Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu esiyor; “Her gün 100’den fazla katliam olursa Suriye’ye tepkisiz kalamayız.”
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, gürlüyor;
“Suriye’deki olaylara sessiz kalamayız. Bu iletişim çağında herkesin gözü önünde cereyan eden bu şiddete tepkisiz kalmamız mümkün değildir.”
Onur Öymen dün verdiği demeçte soruyordu:
“Sessiz, tepkisiz kalamazsın da ne yaparsın? Daha düne kadar Suriye yönetimi ile son derece sıcak ilişkiler içindeydiniz. Onlar Ankara’dan siz Şam’dan çıkmıyordunuz. Sular konusu başta olmak üzere pek çok konuda anlaşmalar yapıyordunuz. O zaman Suriye çok mu demokratikti?”
* * *
Türkiye’de dört haftada 25 asker ve polis öldürüldü. İki asker hâlâ rehin. İktidarın Suriye’den önce teröristlere yataklık eden Irak Hükümeti’ne tepki göstermesi beklenmez mi? Ancak Irak’a karşı en ufak rahatsızlık ifade edilmiyor. Nedense Suriyeli muhalifleri birden kendi vatandaşımızdan fazla sever olduk. Libyalı muhalifleri de öyle.. Adeta üzerlerinde titriyoruz..
* * *
Özetle ortada çok kaba bir çifte standart var. Nedenini şöyle açıklıyor Onur Öymen:
“Bunun temel sebebi Suriye yönetiminin ABD ve Batı’ya ters düşmesi... Bu nedenle düşmanlığını kazanmasıdır. Kendi çıkarlarına dokunulmadığı sürece demokrasi de insan hakları da umurunda olmayan ABD ve Batı, şimdi birden demokrasi ve insan hakları havarisi kesilmişlerdir. Bizim iktidar da bunlara hoş görünmek ve aferin alabilmek hesabıyla bu çıkışları yapmaktadır. Ama bu politikanın bizim ve bölgemizin hayrına bir politika olmadığı açıktır.”
Anadolu Başsavcılığı
İstanbul’un Anadolu yakasında bulunan Kartal, Kadıköy, Üsküdar, Beykoz, Sultanbeyli, Tuzla, Pendik ve Ümraniye ilçe adliyeleri Kartal ilçesinde inşası devam eden adliye binasında toplanacak. Yeni bina 2012 yılı içerisinde hizmete açılacak.
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK), bu yeni adliye için bir “Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı” ile dört adet “Anadolu Cumhuriyet Başsavcı Vekili” ataması yaptı.
Yargıç Oktay Kuban, Cumhuriyet’teki yazısında bu adlandırmanın Anayasa ve yasalara aykırı olduğunu söylüyor.
Anayasa’nın 142. maddesi ve ilgili yasaları hatırlatan Oktay Kuban:
- Adalet Bakanlığı, ceza mahkemesi ve cumhuriyet başsavcılığını ancak “mahkemenin ve cumhuriyet başsavcılığının bulunduğu il veya ilçenin adı ile” kurabilir... Yasanın emredici hükmü gereğince kurulan cumhuriyet başsavcılığının da mahkemenin kurulu bulunduğu ilin veya ilçenin adını taşıması gerekmektedir.
Anadolu adında bir il veya ilçe olmadığından.. Bu isimde bir başsavcılık da olamayacaktır.
Galatasaray Kıbrıs’ta...
Galatasaray, Kuzey Kıbrıs’ta 100 dönümlük arsaya Resort Otel ve kamp tesisi yaptırmak için ilk adımları atmış... Kendilerine alan ayrılmış. Tesislerin kulübe büyük ekonomik gelir sağlayacağı bildiriliyor. Haber şöyle sürüyor:
“Projede Resort Otel, futbol takımları için saha ve özel kamp alanları, aqua merkezi, wellness merkezi, golf sahası gibi alanların olacağı öğrenildi.”
En çok merak edilen konuda bilgi yok: Otelde kumarhane olacak mı? Olmayacağı açıklanmalı...
Gençler
Pankart açan gençlere 15 yıl hapis istemi... “İşkenceci polis” diye slogan atan gence 7 yıl hapis. AKP’li Burhan Kuzu’yu yumurta atarak protesto eden SBF’li gençler için 4 yıla kadar hapis.
Son olarak da... Geçen aralık ayında Manisa Celal Bayar Üniversitesi’ne gelen Bülent Arınç’ı protesto eden ve rektörle tartışan Erdem Özdemir’e 1 yıl okuldan uzaklaştırma verildi.
* * *
Gençler bu cezaların bedelini öder, onuruyla yaşamaya devam eder... Ama bacak kadar çocukları affetme büyüklüğünü gösteremeyen, onlardan korkan, en küçük demokratik hareketi sinek gibi ezmek isteyenlerin vicdanı rahat eder mi? Onlar daha kim bilir kaç kişiyi ezecek... Kim bilir çevresinde kaç kişiyi mutsuz edecek... Kim bilir hayatı başkalarına zehir ederken kendine ve çevresine de nasıl zehir edecek? Acınacak olan onlardır.
İngiltere’de bir balık “çikolatalı gofret”ten başka bir şey yemiyormuş.
Hıımmmm... “Çikolatalı gofretli balık” da pek lezzetli olur herhalde!
Fahrettin Fidan
Ömeraltı
Bir yandan HES’çiler bir yandan maden arayıcıları ormanları talan ediyor... Bursa’nın Mustafakemalpaşa ilçesine bağlı Ömeraltı Köyü de madencilerin saldırısı altında. Yaptıkları açıklamada diyorlar ki:
“Ormanları yüzyıllardır gözümüz gibi koruduk. Ancak ormanı korumakla yükümlü olan Orman Bakanlığı, yüz yıllık ağaçların kesilmesine onay veriyor. Orman alanı içinde ağaçsız alanlar olmasına rağmen sırf Siltaş AŞ adlı şirket bu alanı istedi diye 18 dönümlük alanda ağaçlar kesilerek maden döküm ve taşıma alanı yapıldı.”
Köy halkı iki hafta önce cuma namazındayken şirket, orman işletmesinin gözetimi altında ağaç kesmiş. Köylüler namazdan çıkınca duruma el koyup kesimi durdurmuşlar. Bir sonraki hafta aynı oyun tekrarlanmış. Köylüler önlem olarak son cuma namazını camide değil ormanlık alanda kılmışlar.
Artık ne hükümet ne kanunlar doğayı ve halkı korumuyor. Halk hem azgın şirketlere hem devlet güçlerine karşı doğayı korumak zorunda. Ama bunu nereye kadar başarabilir?
BDP’li Demirtaş tesbiti:
“Türkiye’nin en acil ihtiyacı barıştır.”
Savaşı başlattıkları gibi barışı da başlatsınlar
o zaman...
Haldun Ertem
