<#comment>#comment>Adana’da hazırlanan "Acılı Birbuçuk" sitesinde kimi sorular:
Alacak verecek meselesi yüzünden, birbirine küsen, darılan, mahkemelere düşen pandalar gördünüz mü hiç?
Eski sevgilisinin bacağına tabanca sıkan bir susamuru?
İşten kovuldu diye kendini içkiye veren, sağa sola pislik yapan bir inek?
Seçim dönemi bol keseden atıp seçimden sonra it olan bir çakal?
Lastik korna öttüren bir öküz?
<#comment>#comment>Kopenhag’da çok kritik ve tarihi iki gün yaşandı. Dış siyasette acemilik dönemini yaşayan Abdullah Gül - Tayyip Erdoğan ikilisi zirveden 2004 kararı çıkınca doğal olarak demoralize oldular. Nasıl tavır alacaklarını saptamakta zorlandılar.
Önceki geceden itibaren hem onların hem ülke kamuoyunun sakin düşünen, deneyimli, birikimli birilerinin vereceği fikre ihtiyacı vardı. O birileri de öncelikle muhalefet kurmayları olabilirdi.
Ne var ki Genel Başkan Deniz Baykal ortada yoktu. CHP’nin dış politika topları Onur Öymen, Şükrü Elekdağ, İnal Batu kayıplardaydı.
"Yapıcı muhalefet" kendisine en çok ihtiyaç duyulan anda sütre gerisine yattı, beklenen fikir ve yorum desteğini vermedi...
Deniz Baykal ve ekibinin olayları izlemek ve fikir vermek bir yana son birkaç günde Avrupa’yı dolaşıp ikna kampanyası da yürütmesi gerekirdi. Ancak saklanmayı tercih ettiler. Nasıl siyasetse bu...
<#comment>#comment>Mekteb - i Mülkiye’nin 143. kuruluş yıldönümü bu akşam İstanbul Caddebostan Büyük Kulüp’te bir kokteylle kutlanacak. Tüm Mülkiyeliler davetli...
Mülkiyeliler Birliği İstanbul Başkanı Önol Akalın diyor ki:
- Bu yılki kutlamalarımız siyasal iktidarın seçimle yenilendiği bir döneme rastlıyor. Ülkenin sivil bürokratik eliti ve aydınları olarak bu dönemde de çağdaş, demokratik, laik, hukukun üstünlüğünü benimsemiş, insan hak ve özgürlüklerine dayalı bir yönetim anlayışının gözetilmesi ve geçerli kılınması yönünde, biz Mülkiyelilere önemli görevler düşmekte. Bu evrensel değerleri korumanın ve güçlendirmenin, her Mülkiyeli için bir yaşam misyonu olduğuna inanıyorum...
Mekteb - i Mülkiye (Siyasal Bilgiler Fakültesi) ülkesine ve halkına sahip çıkan hakka ve hukuka bağlı bireyler yetiştirir. Mülkiyeli yıllardır haramilere karşı devleti ve halkı korur. O yüzden talancı takımının boy hedefi olmuştur. Ama her koşulda mücadelesini sürdürmüştür.
Yeni Mülkiye neslinin ağabey ve ablalarının izinden yürümesi dileğimizdir...
<#comment>#comment>Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün, benzinin ABD’ye göre iki kat pahalı olduğu yolundaki satırlarımızı okumuş... Gönderdiği notta Türk halkının dünyada benzini en pahalı tüketen halk olduğunu kaydediyor...
Sinan Aygün’ün verdiği bilgiye göre... Avrupa’da benzinin en pahalı olduğu ülke İngiltere... Bu ülkede benzinin litresi 1 dolar 1 senttir. Türkiye’de ise 1 dolar 3 sent... Avrupa’da milli geliri Türkiye’nin kat be kat üstünde olan ülkelerde benzin Türkiye’ye göre çok daha ucuzdur. Neden? Çünkü Türkiye’de benzinin üzerine aşırı vergi binmektedir.
Bugünlerde "Vergi affı"yla vergisinin üstüne yatmış para babalarını ödüllendirmeye hazırlanan Gül Hükümeti benzin üzerindeki vergi yükünü hafifletmekten hiç söz etmemektedir.
Seçim bildirgesindeki "Köylüye ucuz mazot" vaadi de unutulmuş görünmektedir.
Eğer yanlışımız varsa bildirsinler... Müjde olarak vatandaşa duyuralım...
