Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

AB Komisyon Başkanı Manuel Barroso, Olli Rehn ve Lagendijk’ten geri kalmıyor... AB ilkelerini de çiğneyerek Türkiye’nin iç işlerine karışmaya devam ediyor. Bu arada cehaletini sergilemekten de geri durmuyor...
Son olarak önceki gün Ljubljana’da konuştu:
“Türkiye’de tam demokrasi ve demokratik laiklik olmalıdır. Laiklik zorla dayatılamaz...”
Daha önce meramını daha açık ifade etmişti:
“Laiklik bir dinmiş gibi insanlara empoze edilemez. Laiklik, dinin yerini alamaz.”
Onun hesabına göre din empoze edilebiliyor ama laiklik empoze edilemiyor!
Türkiye’de bir laiklik dincilik çatışması yok mu? Var... Bu tartışma nereden çıkıyor?.. Emre Kongar güzel anlatıyor:
“Türkiye’deki bugünkü laiklik tartışması, devleti Müslümanlık adına ele geçirip kendi bildikleri gibi düzenlemek isteyenlerin yarattığı yapay bir kavgadır.
Bu kavganın ise dinle, imanla bir ilişkisi olmayıp, doğrudan doğruya bir ‘siyasal iktidar’ mücadelesi olduğu açıktır...”
Nitekim Türkiye’de laikliğin biçimi İslamcı kadroların iktidar iddialarıyla birlikte tartışma gündemine girmiştir.
Sinyor Barroso, geçenlerde de aynen şu sözleri sarf etti:
“Türkiye’nin içinden geçtiği süreç sonunda laiklikle demokrasinin Müslüman bir ülkede uygulanıp uygulanamayacağını ortaya çıkaracak.”
Yani... Barroso’ya göre, AKP kapatılırsa ‘laiklikle demokrasinin Müslüman bir ülkede uygulanamayacağı’ ortaya çıkacak...
Barroso AKP’nin gönüllü avukatlığını yapıyor... AB’nin çıkarcı, eyyamcı yüzü iyice ortaya çıkıyor...

Haberin Devamı

Barroso, “Laiklik zorla dayatılamaz” demiş.
“Laiklik ilkesini Anayasa’dan çıkarın da AKP davadan, biz de sizden kurtulalım” diyor sanki...
Haldun Ertem

Çankaya
Abdullah Gül cumhurbaşkanı koltuğuna oturalı 10 ay bile olmadı... Hakkında beliren şaibe ve soru işaretlerinin ise sayısı belli değil...
Bir cumhurbaşkanı milyonlarca gencin aleyhine olacak bir sosyal güvenlik yasasını imzalarken kendi çocuğunu koşa koşa erken kayıt yaptırarak kurtarmaya mı çalışır?
Son skandal ise 24 milyar liralık tatil faturası... Okluk’ta Cumhurbaşkanlığı’nın yazlık mekânı bulunmasına rağmen Antalya’da tatil yapılıyor... 24 milyar lira devlete ödetiliyor... CHP lideri Deniz Baykal konuyu dile getiriyor. Çankaya’dan ses seda yok.
Cumhuriyet böyle mi temsil edilir?

Haberin Devamı


Deprem
Kandilli Rasathanesi Müdürü Gülay Altay uyarıyor:
“Marmara’nın kuzeyinde de güneyinde de hareketlilik var.”
Peki ne yapalım?
Prof. Celal Şengör Körfez depremini izleyen günlerde yeni deprem tehlikesinin 10 yıl sonra başgöstereceğini söylüyordu. Aradan 9 yıl geçti. Depremi önleme adına ne hükümet, ne belediye, hemen hiçbir şey yapmadı. Doğrusu halk da umursamadı. Korkmakla yetindi. Bilime değil kadere inanan bir toplumu o yüzden uyarmak da yararsız. Kimsenin dua etmek dışında önlem düşüneceği yok ki...


Gazoz
Tecavüz iddiasıyla suçlanan Vakit yazarı Hüseyin Üzmez kendisini “Gazozuma ilaç kattılar” diye savunmuş.
Gülhan Elmas diyor ki:
“Yeşilçam filmlerini seyretse bilirdi!
Bu savunma tecavüz eden için değil, edilen için geçerlidir...
Allah bilir kendisinden 50 yaş küçük kızla evlendirilirken de elma şekeriyle kandırmışlardır...
Şimdi ister misiniz 14 yaşındaki kız çocuğunu ‘78 yaşındaki yaşlı adama tecavüz suçlamasıyla’ koruma yurdundan alıp götürsünler...

Haberin Devamı


Tur...
Bugün Galatasaray’ın Oftaş’la oynayacağı şampiyonluk maçını yönetecek olan M. Kamil Abitoğlu hakkında söylentiler yayıldı.
Son FB - Gençlerbirliği maçında iki golün elle düzeltilip atılmasını görmezden gelmiş. 31 ve 33. haftalarda üst üste FB’nin iç saha maçına verilmiş vs...
Sorun mu? Haşa... Bu coşkulu Galatasaray hakemi de yener Hakem Komitesi’ni de...
Bugün sahada göreceksiniz...


Olmayacak şey mi?
İstanbul Barosu eski Başkanı Turgut Kazan, “Doğrusu olacak şey değil, inanılır şey değil” diyor...
Neymiş bunca hayret ettiği şey... Anlatıyor:
“Basına yansıyan haberlerden anlaşıldığına göre, Adalet Bakanlığı bir “Hukuk Reformu Strateji Planı” hazırlamış. Bu planın içinde “yargı reformu taslağı” da varmış. Ve taslak durumundaki planın İngilizce çevirisi dün AB’ye sunulmuş. Adalet Bakanı M. Ali Şahin, bu konuda Olli Rehn’e bilgi vermiş. Olli Rehn de, taslağı çok önemli bulduğunu söylemiş. Bu plan, 24 Mayıs’ta Antalya’da yapılacak bir toplantıda yargı ve bakanlık üst düzey bürokratlarıyla ele alınıp tartışılacakmış....”
Kazan’ın “olacak şey değil” dediği işte bu... Ülke içinde kimseye sorulup danışılmadan hazırlanan yargı reformu taslağının kimseye gösterilmeden AB’nin genişlemeden sorumlu komiseri Olli Rehn’e sunulması... 24 Mayıs toplantısına da, Türkiye Barolar Birliği ve üye baroların çağrılmaması...
AKP ne yapmak istiyor... Turgut Kazan’a göre reform adı altında yargıyı teslim almaya çalışıyor. Tarafsızlık sağlayacağız sloganıyla, yüksek yargı üyelerini TBMM ile hükümetin belirleyeceği bir sisteme geçmek istiyor.
* * *
Acaba AKP’nin reform taslağını Türk kamuoyundan önce Olli Rehn’e sunması garip mi? Bizce değil! Aynen Osmanlı’nın son günlerindeki gibi... Kendisini ABD ve Avrupa’nın himayesine sokmuş olan AKP’nin bunu yapması neden garip olsun...