Açık Pencere "Doğduğu zaman karşılarında gördükleri bebeklerin hiç büyümeyeceğini sanan anne/babalar kızlarına Pıtırcık adını koyarlar mesela... Hiç düşünmezler mi, o Pıtırcık'ın bir gün 85 yaşına geleceğini ve artık pıtrayamayacağını?Veya:"Bu bebek dindar görünüyor, adını Ramazan koyalım" denir. Ramazan 30 yıl sonra ramazan ayında Çiçek Pasajı'nda kafayı çekerken yakalanır.Adı "Cumhur olsun" denir! O Cumhur yıllar sonra büyür, Türkiye'yi AİHM'ye şikâyet eder...Atılgan top atsanız yayıldığı yerden kalkmaz... Aslan Bey bir metre 55 boyuyla ortalarda dolaşır durur... İlhami'yi görenlerin, bir şey üretecekleri varsa da, ebediyen vazgeçtikleri durumlar yaşanır."Eylem", CHP listelerinde niçin yer alamadığını düşünedursun, "Öcal" pasifist olduğunu anlatmak için ne kadar dil dökse de, kimselere yaranamaz. Sonunda çareyi ona bu adı verenlerden öç almakta bulur...Nedim Saban yazıyı nereye mi getirmek istiyor? Meclis'e ilk girdiği günü yabancı dili sorulduğunda "Türkçe" yazan DTP Genel Başkanı Ahmet Türk'e... Ahmet Bey'in soyadı ile kendi arasında biraz uyumsuzluk görmüş anlaşılan! Tiyatro sanatçısı Nedim Saban bazı ad ve soy adların gerçekliğine değinmiş... Diyor ki: Anayasaya son şeklini Tayyip Erdoğan verecekmiş. Buna AKP anayasası bile denmez, Erdoğan yasası denir... Tekirdağ F Tipi cezaevinden yazan okurumuz: - Bir telefon konuşmasında adım geçtiği için çeteye yardım suçundan 5 aydır hapisteyim, diyor, duruşmaya daha 2.5 ay var. İlk celsede tahliye olacağım kesin. Boşu boşuna 7.5 ay yatmış olacağım... İnsan mahkemeye çıkarılmadan 7.5 ay hapiste tutulur mu?Bir başka okurumuzun parası çalınmış. Karakola çağırılmış. İfadeler falan. Diyor ki:- Hırsız da yakalandı. Ama karakola bizden sonra geldi ve bizden önce çıkıp gitti...Bu hukuk düzeni değişmedikçe Anayasa'yı değiştirseniz ne yazar! Tersine dünya... Okurumuz Ayfer Atalay, sivil anayasa muhabbetine bir cümleyle katılıyor: "Sözümona sivil anayasa yapıyoruz ama bakıyorum başta TÜSİAD, TESK, DİSK, TMMOB, ve üniversiteler olmak üzere ne kadar sivil toplum örgütü varsa yapılmakta olan bu 'sivil' anayasaya karşı çıkıyor. Nasıl sivillik bu?" ABD'li diplomat Peter Galbraith, "Türkiye kapsamlı bir af ilan ederse Kandil Dağı'ndaki savaşçıların çoğu evlerine döner, PKK yok olur" demiş. Okurumuz Tuncay Bey bizim aracılığımızla sayın diplomata soruyor:"Af çözüm ise acaba sizin ülkeniz neden El Kaide'ye af ilan etmiyor da savaşma yolunu tercih ediyor? Yoksa sizin niyetiniz çözüm değil de başka bir şey midir?" Af çözümse... Günün Müjdesi... "Bugün Şişli'de okuyan öğrencimiz ile Şemdinli'nin bir okulunda okuyan öğrencimiz teknik imkanlar bakımından hemen hemen aynı seviyeye ulaşmıştır." Önce AKP'nin yeni bir anayasa yapma gerekçelerini hatırlatalım isterseniz; 1982 Anayasası askerler tarafından darbe koşullarında yapılmış bir anayasadır. Dolayısıyla demokratik değildir? Özgürlükçü hiç değildir? Biz demokratik ve özgürlükçü anayasa yapacağız...Şimdi de gelelim 1982 Anayasası yapılırken Danışma Meclisi üyesi olan, Tunceli Milletvekili Kamer Genç'in bu gerekçeler ve iki anayasanın yapılış yöntemleriyle ilgili söylediklerine:- 1982 Anayasası için önce bir kurucu meclis seçildi. Bu meclisin içinden de çoğu hukukçu olan 30 kişilik bir ekip meydana getirildi. İlk taslağı bu ekip hazırladı... Hazırlanan metin gerek komisyonlarda gerekse Danışma Meclisi Genel Kurulu'nda uzun uzun tartışılmıştı. O ekibin çalışmaları hemen her aşamada kamuoyuna açıktı. Bugünlerde yapılmakta olan anayasanın ilk taslağını hazırlayanlar ise kapalı kapılar ardında 6 kişi. Evet, 1982 Anayasası'na nihai şekli sonuçta 5 general vermişti ama bugünküne bir kişi... Yani, bırakın anayasa hukukunu, hukukun temel kavramlarından bile bihaber Tayyip Erdoğan verecek.- Yani 1982 Anayasası bugünküne göre göre daha geniş bir katılımla ve daha demokratik yöntemle hazırlandı, diyorsunuz...- Ben demiyorum, gerçekler böyle. Ayrıca 1982 Anayasası'nın neredeyse üçte biri o günden bugüne değiştirildi. Bütün bu değişiklikleri de sivil meclisler yaptı.- Peki, o zaman yeni anayasa hazırlanmasının asıl sebebi ne?- Asıl sebebi ortaya çıkan taslağa bakarsanız rahatlıkla görürsünüz; yargıyı etkisiz hale getirip meydanı tümüyle iktidara bırakmak... Türbanı, tarikatları anayasal güvenceye almak... Ülkeyi iç ve dış egemen güçler için dikensiz gül bahçesine dönüştürmek. Özetle diyeceğim; şimdi yapılmakta olan anayasa ne yapılış yöntemi açısından 1982 Anayasası'ndan daha demokratik ve daha katılımcıdır ne de içeriği açısından daha çağdaş ve özgürlükçüdür... m.asik@milliyet.com.tr Hangisi demokrat?
Özay Şendir
Ayıplı bir tartışma, 'işine yarayacak'
14 Mayıs 2025
Didem Özel Tümer
Türk şirketlere BAE’de finansa erişim kolaylığı
14 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
En son imparator!
14 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
EOKA’nın köyünde ölümle burun buruna! Neşe Karaböcek’ten Kıbrıs anıları…
14 Mayıs 2025
Dilara Koçak
Yaz gelmeden detoks değil, denge zamanı
14 Mayıs 2025