<#comment>#comment>
<#comment>#comment>
28 Mart'ta yapılacak yerel seçimlerden vatandaş kazançlı çıkacak mı bilinmez ama partilerin kazançlı çıkacağı kesin... Örneğin... AKP büyükşehir belediye başkan aday adaylarından 5'er milyar lira "rica edecek." Nüfusu 100 binin üzerinde olan illerdeki aday adaylarından 2'şer... 100 binin altında olan illerdekilerden 1'er milyar lira partiye "bağış" alacak... Yerleşim yerlerindeki nüfus düştükçe rakam da buna bağlı olarak 1.5 milyar, 1 milyar, 500 milyon diye devam ediyor.
Yok, ben belediye başkanı olmak istemiyorum, belediye meclis üyeliği bana yeter de artar, diyenler mi? AKP onlardan da aday adayı oldukları yerin nüfusuna göre 150 ile 500 milyon lira arasında para alacak.
CHP'de "tarife" biraz daha basit; büyükşehir aday adaylarından 5, şehirlerin aday adaylarından 3, ilçelerin aday adaylarından 1.5 milyar lira "tahsil edilecek." Bu partide daha küçük yerleşim birimlerindeki rakamlar da nüfusa göre 300 ile 500 milyon lira değişiyor.
Diyelim aday adayı oldunuz ama parti sizi seçmedi, havanızı aldınız. Peki yatırdığınız parayı geri alabilecek misiniz? Hayır, para partiye, o parayı bir yerlerden bir şekilde çıkarmak da size kalacak.
Türkiye'de 2
Suni tatlandırıcı imal eden "Cargill"in kotası, bizim pancar üreticilerinin tüm itiraz ve tepkilerine rağmen daha geçenlerde hükümet tarafından yüzde 10dan yüzde 15e yükseltildi... Dolayısıyla pancardan şeker üretimi yüzde 15 daraltıldı.Çongarın haberinden anlaşıldığı kadarıyla ABD bu kotanın tamamen kaldırılmasını istiyor. Veya artırılmasını...Doğrusu pek yenir yutulur talep değil...Pancar ekimi ve şeker sanayiinden Türkiyede 5 milyon insan ekmek yiyor. Pancar, petrolden sonra katma değeri en yüksek ürün. Yapay tatlandırıcının ise katma değeri hemen hiç yok. Cargillin üretimi artırması daha çok sayıda Türk üretici ve işçisinin işsiz kalması ve fakirleşmesi demek...Ne var ki Türk işçi ve üreticisi ABDnin umurunda değil. Cargill ABDden ithal edilen mısırı işliyor. Ve dünya mısır üretiminin yüzde 38ini gerçekleştiren ABDnin derdi mısır stoklarını en hızlı şekilde eritmek...Türkiyenin çıkarlarını düşünen bir devlet adamının Cargillle ilgili isteğe olumlu yanıt vermesi mümkün değil. Bakalım Erdoğan, Busha ne diyecek? Başbakan Tayyip Erdoğanın Washington ziyareti öncesi Ankaraya gönderilen mesajları dün Yasemin Çongarın kaleminden okuduk... Peşin isteklerden biri "Cargillin sorunlarını
<#comment>#comment>
<#comment>#comment>
Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Washington ziyareti öncesi Ankara'ya gönderilen mesajları dün Yasemin Çongar'ın kaleminden okuduk... Peşin isteklerden biri "Cargill'in sorunlarını çözün" şeklinde...
Suni tatlandırıcı imal eden "Cargill"in kotası, bizim pancar üreticilerinin tüm itiraz ve tepkilerine rağmen daha geçenlerde hükümet tarafından yüzde 10'dan yüzde 15'e yükseltildi... Dolayısıyla pancardan şeker üretimi yüzde 15 daraltıldı.
Çongar'ın haberinden anlaşıldığı kadarıyla ABD bu kotanın tamamen kaldırılmasını istiyor. Veya artırılmasını...
Doğrusu pek yenir yutulur talep değil...
Pancar ekimi ve şeker sanayiinden Türkiye'de 5 milyon insan ekmek yiyor. Pancar, petrolden sonra katma değeri en yüksek ürün. Yapay tatlandırıcının ise katma değeri hemen hiç yok.
- İmar Bankasında bir liralık yolsuzluk, bir liralık usulsüzlük yoktur...Ne var ki konuşmasının devamında katrilyonluk yolsuzluğu bizzat itiraf etti... Nasıl mı?İmar Bankası hesaplarında 8.5 katrilyon mevduat toplanmış... Bu mevduat 750 trilyon gösterilmiş... Geri kalan 7.750 katrilyon vergiden kaçırılmış.Cem Uzan bu durumu saklamadı ekranda:- Bildirim suçu işlenmiş, dedi...Peki nedir bu suçun maliyeti?Devletten gizlenen mevduatın yalnızca stopajı 820 trilyon lira tutuyor. Ve İstanbul Defterdarlığı bu miktarın üzerine gecikme faizleriyle cezaları da ekleyerek Uzanların malvarlığı üzerine 6.5 katrilyonluk tedbir koymuş bulunuyor...Eğer ÇEAŞ, Kepez ve İmar Bankasına el konulmasaydı da bu yolsuzluk var olacaktı fakat ortaya çıkmayacaktı... Bunlar gazetelerimizde yazıldığında Cem Uzanın yayın organları yanıt vermek yerine doğrudan Aydın Doğana hakarete yöneldiler. Doğan Holding üzerinde kuşku yaratarak Dışbankı sarsmayı denediler. Halk yutmadı, başaramadılar.Bu arada yolsuzluklardan söz açıldığında iri laflar eden iktidar ne yapıyor diye sorarsanız.. Galiba hortumculardan paraları geri almak yerine onların yayın organlarını nasıl kullanacağının hesabını yapıyor... Kimileriyle içli
<#comment>#comment>
<#comment>#comment>
Cem Uzan, Star TV'de Kadir Çelik'in sorularını kendi deyimiyle "dobra dobra" cevaplandırdı. Bir soruya yanıt verirken şöyle dedi:
- İmar Bankası'nda bir liralık yolsuzluk, bir liralık usulsüzlük yoktur...
