Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Ankara Tabip Odası'nın, tıp hizmetlerinde çalışanların maaşlarının düzeltilmesi çağrısında:
- Bugün bir başçavuş 80 milyon lira alırken bir hekim 52 milyon lira alıyor, şeklinde bir ifade kullanması astsubayları hayli üzmüş. Bizi arayan astsubay okurlarımız bu konuda bilgi verirken dediler ki:
- 15 yıl hizmeti olan bir başçavuşun bütün yan gelirleriyle birlikte aldığı aylık ancak 65 milyon liradır. Ancak kıdemli başçavuş bütün yan gelirleriyle birlikte 80 milyon lira alabilir... Lojman kira gideri en az 15 milyon liradır. Bu ücretler ağır bir görevin karşılığıdır. Ayrıca doktorlara az maaş verilmesinin sorumlusu da astsubaylar değildir...
Astsubay okurlarımız Ankara Tabip Odasının bildirisinde kendilerinin hedef alındığı gibi bir anlam çıkartmışlar. Tabip Odası inanıyoruz ki, astsubayların aldığı maaşın çokluğunu değil, kendi maaşlarının azlığını belirtmek için böyle bir kıyaslamaya gitmişlerdir. Bugün ne astsubayların aldığı maaş yeterlidir ne diğer memurların. Dert ortaktır...



Hürriyet Başyazarı Oktay Ekşi önceki akşam The Marmara otelinde bir grup dustu ve meslektaşıyla birlikte meslekteki 45'inci yılını kutladı. Sohbet koyulaşır, eski günler anılırken bazı gazeteciler Hasan Pulur'a sordular:
- Hocam siz meslekte kaçıncı yılı doldurdunuz...
- Kırküçüncü yılı...
- Peki siz 45'inci yılınızı kutlamayı düşünmüyor musunuz?
Hasan Pulur soruya cevap olarak Coşkun Ertepınar'ın çocuğuna yazdığı bir şiiri okudu:
"Sen doğduğun gece tosunum
Ne melekler indi gökten
Ne toplarla selamlandı gelişin
Zifiri karanlığın ortasında
Bir garipçeydi beklenişin..."
Ve şiiri bitirdikten sonra ekledi:
- Biz de böyle doğduk böyle yaşıyoruz, neyimize bizim yıldönümleri...


Özel Harekat Dairesi Başkanı İbrahim Şahin Susurluk Komisyonunda ifade verirken Behçet Cantürk, Savaş Buldan, Medet Serhat gibi faili meçhul cinayet kurbanlarının durumu sözkonusu olduğunda:
- Onların ölmüş olması memleket adına sevindiricidir, dedi...
Kimi meslektaşlarımız yazılarında dün bu ifadenin kendilerinde yarattığı dehşeti yazdılar. Güvenlikten sonrumlu bir üst düzey devlet görevlisinin "cinayeti" savunması elbette devlet adına ürküntü vericidir...
Gelelim olayın bir başka yanına...
Geçenlerde Kadir Çelik'in Objektif programında JİTEM ( Jandarma İstihbarat Teşkilatı) mensubu olduğu belirtilen bir zat konuştu. Yüzü belli olmayacak biçimde ekrana çıkartılan bu kişi, Cantürk, Buldan, Serhat gibi kişileri devletin öldürttüğünü söyledikten sonra dedi ki:
- Devlet neden bu kişileri yakalayıp, sorgulayıp, kaçakçı ağının diğer mensuplarını yakalama ve hep birlikte yargılama yoluna gitmiyor da onları öldürüyor? Çünkü biliniyor ki eğer bu kişiler sorgulanırsa üst düzeyde bağlantılı oldukları bürokrat ve siyasilerin adlarını verecekler. Temize havale ediliyorlar ki, üst düzeydeki sorumlular kurtulsun...
Bir de işin bu yanı var...


Kahramanmaraş'dan Hürrem:
- Rüyamda Madonna ile hararetli aşk sahneleri yaşıyorum. Olayın en heyecanlı anında birden kapı açılıyor ve içeriye basın mensupları giriyor. Kameralar bizi uygunsuz vaziyette filme alırken Madonna yüzünü, ben de şeyimi kapatıyorum. Gazetecilerden biri "Madonna Hanım, sevgili kolleksiyonunuza şimdi de bir Türk eklediniz, öyle mi..." diyor. Hemen itiraz ediyorum. "Ben kolleksiyon unsuru olacak adam değilim beyler" diyorum. Hanımefendiyle yatağa girmeden önce Kardinal Nikahı kıydırdık. Evliyiz ve mutluyuz."
YORUMU: Fadime olayından etkilenmiş ve bunu gönlünüzde yaşattığınız Madonna'ya adapte etmişsiniz. Rüyası bile güzel...
Üsküdar'dan Cavit:
- Rüyamda Reha Muhtar'la bağlığa çıkıyoruz. Karadeniz açıklarına geldiğimizde Reha bağırıyor. "Bak, ilerde korkunç bir baline sürüsü var... Bunların hepsini yakalarsak bizim arkadaşlar şok olur" diyor. Hevesle sürünün üzerine gidiyoruz. Elimizdeki zıpkınları denize doğru fırlatıyoruz. Sonuç sıfır. Denize eğilip durum tespiti yapıyorum. Aaa... O da ne! Reha'nın balina dediği sürü meğer hamsi sürüsüymüş...
YORUMU: Abartılı TV haberlerinden bıkmışsınız. En iyisi radyo dinleyin ve rayting avcılarını şok edin.
Çorum'dan Suavi:
- Rüyamda Bay ve Bayan Çiller'leri görüyorum. Özer Bey Banka müdürü... Rüya bu ya, müdürü olduğu bankanın veznesine bir hortum takıyor. Kendi kurduğu firmalara kredi verip paraların üzerine yatıyor. Bankayı batırıyor. Bayan Çiller daha sonra İstanbul Belediye Başkanı Dalan'ın danışmanı oluyor. Sarıyer Kilyos havalesinde imara kapalı arazileri ucuza kapatıp sonra teker teker Belediye'den imar izni çıkartıyor, bir gecede milyarlar kazanıyor. Peşinden daha büyük bir arsa arayıp Türkiye'ye göz dikiyorlar. Bay ve Bayan Çiller'i bir lokantada kocaman bir istakozun içini boşaltırken görüyorum. İmdaaat Türkiye'nin içini boşaltıyorlar diye bağırıyorum. Terleyerek uyanıyorum...
YORUMU: Buna rüya değil kabus denir. Kabus servisimiz henüz hizmete girmediği için herhangi bir yorum yapamayacağız.