İki yıl önce ilan edilen “açılım”ın ucu açık bırakılmıştı. O tarafı PKK ve siyasi uzantıları “Demokratik Özerklik” projesiyle doldurdular.
Nedir demokratik özerklik?
Saklısı gizlisi yok... Açık açık söylüyorlar...
Ayrı bayrak, ayrı meclis, ayrı savunma gücü, ayrı yönetim, ayrı maliye, ayrı eğitim... Özetle bölgeyi bağımsızlığa hazırlayacak bir eyalet sistemi...
Karşı taraf bunu deklare ettiği halde Ankara’da oturanlar böyle bir şey hiç yokmuşcasına siyasi çözüm hazırlığı içindeydi.
Neydi siyasi çözümleri?
Anayasa’yı PKK’nın istediği şekilde yeniden düzenlemek...
Değişmez maddeleri değiştirmek...
Türk ve Türk milleti gibi deyimleri Anayasa’dan çıkarmak....
Ana dilde eğitime geçit vermek vs..
Bu süreçte BDP ve İmralı güçlendirildi. İmralı’daki zat, eşit düzeyde bir komutan konumuna getirildi. Birtakım projeler yapıyor, isteği kabul edilmezse kan döküleceğini açık açık söylüyor. AKP ve CHP bu manzarayı ağzı açık seyrediyor.
İki yıldır süreç böyle işliyor...
“Terör örgütü silah bırakmadıkça barış konuşulmaz” ilkesi bir yana bırakılmış... Hükümet, ABD öyle istiyor diye, teröristle müzakere ederek sonuç alma hayali peşinde vakit geçiriyor.
Acaba Mümtaz Soysal’ın dün açık açık yazdığı gerçeğin farkına ne zaman varacaklar?
“Gerçek, Türkiye Cumhuriyeti topraklarının bir köşesinde başka bir devletin ilan edilmiş olmasıdır. Dünyaca tanınmış egemen bir ulusal devletten koparak ‘demokratik özerklik’ etiketiyle kendi bağımsızlık statüsünü belirleyen bir başka devlet...”
Ankara durumun farkında değil mi? Yoksa böyle bir neticeyi zaten biliyorlar mıydı?
Fransa’da yalnızlık
Yalnızlık Fransa’da Başbakanlık tarafından “Büyük Milli Mesele” ilan edildi. Yalnızlığın giderilmesi için çeşitli etkinlikler yapılıyor; dayanışmacı piknik, kolokyum, şenlik, ortak yemekler vb...
Yalnızlıkla mücadeleyi “Büyük Milli Mesele” ilan eden Başbakanlık ülkede 20 milyon insanın yalnızlıktan şikâyetçi olduğunu belirtiyor.
Bu hastalıklı yaşama karşı protestolar da yapılıyor...
Hafta içinde Montparnasse Garı önünde elli kadar kadın ve erkek hiç ses etmeden ellerinde birer pankartla gösteri yaptılar... Pankartlardan biri şöyle diyor:
“Je reparlerai dans 122 jours.”
Yani, “122 gün sonra yeniden konuşacağım”
Ne alaka derseniz... Araştırmalara göre her 10 Fransızdan biri, yılda sadece üç kez bir dostuyla esaslı sohbet edebiliyormuş...
* * *
Yalnızlığın en büyük nedeni liberal kapitalist düzenin insan ilişkileri kuşkusuz... İnsanlar düzenin dayattığı kalıplara girip düzenin dayattığı işleri yaparken kendilerine saygılarını kaybediyorlar, duyguları sapmalara uğruyor, değer yargıları aşınıyor, özgüvenleri bitiyor... Ne kendileri gibi olabiliyorlar ne oldukları gibi görünebiliyorlar... İdeolojilerin gündemden çıkmış olması insanların toplumu ve kendilerini anlamalarını zorlaştırıyor. Düzenin yapay ilişkileri arasında bunalan insan kendini toplumdan soyutlayarak benliğini kurtarmaya çalışırken biraz daha yalnızlaşıyor. Tabii ki yalnızlığın daha pek çok sebebi ve kaynağı mevcut. Bunları inceleyip tanımlamak ve çözüm araştırmak için daha binlerce sayfa yazmak gerekiyor.
Murphy
Murphy’nin savaş yasalarını bilir misiniz?
Bazılarını akılda tutmakta yarar var....
- Geri tepmesiz tüfekler geri teperler.
- Asla unutma ki silahın, en düşük fiyat veren firma tarafından yapılmıştır.
- Eğer hücum çok iyi gidiyorsa pusuya düşmüşsündür.
- Sana kolay gelen yol mutlaka mayınlanmıştır
- Eğer düşman menzil içindeyse sen de öylesin demektir
- İzli merminin izi iki yönlüdür. Senin de yerini belli eder.
- Muharebede malzeme harcamak mezar kayıt formu doldurmaktan kolaydır.
- Süngü kanunu der ki, mermisi olan kazanır.
Eğer düşmanı göremiyorsan o hâlâ seni görüyor olabilir...
PKK telsizi Diyarbakır saldırısı öncesi anons geçmiş: “Askerler yorgun, vurun.”
Pusuya düşürdükleri askerleri mi kastettiler yoksa TSK’nın bütününü mü?
Haldun Ertem
HO
Harp Okulu sınavlarına giren 17 yaşındaki Sevim Venüs Kurtuluş’un “Kalp rahatsızlığı ve bel eğriliği var” denilerek elendiğini... Ancak ailenin aynı gün Yüzüncü Yıl Hastanesi’nden her iki konuda “sağlamdır” raporu aldığını, itiraz üzerine genç kızın Etimesgut Askeri Hastanesi’ne sevk edildiğini burada ilk teşhisin tekrarlandığını yazmıştık. Genç kızın babası Merih Kurtuluş kızını adını gizleyerek Dışkapı’daki Askeri Mevki Hastanesi’nde muayene ettirmiş, burada da kalp ve bel sağlam çıkmıştı. Genelkurmay İletişim Daire Başkanı Tuğggeneral Tayyar Süngü arayarak şu bilgiyi verdi:
- Genç kıza sağlam raporu veren iki hastane bedendeki arızaları günlük hayat açısından önemsiz görmüş olabilir. Ancak Kara Harp Okulu’na yazılacak öğrencilerde bir muharip subay için gerekli sağlık şartları aranır. Günlük hayat için önemsiz sayılacak arazlar önemli addedilir. Yaptığımız soruşturmada Venüs Kurtuluş’a hiçbir ayrıcalık yapılmadığını, verilen raporların yerinde olduğunu tespit ettik.
Türk - İş Başkanı Mustafa Kumlu, “Kıdem tazminatının gasbına müsaade etmeyiz” demiş.
Garibim, gasp için kendisinden müsaade isteneceğini zannediyor!
Fahrettin Fidan