Belediye - İş Sendikası bu düşünceden hareketle bir eğitime katkı ve kitaplık projesi başlattı. Önce Diyarbakır Vali Kurt İsmail Paşa İlköğretim Okulunu peşinden Ordu Atatürk Lisesini kitaplığa kavuşturdular. Şimdi sırada Afyon Anadolu Öğretmen Lisesi var. Bu okulumuz da kitaplığına yarın kavuşuyor. Üç okula klasikler ve çağdaş yazarlar dahil toplam 10 bin kitap satın alınmış. Belediye İş Sendikası yöneticilerine çooook teşekkürler. Okul için her şey yapabilirsiniz. Eğer okulun bir kitaplığı yoksa hiçbir şey yapmamış sayılırsınız. Çok kitap okuyana okumuş adam derler. Çok televizyon izleyene görmüş adam demezler. Lily Tomlin Benzin ibresi... Okurumuz New Yorkta yaşayan arkadaşından ordaki benzin fiyatını sormuş... Galonu 1,15 ile 1,91 dolar arasında değişiyormuş. En yüksek fiyatı esas almış okurumuz. Galonu litreye çevirmiş. New Yorkta en pahalı benzinin litresi 50 sent görünüyor. Türkiyede ise bir litre benzin 1 dolar.. Yani New Yorkun tam iki katı... Amerikalıların onda veya yirmide biri kadar kazanıp benzine iki katı ücret ödeyerek yaşıyoruz. Gariptir; fazla da şikâyetçi görünmüyoruz! Öncelikli mesele miydi? Onca acil sorun çözüm beklerken gündeme birtakım hesaplaşmaları
<#comment>#comment>Okul için her şey yapabilirsiniz. Eğer okulun bir kitaplığı yoksa hiçbir şey yapmamış sayılırsınız.
Belediye - İş Sendikası bu düşünceden hareketle bir eğitime katkı ve kitaplık projesi başlattı. Önce Diyarbakır Vali Kurt İsmail Paşa İlköğretim Okulu’nu peşinden Ordu Atatürk Lisesi’ni kitaplığa kavuşturdular. Şimdi sırada Afyon Anadolu Öğretmen Lisesi var. Bu okulumuz da kitaplığına yarın kavuşuyor.
Üç okula klasikler ve çağdaş yazarlar dahil toplam 10 bin kitap satın alınmış.
Belediye İş Sendikası yöneticilerine çooook teşekkürler.
Çok kitap okuyana okumuş adam derler. Çok televizyon izleyene görmüş adam demezler.
Futbol cinayeti işlemekte gençler maşallah yaşlılara taş çıkartıyor...Peki hakem piyasasındaki bu kronik başarısızlığın bir müsebbibi yok mu?Mesela MHKnin başındaki Bülent Yavuzun başarısızlığı söz konusu olabilir mi? Yoksa o başarılı da tüm hakemler mi başarısız?Bu hakem rezaletleri böyle sürüp gidecek mi? Dünya Kupasında Katardan Suriyeye, Fastan Afrikanın Benin ülkesine kadar her ülkeden hakem vardı. Türkiyeden yoktu. Çünkü Türkiyede hakem yoktu. Ama olacaktı. Federasyonumuz genç hakem yetiştiriyordu. Bu hakemlerden Selçuk Dereli cumartesi günü Diyarbakır - Fenerbahçe maçında görevliydi. Sarı kartı faul yapana değil yapmayana gösterip oyundan attı. Bir de penaltıyı göremedi ki.. Breh breh... Diğer genç hakem Bülent Demirlek, İstanbulspor - Elazığ maçında Fazlının eliyle verdiği pası görmeme başarısını gösterdi ve Elazığın ipini çekti. Üçüncü genç hakem Kuddusi Müftüoğlu Beşiktaş maçında Galatasarayın açık penaltısını vermeyerek takımın motivasyonunu bozdu, oyunu tersine çevirdi. Moda denilen şey o kadar çirkindir ki onu her altı ayda bir değiştirirler. Oscar Wilde Dil altında bakla... - Bu durumda AB bir Hıristiyan kulübü olduğunu kabul etmiş olacak, Türkiyeyi Müslüman
<#comment>#comment>Dünya Kupası’nda Katar’dan Suriye’ye, Fas’tan Afrika’nın Benin ülkesine kadar her ülkeden hakem vardı. Türkiye’den yoktu. Çünkü Türkiye’de hakem yoktu. Ama olacaktı. Federasyonumuz genç hakem yetiştiriyordu. Bu hakemlerden Selçuk Dereli cumartesi günü Diyarbakır - Fenerbahçe maçında görevliydi. Sarı kartı faul yapana değil yapmayana gösterip oyundan attı. Bir de penaltıyı göremedi ki.. Breh breh... Diğer genç hakem Bülent Demirlek, İstanbulspor - Elazığ maçında Fazlı’nın eliyle verdiği pası görmeme başarısını gösterdi ve Elazığ’ın ipini çekti. Üçüncü genç hakem Kuddusi Müftüoğlu Beşiktaş maçında Galatasaray’ın açık penaltısını vermeyerek takımın motivasyonunu bozdu, oyunu tersine çevirdi.
Futbol cinayeti işlemekte gençler maşallah yaşlılara taş çıkartıyor...
Peki hakem piyasasındaki bu kronik başarısızlığın bir müsebbibi yok mu?
Mesela MHK’nin başındaki Bülent Yavuz‘un başarısızlığı söz konusu olabilir mi? Yoksa o başarılı da tüm hakemler mi başarısız?
Bu hakem rezaletleri böyle sürüp gidecek mi?