Okulda temizlik (4)

14 Haziran 2000


       Çocukların okul temizliğine katılımıyla ilgili yazılarımıza psikologların bu konudaki düşüncelerini aktararak devam ediyoruz... Anne - baba eğitimi uzmanı Psikolog Haluk Yavuzer bakınız konuya nasıl yaklaşıyor:
       - Derslerdeki başarı, çocuk için tek başına yeterli sayılmıyor günümüzde.. Okulun birinci işlevi, sosyal açıdan yetkin çocuklar yetiştirmektir. O yüzden eğitim, asıl olarak takım ruhunu, "biz" bilincini çocukların tümüne aktarma amacına yönelmeli... Bu anlamda çocuğa okul temizliği konusunda makul ve yaşına uygun görevler verilmesi, dayanışma ve sorumluluk bilincini arttıracak yararlı bir uygulama.. Ama dozunda olmak, ağır görevlerden kaçınmak kaydıyla... Mesela "cam temizliği" gibi uzmanlık isteyen işler okuldaki hizmetlilere bırakılırken, çocuğun boyunu aşmayan, sözgelimi bir dolabın birlikte silinmesi gibi işler öğretmenlerin de katılımıyla yapılabilir. Bunu çocuklar arasında ayrım yapmadan dağıtmak da önemli..
       Psikolog Özcan Köknel de aynı kanıda... Diyor ki:
       - Çocuğun bulunduğu ortamın sorumluluğunu

Yazının Devamı

Sanal Röportaj

13 Haziran 2000


      Mustafa Denizli milli takımımıza hazırlık maçı yaptırmamış, bunun yerine finallere kafasında sanal maçlar yaparak hazırlanmış, bu maçların hepsini de kazanmıştı. Peki sahada niye kazanamadık? Bunu anlamak için Denizli ile bir sanal röportaj yaptık:
       - Sayın Denizli iyi günler...
      - İyi günler, iyi yayınlar..
       - Sayın Denizli, sanıyorum sanal maçların hepsini kazanmıştınız...
      - Evet hepsini kazandık... Bazılarını 5 - 0, 6 - 0 gibi açık farkla aldık üstelik.
       - İsveç ve Belçika ile de oynadınız mı?

Yazının Devamı

Okulda temizlik (3)

11 Haziran 2000


       Bu hafta en çok elektronik mektubu çocukların okul temizliği konusunda aldık. Hikmet Uluğbay İlköğretim Okulu Müdürü Kadir Ercan'ın çocuklara ayda bir gün iki saatliğine sınıf, koridor ve bahçe temizliği yaptırmasını biz olumlu bulmuştuk. Okurlarımız bu konuda ikiye ayrıldılar. Bir bölümü bize katıldı. Bir bölümü uygulamaya şiddetle karşı çıktı. Eleştiriler şöyle özetlenebilir:
      - Camların temizliği için kız öğrencilerden ekip oluşturulması yanlıştır. Cinsiyet ayrımcılığına girer.
       - Cam temizliği sırasında bir kaza olabilir. Bahçe temizliği sırasında çocuklar mikrop kapabilir. Okul sorumluluk altına düşer.
       - Çocukları temizlik yapmaya alıştırmanın gereği yoktur. Onları sadece çevrelerini temiz tutmaya alıştırmalıyız.
       Bir okurumuz şart öne sürdü:
      - Temizliğe öğretmenler de katılmalı. Cam silinmesi gibi ağır sayılabilecek işler çocuklara yaptırılmamalı...

Yazının Devamı

Ferruh Doğan...

10 Haziran 2000


       Türk karikatürü en saygın isimlerinden birini daha yitirdi. Az çizgiyle çok söz söylemenin üstadlarından Ferruh Doğan'ı dün son yolculuğuna uğurladık. Ferruh ağabeyin kimi karikatürleri zihnimizden hiç çıkmayacak...
       Mesela... Sakallı cübbeli biri, arkasındaki gerici ordusuna komut veriyor:
      "Gericiler, ileriiii..."
       Mesela bir üniversite öğrencisi polis tarafından coplanırken haykırıyor:
      "İmdaaat... Polis yok mu?"
       Mesela, bir dini bütün işverenin başı üstüne asılmış şu levha:

Yazının Devamı

Müteahhit alanı!

