Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Recep Bey (Kemal Kılıçdaroğlu’nun deyimiyle) Recep Bey olalı böyle muhalefet görmedi, böylesi laflar işitmedi...
Baykal daha öfkeli konuşurdu, daha uzun cümleler yapardı. Kemal Bey daha kısa ama vurucu sözlerle nokta atışı yaptı. “Sakin Güç” lakabını hak eden yumuşak ama kararlı ve çetin bir üslupla Recep Bey’i hassas yerlerinden vurdu...
Kurultay salonuna dün büyük eziyetler çekerek girmiştik. Salona ve bahçesine giren partililerin anasından emdiği süt burnundan geldi. Ne var ki, Kemal Bey’in konuşması çekilen eziyeti aldı götürdü.
Kemal Bey’in ana sloganı kısa ama vurucuydu:
“Hedefimiz iktidar...”
Partililerin ellerindeki tabelalarda en çok şu ibareye rastlanıyordu:
“Hedefimiz iktidar, önderimiz Kemal”
Her muhalefet partisinin doğal hedefi iktidardır. Ama Baykal döneminde CHP bu duyguyu seçmenine hemen hiç vermedi.
Baykal’ın ağzından “İktidara geldiğimizde” diye başlayan bir cümle hemen hiç duyulmadı.
Şimdi bütün atışlar iktidar hedefine yönelik.
O yüzden CHP’de Kemal Bey’le birlikte sele dönüşen mutluluk çok farklı... Umutlar sağlam temele dayanıyor.
Kılıçdaroğlu konuşmalarında şu cümlenin altını mutlaka çiziyor:
- Yalnızca eleştirmeyeceğiz aynı zamanda o konuda CHP’nin politikalarını da anlatacağız...
İktidara yürüyen partide temel mesele de bu olmalı...
CHP o politikaları saptamak için en kısa zamanda bir program kurultayı düzenlemeli.
CHP’nin ciddi iktidar alternatifi olması sanırız AKP’de de ciddi toparlanma yaratacaktır. Sanırız ve umarız... AKP bundan böyle daha sosyal ve daha demokrat olmaya özen gösterecektir.
NOT: Şu kaset komplosunu kimler düzenledi? AKP’liler de çok merak ediyor olmalı...

Haberin Devamı

Büyük buluşma...
Kurultayın en dramatik yanı belki 30 belki 40 yıldır aynı mekânda, aynı çatı altında bir araya gelmemiş... Gelmeyi reddetmiş eski - yeni CHP’lilerin, sosyal demokratların, demokratik solcuların, küskünlerin, kırgınların vs. ilk kez aynı mekânda buluşmasıydı. Kimler yoktu ki aralarında; Rahşan Ecevit, Mustafa Timisi, Gürbüz Çapan, Murat Karayalçın, Kamer Genç, Ertoz Vahit Suiçmez, Etem Cankurtaran, Ercan Karakaş... Daha sendikalar gelecekti, sivil toplum kuruluşları, meslek odaları gelecekti...
Böylesi büyük buluşma genelde tabii ki mutluluk sebebi. Ama kimilerini tedirgin etmiyor da değil. Örneğin konuştuğumuz bir milletvekili, “Particiliği meslek olarak kabul edenden, ben partiye ne veririm değil, parti bana ne verir diyene... Liberalinden ikinci cumhuriyetçisine... Parti değiştire değiştire başı dönmüşüne kadar her türden, her meşrepten insan fırsat bu fırsat deyip akın akın geliyor. Biz şimdi bu tehaccümün keyfini yaşıyoruz. Dilerim ileride acısını yaşamayız. Dilerim Kemal Bey, bu adamlara partiyi kullandırtmaz, onları parti için kullanmayı başarır.”
Yukarıda sayılan isimleri bu kaygıdan tenzih ediyoruz ama... Dileğe katılmamak da mümkün değil...
Partinin bütün bu farklı kişi ve grupları bütünleştirmek için çok sağlam bir ideolojik çizgi saptaması şart...

Haberin Devamı

Af
Siyasetin cilveleri bitmez tükenmez...
DSP’den ayrılan ve halen bağımsız olan milletvekili Ahmet Tan anlatıyor:
“Sayın Rahşan Ecevit sürpriz bir biçimde herkesin CHP’yi ve Kılıçdaroğlu’nu desteklemesi gerektiğini açıkladı. Çok da iyi yaptı. Benzer açıklamayı geçen yılki yerel seçimlerde ben de yapmış ve Sayın Kılıçdaroğlu’nun İstanbul’daki seçim kampanyasına katılmıştım. Ancak, seçim otobüsünde Kılıçdaroğlu ile birlikte çekilen resimli haberler kanıt gösterilerek DSP’den ihraç edilmiştim.
Rahşan Hanım’ın CHP’yi ve Kılıçdaroğlu’nu ‘affetmesi’ dolaylı da olsa benim de affedilmiş oluğumu gösteriyor. Bu benim için çok sevindirici bir olaydır.”

Haberin Devamı

Yandaş basın aniden “araştırmacı gazeteciliğe” başladı...
Hep birlikte Gandi’yi nereden vurabileceklerini araştırıyorlar...
Haldun Ertem

Analiz
Minik okurumuz Ece boyundan büyük bir analiz yapmış... Diyor ki:
“Tayyip Bey küçük yaşlardan beri kendisini hep öteki, ezilmiş hissetmiş. Hep mağdur olduğunu düşünmüş. Bunun sonucunda hırslar edinmiş...
Kemal Kılıçdaroğlu ise mütevazı bir ailede doğmuş. Sevgi görmüş. Küçük kasabadan çıkıp zekâsı ve çalışkanlığıyla güzel eğitimler almış. Çalışkanlığının karşılığını almış. Kendini mağdur değil güçlü hissediyor. Çalışınca karşılığını alacağını biliyor. Sahip olduklarıyla yetiniyor. Güce paraya ihtiyacı yok. Gücü kendi içinde.
Ondan dolayı ben ona çok güveniyorum.”

Erdoğan, maden kazasına “kader” dediği için kendisini eleştirenlere, “Kadere inancı olmayanlarla tartışmam” demiş.
Kadere o kadar inanıyorsan etrafındaki o koruma ordusu ne oluyor?
Fahrettin Fidan

Taşeron
Kılıçdaroğlu’nun konuşması henüz bitmişti ki bir dostumuzdan şu mail geldi:
- Kılıçdaroğlu, “Taşeron çalışma düzenini kaldıracağız, her çalışanı sigortalı, sendikalı yapacağız, hiçbir işçiyi yaşamı boyunca asgari ücrete mahkûm etmeyeceğiz” derken, buradaki temizlikçi kadın “600 TL’ye yıllardır güvencesiz çalışıyorum. Taşeron kölesiyim. Kemal Kılıçdaroğlu’na oyum” deyiverdi...

Kemal Kılıçdaroğlu “Ben yokum, biz varız” dediği için olsa gerek farklı televizyon kanallarında aynı anda “canlı yayında” gösteriliyor...
Gülhan Elmas