Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Açık Pencere Prof. Dr. Birgül Ayman Güler, meydanlardaki taleplere uygun olarak bir "bağımsızlık ve eşitlik" reformu öneriyor. Ve diyor ki:- Bağımsızlık ve eşitlik iki temel ilkedir. Bağımsızlık yoksa demokrasi de yoktur. Eşitlik yoksa özgürlük de yoktur...Peki ne yapmalı? Sayın Profesör özetle şunları kaydediyor: "Bağımsız Türkiye, günümüzde iki büyük dünya gücü olan AB ve ABD ile ilişkilerin Türkiye lehine yeniden düzenlenmesiyle yaratılacaktır. Bağımsız Türkiye, şu anda mahkemeye düşmüş olan IMF ile ilişkilerimizin Türkiye lehine yeniden düzenlenmesiyle yaratılacaktır. Bağımsız Türkiye, 'piyasalar' adı verilen sistemin ülke çıkarları doğrultusunda yönlendirilmesini gerektirir. Türkiye'nin geleceği, bu güçlerle ilişkilerin ülke çıkarları doğrultusunda "yönetilebilmesi"ne bağlıdır. Laiklik de ancak bu yapılırsa, dış baskı ortadan kaldırılabilirse korunabilir..."Özetle... Bağımsızlık dünyadan koparak değil, dünya ailesi içinde onurlu ve eşit bir noktaya ulaşarak gerçekleştirilir. 'Ne ABD ne AB... Tam Bağımsız Türkiye...' Mitinglerde en çok seslendirilen sloganlardan biri de buydu... İyi de... Birleşip öncü olması istenen CHP-DSP ortaklığı bu tam bağımsızlığı nasıl gerçekleştirecek? İktidara geldiğinin ertesi günü İncirlik üssünü kapatıp NATO'dan ve Gümrük Birliği'nden çekildiğimizi mi açıklayacak? Türk siyasetinde değişim var... Eskiden liderlerin peşine düşen milyonlar bu kez liderleri peşine takmış durumda... Ahmet Özal, "Babamın mezarındaki pembe mermerleri bir evliya döşedi" demiş! Yakında aynı evliyayı devlet ve belediye ihalelerinde görürsek şaşmayalım... Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) toplantılarının dün son günüydü... Programa göre öğleden sonraki kapanış oturumu Aya İrini Müzesi'nde yapılacak, Başbakan Tayyip Erdoğan burada konuşacaktı. Ancak dün program aniden Hilton Oteli'ne alındı. Aya İrini'den neden vazgeçilmişti? En yaygın ihtimal, Başbakan'ın kendi seçmen tabanını düşünerek Aya İrini'de konuşmayı sakıncalı görmüş olmasıydı. İyi de... Konuşmasında bol bol "Medeniyetler İttifakı"ndan söz eden Erdoğan bu konuşmayı Aya İrini'de yapsa ittifaka ve AKP imajına büyük katkı yapmış olmaz mıydı? Aya İrini iptal! Tayyip Erdoğan bu şaşırtmacayı hep yapıyor. Geçen cumartesi de Erzurum'da yaptı. IMF'ye borcumuzun iktidara gelişlerinden bu yana 23 milyar dolardan 9 milyar dolara düşürüldüğünü söyledi. Dinleyen saf yurttaşlar dış borçların azaldığını sandı. Oysa dış borç sadece IMF'ye değil ki... Dış borç stoku 2002'de 130 milyar dolar iken, 2006 sonunda 206.5 milyar dolara çıktı... Yani yüzde 59 arttı... IMF'ye olan borcun azalması ne ifade eder? Basit şaşırtmaca IPI toplantılarında Hürriyet yazarı Ferai Tınç'ın bir kısa konuşması dikkatimizi çekti... AKP iktidarının dinci yüzü anlatılırken dedi ki Ferai Tınç:- Dikkatinizi çekerim Sayın Tayyip Erdoğan bir kez olsun namus cinayetlerini kınamamıştır...Tınç, kendisinin bu konuda bir şeyler söylemesi için Başbakan'ı sıkıştırdığını buna rağmen ağzından kınayıcı bir söz alamadığını anlattı.IPI toplantısına katılan iki yüze yakın yabancı gazete yöneticisi ve gazeteci iki gün boyunca Türkiye'deki durumla ilgili çok ilginç bilgiler edindiler.Bu arada kadınların yaşam biçiminin tehdit altında olduğu özellikle vurgulandı...* * *Hepsi doğruydu. Ama acaba yine de eksik bir şeyler kaldı mı? Bizce evet... AKP'nin tehdit ettiği yalnızca kadınların yaşam biçimi değildir bize göre... AKP Türkiye'nin anayasal kimyasını değiştiriyor... Cumhuriyetin niteliğini zorluyor... En önemlisi yeni nesilleri kurslarda, okullarda, TRT yayınlarında kendi ideolojisinin tornasından geçiriyor. Türkiye'de yeni bir insan tipi yaratılıyor... Cumhuriyet ve Atatürk düşmanlığı, Arap gelenekleri vs. adeta inanç gibi genç nesillere benimsetiliyor... Çağa uygunsuz, ülkeyi ileri götürme imkânlarından yoksun bir tip insan yaratılıyor. Tehlike budur... Kadınlar mı? Bilecik - Bursa m.asik@milliyet.com.tr Bilecik - Bursa arasında saat başı servis yapan minibüslerin oturmak üzere aldıkları 20 yolcuya ilaveten en az 10 kişiyi de ayakta taşıdıkları haberi bir toplu şikâyet olarak ulaştı bize. Aşırı yolcunun yol açtığı felaketleri sık sık okuyoruz. Ama ne zaman akıllanacağız?