9 Haziran 2000


       Zonguldak'ta geçen yıl açılan Çaycuma Havaalanı'na uçak inip kalkmadığını gören vatandaşlar olayı TBMM'ye aktarmış. Milletvekillerinden biri THY bütçesi Meclis Komisyonu'nda görüşülürken yetkililere konuyu sormuş, şu yanıtı almış:
       "Zonguldak'ta geçen sezon açılan Çaycuma Meydanı, Uçuş İşletme Başkanlığımız tarafından yapılan değerlendirmeler neticesinde aşağıdaki gerekçelerden dolayı tarifeli sefer yapılmasına uygun görülmemektedir:
       1) Pist uzunluğu 1.800 metre olup, RJ uçakları ile ancak kısıtlı şartlarla iniş kalkış yapılabilir. Pist ıslak iken RJ uçakları iniş kalkış yapamaz.
       2) Bir meydanın sivil hava ulaşımına açılabilmesi için, Devlet Hava Meydanları İşletmesi'nce aşağıdaki hususların yerine getirilmesi şarttır:
       a. Meydan Yangın Kategorisi: Belirsiz.
       b. SID (Standart Instrument Departure) Usulleri: Yayınlanmamış

Yazının Devamı

Temiz çocuklar(2)

8 Haziran 2000


       Küçükçekmece’deki Hikmet Uluğbay İlkokulu’nda çocuklara okul temizliği yaptırılmasını dün olumlu bir karar olarak alkışlamıştık. Okul Müdürü Turgut Ercan’dan biraz daha bilgi aldık. Çocuklara sınıf temizliğini ayda bir gün son iki ders yaptırıyorlarmış. Amaçlarını şöyle özetledi:
       - Öğrenciler arasında temizlik alışkanlığı çok zayıf. Hem bu alışkanlığı kazandırmak, hem onları hayata hazırlamak için düşündük bu yolu. Ama birçok başka faydası da var. Değişik sınıfların öğrencileri birbirini tanıyor. Birlikte iş yapma keyfi gelişiyor. Abilik - ablalık, kardeşlik duyguları artıyor.
       Okurumuz Yılmaz Özmen gönderdiği notta diyor ki:
       - Kızım Japonya’da ilkokul 1 ve 2. sınıfı okudu. Tüm okullarda, ilkokul dahil, sınıflar kendi öğrencileri tarafından silinip süpürülmektedir. Hem de her gün... Okul bahçesi de yine öyle öğrenciler tarafından düzenlenmektedir.
       Pamukkale Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Şecaattin Kırımhan, Müdür Turgut Ercan’ın çok yerinde bir karar verdiğini

Yazının Devamı

Bravo müdüre!

7 Haziran 2000


       Küçükçekmece'deki Hikmet Uluğbay İlköğretim Okulu Müdürü Turgut Ercan okulda temizlik için bir talimat yayınlamış. Veliler de bu talimatı bir şikayet metni olarak bize göndermişler. Önce Turgut Ercan'ın 31 Mayıs Çarşamba günü için yayınladığı talimata göz atalım:
       - Her sınıf, kendi sınıfını, sınıf öğretmeni nezaretinde temizleyecektir.
       - Camların 1. ve 2. sınıflarda silinmesi için 5. sınıflardan 3'er kız öğrenci gönderilecektir.
       - 3 - 4 ve 5. sınıflar camlar dahil tüm temizliğini kendi öğrencileriyle yapacaktır.
       - Çarşamba sabahı 3 - 4 ve 5. sınıflardan 5'er erkek öğrenci öğretmen Şerif Kılıçkara nezaretinde okulun çevresinin çevre temizliğini yapacaklardır.
       - Çalışmalar esnasında öğrenciler dikkatle izlenecek ve temizlenen yerlerin yeniden kirletilmemesi için gerekenler yapılacaktır.

Yazının Devamı

Fırsatı kullanın...

6 Haziran 2000


       Seçimlerden önce “Aklanmadan hiçbir görev kabul etmem" diyen Mesut Yılmaz’ın şimdi bu şans ayağına geldiğinde sergilediği mızıkçı çocuk görüntüsünü anlamakta zorlanıyoruz.
       Neymiş? Koalisyon ortağı MHP bu ortaklığın gereği olarak (!) milletvekillerine talimat vermeli, beyefendiyi Yüce Divan’a gitmekten kurtarmalıymış. Çok değil, daha iki ay kadar önce 5 + 5 konusunda, aynı türden şey kendisinden istendiğinde;
       -Benim partim demokratik bir partidir. Milletvekillerim özgür iradeleriyle karar verir, ben onlara karışamam, diyen Mesut Bey şimdi aynı davranışı başkalarından bekliyor, onları koalisyonu bozmakla tehdit ediyor.
       Gelelim Yüce Divan meselesine...
       Meclis’te çoğu kez siyasi hesaplarla kalkan ya da kalkmayan parmakların “aklanmak" anlamına gelmediğini sokaktaki çocuklar bile biliyor artık... Asıl aklanma yargı önünde... Suçsuz olduğunuza gerçekten inanıyorsanız (ki öyle söylüyorsunuz), gidin Yüce Divan’a, çıkın Türkiye’nin en seçkin yargıçlarının huzuruna, verin hesabınızı...
&nb

Yazının Devamı