<#comment>#comment>
<#comment>#comment>
Kadıköy ve Moda'da ulaşımı felç eden inşaat bitti, Moda tramvayı çalışmaya başladı... Okurumuz Uğur Yılmazer'in tespitlerine göre... Tramvay ring hattının toplam uzunluğu 2.4 km... Gidilebilecek maksimum uzaklık 1.2 km.. Bilet fiyatı 1 milyon TL... O yüzden tramvay günün her saatinde boş geziyor...
Gelelim Prof. İlhan Kılıçözü'nün tespitlerine...
Tramvay için 6 trilyon lira harcandığını, bu parayla 4 ilköğretim okulu yapılabileceğini anlatan Prof. Kılıçözü diyor ki:
- İşin başında arabaların hafif metalden imal edileceği, tekerleklerin sert kauçuk olacağı, Avrupa'dakiler gibi sessiz çalışacağı bildirildi. İşletmeye alınan tramvay 50 - 60 yıl öncesinin teknolojisiyle yapılmış tam manasıyla bir gürültü makinesi. Hantal vagon yol boyunca çıkardığı homurtu, kampana ve fren sesi ile bölgede tam manası ile gürültü kirliliğine sebep olmakta ve nüfusunun yüzde 70'i emekli olan bu sokak sakinlerine ücretsiz "uyandırma servisi" vermektedir. Mühürdar Caddesi, Rıza Paşa Sokak, Cem Sokak, Şair Nefi Sokak ve Bahariye Caddesi'ndeki apartmanların arasından el sıkışma mesafesinden geçen tramvayın elektrik direkleri de hırsızların ağzının suyunu akıtmaktadır...
<#comment>#comment>
<#comment>#comment>
"Kod Adı Hizbullah" ve "Batman'dan Beykoz'a Hizbullah'ın Kanlı Yolculuğu" adlı kitapların yazarı Mehmet Faraç, geçen pazar günü yani sinagog baskınından bir gün sonra Cumhuriyet'te şunları yazıyordu:
"24 Ekim günü öğle saatlerinde polis telsizlerinden kentte 06 plakalı bomba yüklü bir aracın dolaştığı anons edilmişti... İddiaya göre araç, Göztepe Taşmektep Sokak'taki sinagog yakınlarıyla Şişli'nin çeşitli kesimlerinde görülmüştü. Kaynaklar polisin bu anonsunu doğruluyor, ancak araçların görüldüğü yere giden polis ekiplerinin yaptığı araştırmada izine rastlanmıyordu. Bu olay doğruysa güvenlik birimleri daha sonra bu araçların bulunmasıyla ilgili ne yapmışlardı? O aracın direksiyonunda kim vardı?"
O gün direksiyonda olan kişi muhtemelen sinagog saldırısında da direksiyondaydı...
Mehmet Faraç bir gün sonraki yazısında da şu soruyu soruyordu:
- Hücre çöktü mü, yoksa ayakta mı?
<#comment>#comment>
<#comment>#comment>
Son haftalarda Irak yüzünden köşeye sıkışan İngiliz Başbakanı Tony Blair, dün İstanbul'daki saldırıları kendi lehine kullanmaya çalıştı. Bush'u karşılarken yaptığı basın toplantısında:
- Bizim yok etmek için savaştığımız terörün ne büyük bela olduğunu bütün dünya görsün, demeye getirdi sözü. Başkan Bush da o çizgide konuştu.
Acaba bu terör ABD ve İngiltere'nin savaştığı terör mü?
Yoksa ürettiği terör mü?
Amerika ve İngiltere Irak'a saldırmadan önce Ortadoğu'da El Kaide terörü var mıydı? Hayır... El Kaide Irak'a ve bölgeye ABD'den sonra geldi.
<#comment>#comment>
<#comment>#comment>
Sabah gazetesinde birkaç gündür Necati Doğru'nun yazısı çıkmıyordu. Telefonu çevirip sebebini sorduk:
- Hayrola üstat?
- Ben gazeteden ayrıldım, dedi...
