Açık Pencere - Geçmiş dönemlerdeki gerilim noktalarını aşıp Türkiye'nin normalleşmesini sağlayacak.- Uluslararası olayların akışına değil, karar mekanizmasına yönelen bir cumhurbaşkanı modeli çizecek. Yani, dünyada aktif olacak.- İçeride herkesi kucaklayan, bütün kurumların ahengini kollayan, merkezin cumhurbaşkanı olmayı hedefleyen bir çizgi ortaya koyacak. Çekirge'nin haberine Ertuğrul Özkök umutlu bir yorum eklemiş:"Erdoğan böyle bir cumhurbaşkanı olabilir mi? Niye olmasın?"Biz ise aksini düşünüyoruz: "Niye olsun?"Seçmenin yüzde 25 oyu ile iktidar olduğunu unutmuş, yüzde 75'in ne düşündüğünü merak etmeden kendini cumhurbaşkanı seçmeye hazırlanan Erdoğan Bey, göreve gelince aniden sihirli değneğe deymiş gibi neden değişsin? Herkesi kucaklamaya niyetli lider cumhurbaşkanlığı için göstermelik de olsa bir mutabakat aramaz mıydı? Bütün kurumların ahengini kollayacak bir lider başbakanlığı sırasında YÖK'ten Danıştay'a, Yargıtay'tan üniversitelere kadar tüm devlet kurumlarıyla kavga eder miydi? Avukatlardan doktorlara, çiftçilerden işçilere her kesimle takışır mıydı?Vaktiyle Cevdet Sunay'ın cumhurbaşkanlığı görevi uzatılacaktı. İsmet Paşa'ya fikri soruldu: Paşa dedi ki:"Ne yapacak? Bugüne kadar ne yaptıysa yine onu yapacak." Hürriyet yazarı Fatih Çekirge Riyad'a giden Başbakan'ın uçağına davet edilmiş... Başbakan'a çok yakın bir kaynak, uçakta ona, Çankaya'ya çıkarsa Erdoğan'ın nasıl bir cumhurbaşkanı olacağını anlatmış: Milletvekillerimizin maaşı milli gelire oranla AB birincisi olmuş. Helal olsun da... Bir de o maaşı liderin ağzına bakmak için almasalar... Hakan Bakla dostumuz Kanada'dan yazıyor: "Discovery Channel da 'I should not be alive' adlı programda başlarından çok tehlikeli olaylar geçen insanların yaşam mücadeleleri anlatılıyor. Programın bir bölümünde bir Amerikan subayının Türkiye'de oğlu ile kayak yaptığı sırada kaybolması konusu işleniyor, gerçek çekimler ve canlandırmalarla bulunması için gösterilen çabalar ekrana geliyor. Türk ordusunun 500 kadar askerle destek verdiği arama çalışmalarına İncirlik'ten gönderilen Amerikan "yeşil bereli" birlikleri de katılıyor. O sırada fondan şu anlatım duyuluyor:"Now their job is not to protect Kurdish people but to save the one of their own."Yani:"Şimdi görevleri Kürtleri korumak değil, fakat kendilerinden birini kurtarmak."Siyasetçilerin koltuk uğruna Türkiye'ye dost gösterdiği ABD'nin gerçek yüzü böyle vesilelerle perdeden dışarı fırlıyor... Ama tabii yine hemen perdenin arkasına itiliyor! İncirlik'in görevi! Pop Star yarışmacısı Bayhan polisle çatışmaya girmiş! Sıra "BOP Star" Türkiye'nin ABD'yle çatışmasına gelmese bari... Ankara 7. İdare Mahkemesi'nde dün sabah 9.30'da sessiz ve kimsesiz bir duruşma vardı. İmaj Radyo'nun sahibi gazeteci Adnan Yüce, RTÜK'e karşı radyosunu savunuyordu:- Ben bu kapatma cezası tebligatı geldiğinde inanamadım, acaba Türkiye'de Taliban iktidara mı geldi diye düşündüm!..Sivas'taki Madımak Oteli'nin yakılmasının yıldönümünde radyo bir program yapıyor. Sunucu da Edebiyatçılar Derneği tarafından konuya ilişkin yayımlanmış kitabın arka kapağındaki tanıtım yazısını okuyor:"Önce ezanı Arapçaya çevirdiler, dinlediniz. Sonra 'Siz isterseniz hilafeti bile getirirsiniz' dediler, demokrasi sandınız. Din dersleri zorunlu oldu, kabullendiniz. Yazarları, şairleri yaktılar, şaşırdınız. En sonunda kapınızı çalacaklar, yardım edecek kimse kalmayacak!"RTÜK bu metni "Toplumu şiddete, teröre, etnik ayrımcılığa sevk eden, din, dil, ırk farkı gözeterek halkı düşmanlığa tahrik eden, nefret duyguları oluşturan yayınlara imkân veren" bir yayın olarak değerlendirip radyoyu 1 ay kapattı. Adnan Yüce, bu "kapatma kararı"nın iptali için çırpınıyor. Şunu da biliyor ki sesini pek duyan olmayacak... Çünkü fikir özgürlüğü şampiyonları iktidar aleyhinde düşünenlerin fikir özgürlüğü ile ilgilenmemektedir... Taliban mı? Isparta'nın Davras Dağı özelleştirmeyle bir Fransız şirketine verildi. Dağlarına özelleştirme gelmiş memleketimin... Vezir-i azamın oğlu gemi almış. Aklıma Vahidettin geldi... Gemi ile kaçmıştı da... m.asik@milliyet.com.tr