Ne var ki konuşmasının devamında katrilyonluk yolsuzluğu bizzat itiraf etti... Nasıl mı?
İmar Bankası hesaplarında 8.5 katrilyon mevduat toplanmış... Bu mevduat 750 trilyon gösterilmiş... Geri kalan 7.750 katrilyon vergiden kaçırılmış.
Cem Uzan bu durumu saklamadı ekranda:
Çankaya Köşkünde verilen davetlerde yine ilginç sahneler yaşanacak...Örneğin Başbakan Tayyip Erdoğan Köşke yine eşsiz davet edilecek.Diğer konuklar masada eşleriyle yer alırken Erdoğanın tek başına oturması kuşkusuz konukların merakını çekecek, eğer o ana kadar öğrenmedilerse merak edip sorduklarında kendilerine Türkiyedeki türban tartışması anlatılacak, ülkemizin geldiği nokta konukların kafasında soru işaretlerine yol açacak... Onları şaşırtacak...***Türkiyede gündemin diğer konuları malumunuz.. Kuran kursları, imam hatip okulları, dinci kadrolaşma vs.. Bir yandan da ABye üye olma azmimiz devam ediyor. Avrupanın hiç ilgilenmediği ilkel sorun ve tartışmaların içine yuvarlanmış bir Türkiye acaba ABye üye olabilir mi?Avrupa Parlamentosu üyesi Ozan Ceyhun bir hatırlatmada bulunuyor:- AB kamuoyu "Türkiye postuna bürünmüş bir Suudi Arabistanı" AB üyesi olarak hiçbir zaman kabul etmeyecek...Bu gerçeği aklımızdan çıkarmayalım... Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad, eşi ve çocuklarıyla birlikte Cumhurbaşkanı Necdet Sezerin davetlisi olarak bugün Ankaraya geliyor. Gazetelerde dün Esma Esadın fotoğrafları dikkatleri çekti. Batılı giysiler içinde, başı açık, zarif bir hanım. Bu ay içinde
<#comment>#comment>
<#comment>#comment>
Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad, eşi ve çocuklarıyla birlikte Cumhurbaşkanı Necdet Sezer'in davetlisi olarak bugün Ankara'ya geliyor. Gazetelerde dün Esma Esad'ın fotoğrafları dikkatleri çekti. Batılı giysiler içinde, başı açık, zarif bir hanım. Bu ay içinde Ankara ayrıca Pakistan Devlet Başkanı Pervez Müşerref'i de ağırlayacak. Pervez Müşerref'in eşi de başını örtmüyor...
Çankaya Köşkü'nde verilen davetlerde yine ilginç sahneler yaşanacak...
Örneğin Başbakan Tayyip Erdoğan Köşk'e yine eşsiz davet edilecek.
Diğer konuklar masada eşleriyle yer alırken Erdoğan'ın tek başına oturması kuşkusuz konukların merakını çekecek, eğer o ana kadar öğrenmedilerse merak edip sorduklarında kendilerine Türkiye'deki türban tartışması anlatılacak, ülkemizin geldiği nokta konukların kafasında soru işaretlerine yol açacak... Onları şaşırtacak...
***
- Bu ülkede Cumhuriyet döneminde doğmasına rağmen Cumhuriyete karşı laf edecek bir insanın aklını peynir ekmekle yemiş olması lazım, dedikten sonra ekledi:- Tebliğ bütün halinde değerlendirilmeli...Güvendiğimiz ve inandığımız titiz bir yazar, Haluk Şahin sözü edilen yazının tamamını okumuş, "Kaygılarım arttı" diyordu dünkü yazısında...Haluk Şahin makaleyi özetle şöyle değerlendiriyor:"Dinçer bu makalede bir bilim adamı olarak nesnel ifadelerle değil bir inancın sözcüsü olarak öznel yargılarla konuşuyordu... Örneğin Cumhuriyet kavramının bizim için fazla bir manası kalmamıştır diyordu......Dinçere göre İslamcı hareket iktidara gelse de süreç bitmiyor: Düşmanlara karşı üstünlük sağlansa da, Müslümanın kavgası, münkere, harama ve kötüye karşı devam edecektir. (münker: şeriatça yapılması caiz görülmeyen)"Haluk Şahin, Dinçere ve onu savunanlara soruyor: Münker, haram, kötü laik bir devlette siyasete rehberlik edecek kategoriler midir? Dahası, oradaki o düşman kimin nesi? Demokratik siyasette böyle bir kavram var mı? Netice; Müsteşar Ömer Dinçer, hiç inandırıcı olamıyor... Sivasta 1995 yılında sunduğu bir tebliğde "laik cumhuriyet"e karşı İslami düzeni savunan Başbakanlık Müsteşarı