Geçen cumartesi günü sayfa sekreteri gelerek yazısını o gün için gündem sayfasına kaydıracaklarını söylemiş. Necati, Genel Yayın Müdürü'nü arayarak eğer böyle bir şey yapılırsa istifa edeceğini söylemiş. Birkaç gönül alıcı sözcük beklerken Ergun Babahan'ın yanıtı:
- Sen bilirsin abi, olmuş...
<#comment>#comment>
<#comment>#comment>
Ankara Temsilcimiz Fikret Bila'nın "Sivil Darbe Girişimi ve Ankara'da Irak Savaşları" adlı kitabının ilk bölümü gazetemizde yayımlanıyor. Bu bölümde Bülent Ecevit'e düzenlenen sivil darbe var... Ecevitler'e göre sivil darbenin baş aktörü Hüsamettin Özkan'dır... Ecevit darbeyi savuşturdu ve Özkan'ı yedi ama bu olayla birlikte DSP'nin parçalanma süreci de başladı. Parti hem dağıldı hem oyları yüzde 1'e indi. Sayın Ecevit'i son olarak Ankara'da Cumhurbaşkanı'nın verdiği davette gördük. Üzüldük... Güçlükle adım atabiliyordu. Zor ayakta duruyor gibiydi.
Dün DSP'li bir arkadaşımıza sorduk:
- 15 Kasım'da DSP Kurultayı yapılacaktı ne oldu?
- Bülent Bey o verdiği sözü unutmuş görünüyor.
- Peki Kurultay ne zaman?
<#comment>#comment>
<#comment>#comment>
İstanbul'daki kanlı terörü kim düzenledi... Elde fazla veri olmasa da kuşkular El Kaide üzerinde yoğunlaşıyor; üstlenen de zaten El Kaide'nin bir kolu... Ne var ki olaydan siyasi olarak yararlananlar başkaları; İsrail ve Amerika... Terörden kimin yararlandığına bakılarak tahmin yapılınca El Kaide ihtimali zayıflıyor.
Bir başka not: El Kaide bugüne dek Musevilere yönelik terör eylemi yapmadı...
İntihar saldırısı deniyor.. Olmayabilir... İntihar saldırısı malum etrafı korumaya alınmış, yanına vasıta yaklaşmasına izin verilmeyen hedeflere karşı yapılıyor. İstanbul'da her iki sinagogun önüne araç çekmek ise yasak değildi. Park yeri olmasa bile araçları sinagogun hemen önünde durdurup, şoförün kaçması ve bombaların 15 - 20 saniye sonra patlatılması olası idi.
Kamyonetlerin hareket halinde olduğu söyleniyor. Ama kesin değil.
Peki Türkiye'nin (ve Türkiye'deki sinagogların) hedef seçilmesinin sebebi?
<#comment>#comment>
<#comment>#comment>
Birsen Bayram 40'lı yaşlarda bir İngilizce öğretmeni... İki buçuk yıl önce Merter'deki evine bir ödeme belgesi geliyor. Birsen Hanım'ın borçla harçla işi yoktur. Eşi zarfı muhtara götürüp bırakıyor. Olayı unutuyorlar...
Bu ayın 6'sında postacı bir tebligat getiriyor.
Birsen Bayram emniyete davet ediliyor.
Uykusuz bir gecenin ardından gidilen polis karakolunda Birsen Bayram'a "mal beyanında bulunmadığı" gerekçesiyle 10 gün "hapis yatacağı" bildiriliyor.
Şoka uğrayan Birsen Hanım ve eşi durumu araştırıyor
<#comment>#comment>
<#comment>#comment>
Avukat Halil Doğu dün telefonda para yardımı istedi...
- İhtiyacınız ne kadar beyefendi?
- 1 lira...
Efendim Avukat Doğu'nun müvekkili Sabit Gölbeyoğlu Vakıfbank'tan kredi almış, 1999 yılında geri ödemiş. Ne var ki hesabı kapatırken tesadüfen 1 lira borcu kalmış... Bu 1 lira borç 4 yılda ne olmuş biliyor musunuz?
Tam 34 milyon lira...