikopteriyle toplanıp sorguya alınmış olabilir...
Ya da pilotlarımız denize indikten sonra bir biçimde vurulmuştur...
Suriye hükümetinin bunlardan haberi olmayabilir...

Yazının Devamı

Onursuz olmasın

24 Haziran 2012

Yeter ki onursuz olmasın aşk... Böyle diyor şarkı... Ama yalnızca aşk mı...
Onursuz olmasın insanlar da...
Onursuz olmasın ülkeler, onursuz olmasın devletler ...
Katil ülkelerle anlaşıp komşularına tuzak kurmasın...
Emperyalistlere taşeronluk yapayım derken kendi halkının hayatını tehlikeye atmasın...
Ne diyor Gazi Kemal:
“Milletlerin hayatı tehlikeyle karşı karşıya kalmadıkça, savaş bir cinayettir...”

Yazının Devamı

Şehirde patlama

23 Haziran 2012

Aşağıda yazdığımız olaya ilk bakışta belki inanmayacaksınız, belki inanmakta zorlanacaksınız... Haklısınız. Çünkü böylesi bir olay, bırakın İstanbul gibi bir metropolü, en ilkel Afrika ülkesinde olmaz. Olamaz... Nedir olay?
İstanbul’da gökdelenler, iş merkezleri ve lüks konutların ağırlıkta olduğu Esentepe’de bir süredir garip sarsıntılar meydana geliyor. Has Mimarlık şirketi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ait BEYAZMASA’ya şu mesajı gönderdi:
“Sayın Yetkili,
Esentepe Zincirlikuyu’da Kaya Aldoğan Sokak’ta bir işyerimiz var. Son 1 aydır bina altından doğru bir sarsıntı olmaktadır. Bu sadece bizde değil, komşu binalarda da hissedilmektedir.
1. Bu civarda bir tünel çalışması mı vardır?
2. Varsa burada patlayıcı kullanılıyor mudur?”
Gelen yanıtta sözü geçen alanın İstanbul Büyükşehir Belediyesi yetki ve sorumluluk alanında bulunmadığı kaydediliyor ve (sıkı durun) Beşiktaş Belediyesi’nden alınan şu bilgi ekleniyor:

Yazının Devamı

Bu kafayla gidersen!

22 Haziran 2012

Bulunduğu her görevde PKK ile mücadele etmiş olan Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ bugün “silahlı terör örgütü yöneticisi olmak” iddiasıyla hapistedir...
Geçmişte Öcalan’ı sorgulamış veya PKK’ya karşı çarpışmış subaylar sahte kanıtlarla hapiste...
60’tan fazla muvazzaf general ve amiral Balyoz’dan demir parmaklık ardındadır...
Emniyet kökenli yazar Emre Uslu geçenlerde yazdı:
“Oslo mutabakatına göre PKK ile barış anlaşması sağlanırsa Güneydoğu’da görev yapan güvenlik görevlileri savaş suçlusu olarak yargılanacaktır”...
Bu iddia da yalanlanmış değil...
Silahlı Kuvvetler’in moralini kırmak için ne gerekirse yapılıyor...

Yazının Devamı

Bu hale düşmemiştik!

21 Haziran 2012

PKK sürüleri 300 kişilik bir kuvvetle Irak’ sınrıından giriyor, Dağlıca’da 8 erimizi şehit ediyorlar... Kritik soruyu Onur Öymen soruyor:
- Dağlıca saldırısının sorumluları aranırken kimsenin aklına topraklarında PKK’yı barındıran Irak hükümetini suçlamak gelmiyor... Acaba neden?
Başbakan Erdoğan, Irak Başbakanı Maliki’yi zaman zaman ülkesindeki sünnilere kötü davrandığı için eleştiriyor. Hatta iki başbakan arasında ağız kavgası bile yaşanıyor. Ancak Irak’ın PKK’ya kucak açması asla ağıza alınmıyor. Gündeme gelmiyor. Dağlıca baskının yaşandığı saatlerde de Başbakan Erdoğan Meksika’da Obama ile Suriye’nin nasıl hacamat edileceğini görüşüyor. PKK’yı görüşmüyor.
Muhalefet mi? Bugüne dek asla ne Irak ne ABD’yi suçlamadı...
Neden mi?
Çünkü ABD’nin PKK’nın ve Kürtlerin arkasında durduğunu biliyorlar
Irak’a çatmanın ABD tarafından hoş karşılanmayacağını düşünüyorlar.

