ABD Büyükelçisi Frank Ricciardone ABD Senatosu’nda ifade verdi, Türkiye gözlemlerini anlattı... TSK’nın üst kademelerindeki istifalar konusunda:
- Bunun hiçbir şekilde bir gerilemeye neden olmayacağından çok çok eminim, dedi...
Gerileme bir yana... Daha önceki raporlardan, TSK’yla ilgili son gelişmelerden ABD’nin memnun olacağı izlenimi ediniyoruz... ABD’nin Türk ordusuna bakışı 2003 yılında 1 Mart tezkeresinin reddedilmesinin ardından önemli dönüşümler gösterdi. Wikileaks belgeleri arasında yer alan, ABD Büyükelçisi Pearson’un 18 Nisan 2003’te Washington’a gönderdiği “GİZLİ” ibareli telgraf özellikle dikkat çekicidir. Son bölümünde deniyor ki:
“... Türk Genelkurmayı’nın, ABD’nin Irak stratejisine karşı uzatmalı muhalefeti, operasyonel konularda ayak sürümesi ve ABD’nin Irak’ta Türk karşıtı bir gündemi olduğuna dair devam eden suçlamaları, Genelkurmay’ın ABD ile ilişkilere ne kadar bağlı olduğu konusunda daha çok soru sorulmasına yol açtı.”
“...Özkök’ün ABD ile yeniden sağlam bir işbirliği inşa etmek için, Türk Genelkurmayı’ndaki muhaliflerinin emekli olmasını bekleyerek fırsat kolladığı yönünde bazı ipuçlarına sahibiz. İrtibatta olduğumuz kişiler, Türk devlet sistemi üzerindeki mevcut askeri hâkimiyette köklü değişiklikler olması kadar, ABD - Türkiye ilişkisinin yeniden dinamizm kazanmasının da, hem katı muhafazakârların istifasını hem de özellikle modern, ileri görüşlü yeni bir subay kadrosunun yetişmesini gerektireceğini tahmin ediyorlar.”
TSK’daki son operasyonlar da bu yönde...
Büyükelçi çadırda
Eminönü’ndeki ramazan çadırının önceki akşam konuğu ABD Büyükelçisi Frank Ricciardone ile eşi ve kızıydı... Amerikalı konuğu Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir eşi ve kızıyla birlikte karşıladı, hep birlikte kuyruğa girildi, iftariye tepsileri alındı, orta sıralarda bir yere oturuldu. Büyükelçinin kendisi gibi eşi ve kızı da Türkçe biliyordu. Büyükelçi kısa bir konuşma yaparak herkesin ramazanını kutladı. İftardan sonra birlikte Sultanahmet’e çıkıldı. Büyükelçi ve ailesi biraz dolaştıktan sonra yaklaşık yarım saat Ahmet Özhan’ın konserini izledi... İftar çadırı ve Sultanahmet ziyareti Ricciardone’nin talebi üzerine gerçekleşmiş. Büyükelçi’nin çalıştığı ülkelerin halklarına yaklaşma ve sempati yaratma çabası hayli dikkat çekici.
Sıra özerklikte...
Aktör Cem Özer, Güneydoğu’daki son saldırıları yorumlamış:
“Kürtlere özerklik verilsin” demiş...
Mutlaka birçok kişi aynı şeyi düşünüyor ve söylüyor.
Daha doğrusu olaylar öyle söylettiriyor...
PKK geçen ay demokratik özerklik ilan etti.
Aynı gün 13 erimiz şehit oldu... Her gün şehit veriyoruz...
Halk bu tablo karşısında:
- Aman ne istiyorlarsa verelim de kan dursun, demeye başlıyor.
Terörün amacı da bunu söyletmek...
Terör - taviz - terör... PKK böyle ilerliyor...
Terör sonlanmadıkça karşı taraf taviz almaya doymayacaktır.
Bunları görmezden gelerek yapılacak politika sonuç vermez...
Küme
Takımların şike yüzünden küme düşürülmesi konusunda Hukukçular Birliği Vakfı Başkanı Av. Sinan Kılıçkaya’nın görüşlerini yazdık dün... Çok özetle... Avukat Kılıçkaya, şike yapan yönetici cezalandırılabilir ama takıma küme düşme cezası verilerek bütün takım ve taraftarın cezalandırılması hakkaniyete sığmaz, diyordu.
Pek çok okurumuz bu görüşe katılmadı. Çoğunluk tepki gösterdi.
Hukukçu dostumuz Volkan Günel özetle dedi ki:
“Kulüp Başkanı bütün kulübü temsil etmektedir ve bence eğer yaptıysa şike sadece başkanı değil tüm kulübü bağlamaktadır. Eğer şike yapan bir tek futbolcu veya kulübe yakın bir kişi olsa idi olay ferdi tutulabilirdi ama bu kişi başkan ise tüm kulübü bağlar...”
Okurumuz Timur Esemen’in görüşü:
“UEFA ve FIFA’nin koyduğu kurallar arasında çok net biçimde takım yöneticisinin şike yaptığının tespiti halinde takımın küme düşürüleceği vardır. Lige katılan takım bu kuralı önceden kabul etmiş demektir...”
ABD’nin Ankara Büyükelçisi, TSK’daki durumu değerlendirmiş: “Herkesle çalışırız.”
Demek ki ABD bu konuda Gül ve Erdoğan’dan daha mülayim...
* * *
Soru: 1.Cumhuriyet’in ruhuna Fatiha okundu mu?
Yanıt: Evet... Yeni anayasadan
sonra da mevlidi okunacak...
Haldun Ertem
Sarıkız
Taraf gazetesi Ankara Temsilcisi Lale Kemal’in önceki günkü yazısında şu cümle göze çarpıyor:
“Nokta dergisinin ortaya çıkarttığı ve askeri savcılığın talimatıyla 2007’de kapatılmasına neden olan Sarıkız, Yakamoz, Ayışığı gibi darbe planlarının, aslında Özkök’ün girişimleriyle engellendiği ortaya çıktı...”
Bir... Hilmi Özkök’ün darbe önlediği konusunda açık bir kanıt veya ifade hiç olmadı. Eğer olsaydı “darbeye teşebbüs” söz konusu olur, davaların tüm seyri değişirdi...
İkincisi... Nokta dergisi askeri savcılığın talimatıyla kapatılmadı. Sahibi Ayhan Durgun tarafından kapatıldı. Durgun herhangi bir baskıdan söz etmedi.
Karpuz enflasyonu “eksi”ye çevirmiş.
Fazla sevinmeyelim, hıyarlar devreye girer, yakında yine
“artı”ya çevirirler!
Fahrettin Fidan
