Aynı zamanda safdil AB ve IMF savunucularının da üzerinde düşünmesi gereken sorular ne miydi? Buyurun:"...Hiç sormuyor musunuz kendinize, bu Avrupa Birliği, bu IMF, size niye bir eğitim reformu telkin etmiyor? Hiç sormuyor musunuz kendinize, niye bu Avrupa Birliği, size kendi demokrasisini şart koşmuyor? Niye kendi siyasi partiler kanununu size teklif etmiyor? Hiç sormuyor musunuz bunları da niye dayatmıyor? Yani, işçi ücretlerinden pamuğa verilecek prime kadar her şeyle ilgilenenler, kaç kişiyi memur alıp almayacağınıza kadar her şeyle ilgilenenler, hangi vakfın malının verilip verilmeyeceğiyle ilgilenenler, bu ülkenin demokratik düzeniyle ilgili olarak niye tek satır, tek cümle söylemiyorlar?"Erkan Mumcu, Türkiye'nin demokratlaşmasının Batı'nın umurunda olmadığını bu sözlerle ifade etti.Türkiye'den sözde demokrasi adına birtakım kriterleri yerine getirmesini isteyen AB'nin başaşağı giden laiklikle ilgili hiçbir kayda yer vermemesi de demokrasiyle ilgili olmadığının bir başka kanıtıdır. Laiklik olmadan demokrasi olmaz. AB bunu bilir... AB, ABD'nin Türkiye'yi "ılımlı İslam" rejimine sürükleme planının taşaronluğunu yapmaktadır. Yaptığı demokrasi dayatmaları sadece ülkemizdeki azınlıkların, etnik grupların ve Türkiye aleyhine çalışanların haklarıyla ilgilidir. Artık bunları görme vaktidir... ANAP Genel Başkanı Erkan Mumcu, önceki günkü Bütçe konuşmasında AKP milletvekillerine bazı sorular sordu. Başbakan Erdoğan, "4 yılda ekmeğimiz ve aşımız büyüdü" demiş. "Cari açığımız" diyecekti, dili sürçtü herhalde... 'Bizim işler iyi gidiyorsa Türkiye iyi yoldadır...' Bu mu mantıklı.. Yoksa, 'Türkiye iyi yolda olursa bizim işler iyi gider' düşüncesi mi?Kısa görüşlü olanlar için birincisi... Uzun görüşlü olanlar için ikincisi...Kısa görüşlü olanların kısa dönemde işleri iyi gitse de uzun dönemde başları sıkıntıdan kurtulmaz. Uzun görüşlü olanlar kısa dönemde zorluklar yaşasa da uzun vadede hem kendileri hem ülkeleri feraha çıkar... Başka ne diyelim? Ey sağduyu... Neredeysen çık gel artık... Sağduyuya çağrı... Asgari ücrete önümüzdeki yılın ilk 6 ayında yüzde 6 zam kararı alındı. Asgari ücret net 403 YTL oluyor. DİSK'in hesaplamalarına göre asgari ücretli bir günlük ücretiyle 12 simit ve 12 çay alabiliyordu. Önümüzdeki yıl için kararlaştırılan zam günde 77 kuruşa tekabül ediyor. Böylece bir asgari ücretli zamdan sonra günde bir simit fazla yani 13 simit satın alabilecek. Hükümetin açıkladığı parlak büyüme rakamlarından asgari ücretliye düşen günlük zam işte bu kadar... Bir gevrek simit... Yerken susamlarını dökmeyin... Simit kadar zam İstanbul eski belediye başkanı Nurettin Sözen'in Başbakan Tayyip Erdoğan'ın İstanbul Belediye Başkanlığı sırasında baraj yapılmadığı yolundaki ifadesi üzerine Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü bir açıklama gönderdi.Sözen, Erdoğan'ın yaptığını söylediği baraj ve göletlerin ona ait olmadığını söylemişti...DSİ açıklamasında, Sözen döneminde inşaatına başlandı denilen Istranca Dereleri projesinin Orman Genel Müdürlüğü'nce yer tahsislerinin dahi yapılmadığını, Düzdere Barajı'nın temelinin Erdoğan tarafından yeniden atıldığını bildiriyor.Açıklamada, "Recep Tayyip Erdoğan, 1994 - 1998 yılları arasındaki İstanbul Belediye Başkanlığı sırasında İSKİ 5 adet baraj ve gölet ile 1 regülatörü hizmete almıştır" deniyor.Barajlar ve göletin hizmete giriş tarihleri: Düzdere 1995, Kuzuludere 1995, Büyükdere 1995, Sultanbahçedere 1997, Kazandere 1997, Pabuçdere 2000, Elmalıdere Regülatörü 1997...Tartışma nereden çıkıyor? Genel olarak Nurettin Sözen temelini attığı inşaatları kendi projesi olarak görürken Tayyip Erdoğan da baraj ve göletlerin kendi döneminde tamamlandığından hareketle bunları kendine malediyor. Tartışmanın inceldiği nokta burası... Bu arada Sözen ile Erdoğan'ın bu meseleyi önceki gün Meclis kürsüsünde de tartıştıklarını kaydedelim. Tartışılıyor ve her iki taraf da kendini galip görüyor. Barajlar... İki lafının birinde "adam olmak"tan söz edenlere iyi bakın... Bunların adam olmakla ilgili sorunu vardır. m.asik@milliyet.com.tr