Yazının Devamı

PKK yine vurdu!

20 Haziran 2012

Ankara’nın iyi insanı, şefkat ve merhamet timsali Kemal Kılıçdaroğlu Bey, her partiden iki kişi alıp akil adamlar heyeti kurarak terörü PKK’nın kılına dokunmadan önleyecekken... PKK dün de Dağlıca’dan vurdu.. 8 askerimiz şehit, 16’sı yaralı... Yaralılarından bir kısmı da ömür boyu sakat kalacak...
Kemal Bey terör silahla çözülmez, diyor...
Ama silahlı terör Ankara’yı çözüyor...
Sanki 10 yıldır ABD tarafından yarım bıraktırılmış bir Kuzey Irak gezintisi dışında sınır ötesine etkili bir operasyon yapılmış gibi...
Hem iktidar hem muhalefet aynı ezberin peşinde: “Terör silahla çözülmez...”
Anlaşılan ABD “Siz bu sorunu PKK’yı tasfiye etmeden çözün” demiş...
Ankara iktidarı ve muhalefetiyle kıvranarak bu imkânsızı mümkün kılmaya, terörü güzellikle çözmeye çalışıyor.

Yazının Devamı

Güncel hayaller!

19 Haziran 2012

CHP’nin Zonguldak mitingi pek de parlak geçmedi... Katılım beklenenden azdı.
Genel Başkan gazetecilerle sohbetinde iyimser bakış ve sözlerini sürdürdü. Örneğin Kürt meselesinde her zamanki gibi iyimserdi:
- Meclis’teki dört parti biraraya gelirse bu sorun çözülür.
- İyi de gelmiyor. En azından MHP gelmedi.
- Evet, gelmedi ama bu işler öyle kolay işler değildir. Sabır ister, zaman ister. Zamanla kamuoyu oluşturulursa, onun da baskısıyla herkes bir araya gelebilir. Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun kuruluşu da baştan zor olmuştu. Şimdi görüyoruz ki gayet uyumlu çalışıyor.
- Başbakan, o komisyona kırmızı çizgilerini açıklarken, bunlardan birinin 12 Eylül referandumunda kabul edilen değişiklikler olduğunu söyledi. Yargının bağımsız olmadığı bir ülkede demokratik ve özgürlükçü anayasa yapmak mümkün mü?
- Başbakan öyle söyledi ama komisyon, kırmızı çizgi diye bir şey kabul etmedi.

Yazının Devamı

Osmanlı’nın sonu...

17 Haziran 2012

Erdoğan Aydın’ın “Osmanlı’nın Son Savaşı” adlı kitabı Birinci Dünya Savaşı’na sürüklenişimizi ve tek adam Enver’in bu süreçteki baş rolünü anlatan enfes bir araştırma (Kırmızı Yayınları)...
Saray Damadı, Harbiye Nazırı ve Başkumandan olan Enver, içerde kesin bir diktatörlük oluşturmuş, tüm Türk ve İslam dünyasını kendi bayrağı altında toplayan bir imparatorluk hayaliyle yola çıkmıştı.
Napolyon’a özeniyor, kaşındaki beyazlığa bakarak Tanrı’nın ona görev verdiğini düşünüyordu.
Osmanlı’yı bu hayallerle Meclisinden, hükümetinden, padişahından habersiz, Alman Büyükelçiliği ile kafa kafaya vererek savaşa sürükledi.
Orduyu Alman subaylar yönetiyordu. Enver müthiş bir Alman hayranıydı.
İşte bu hayranlığın ve bağlılığın derecesi:
“Mareşal Hindenburg’un Enver Paşa’da övdüğü yön Türk ordusunu Alman ihtiyaçlarına göre kullandırmaya hazır olmasıdır... Osmanlı sınırları birer birer delinirken o, en seçkin birliklerini Alman ve Avusturya birliklerinin yerini alsın, onların yerine ölsün diye Avrupa cephelerine yollayacaktı...”

Yazının Devamı