- Yahu Kemal Bey sen boşa dua etmezsin, dolar mı istedin, euro mu? diyor...Unakıtan da kişilikli bir cevap veriyor:- Efendim size ve arkadaşlara dua ettik, para istemedik...Acaba Başbakan hacdan dönen milletvekillerine devlet kesesinden bu daveti hangi münasebetle veriyor? Ortada bir başarı veya devlet hizmeti mi var? Tam tersinin söz konusu olduğunu haberlerdeki şu sözlerden anlıyoruz:"...Milletvekillerinin tek tek elini sıkıp 'Allah kabul etsin' diyerek haclarını tebrik eden Erdoğan, 'Gerçi Bütçe görüşmeleri sürerken bizden izin almadan gittiniz ama' sözleriyle sitem de etti...."Adamlar partiden izin almadan Bütçe görüşmeleri sırasında hacca gidiyor... Başbakan onlara ödül olarak devlet kesesinden yemek veriyor... Çok şaşırtıcı mı? Aslında pek de değil... Eğer Başbakan... Geçen yıl boyunca uluslararası alanda ödül alan bilim adamlarına... Uluslararası başarılara imza atan sanatçılara... Bir yıl içinde en çok okul bağışı yapan vatandaşlara... En başarılı öğretmenlere... En başarılı genel müdürlere vb. yemek daveti verse... O şaşırtıcı olurdu. Böylesi pek şaşırtmadı... Başbakan Erdoğan, partisinden bu yıl hacca giden 40'a yakın AKP milletvekilini Başbakanlık Konutu'nda özel bir davette ağırladı. Davet sırasında zarif espriler yapılıyor. Başbakan Erdoğan, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'a: Para söz konusu olduğunda herkes aynı dindendir. Okurumuz Ramazan Gezginci, dünkü gazetemizde yer alan, İstanbul Şehir Hatları vapurlarının planında kadınlar ve erkekler için dua odası görünüyor haberiyle ilgili kendi plan önerisini bakınız nasıl anlatıyor:"Bu odaların hemen yanına birer tane de hırsızlara, namussuzlara, muhalefette başka, iktidarda başka konuşanlara, verdikleri onca sözü hiç utanıp sıkılmadan yalayıp yutanlara, dini siyasete alet edenlere, mal varlığının hesabını veremeyenlere, oğlumdan borç aldım diyenlere, kendi vatandaşı karşısında kabadayılık edip yabancılar karşısında süt dökmüş kediye dönenlere, kamu kuruluşlarını özelleştirme adı altında yandaşlarına peşkeş çekenlere, yetim hakkı yiyenlere, deveyi havuduyla götürenlere, Ali Dibo'culara beddua odası açılsın..." Beddua odası!.. AKP'nin seçim taktikleri arasında, seçmene karşı "kibar ve güler yüzlü" olmak da varmış. Örnek veriyoruz: "Aktörlük yapmayınız sayın çiftçi bey. Lütfen annenize de alıp gidiniz." Başkan Bush, çarşamba akşamı televizyonda yeni Irak Planı'nı açıklarken bölgeye 20 bin asker daha göndereceklerini bildirdi, konuşmasında şu cümle dikkati çekti:- Yeni strateji, planladığımız şekilde işlese bile gelecek dönemde zorlu ve kanlı bir süreç yaşanacaktır...Konuşma savaşın Suriye ve İran'a doğru yayılacağını da anlatıyordu.. Nitekim dün Amerikan birlikleri, İran'ın Erbil konsolosluğunu basarak yeni bir dönemin başladığını belli ettiler... İşler Tayyip Erdoğan'ın "Öncelik artık AB süreci değil, Irak'tadır" beyanına uygun gelişiyor.2007 yılı Irak'ta Türkiye'yi çok ilgilendirecek gelişmelere gebe... AKP. Irak'ta daha aktif rol almak istiyor. Peki Amerika ne düşünüyor?Murat Yetkin dün Radikal'deki köşesinde yazmıştı...Bugün bir haftalık Ortadoğu - Avrupa turuna başlayacak olan ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, sırasıyla Kudüs (İsrail), Ramallah (Filistin), Şarm el Şeyh (Mısır), Amman (Ürdün), Riyad (Suudi Arabistan), Londra (İngiltere) ve Berlin (Almanya) duraklarında temaslarda bulunurken Türkiye'ye uğramayacak... Lübnan'a asker gönderen, Kerkük ve PKK konularında hayli dertli olan ve bölgede önemli roller oynama potansiyeline sahip Türkiye, ABD'nin görüşme listesinde yer almıyor... Neden? Tahmin etmek zor değil...Bush, Ortadoğu'da yeni bir saldırıya geçiyor. Türkiye dahil bölgeyi sancılı günler bekliyor. ABD bölgeden defedilmedikçe sancılar artacaktır... Rice dolanırken... Bakan Nimet Çubukçu, "Çokeşlilikte neden AKP'nin üzerine geliniyor? Çokeşlilik dünyanın her yerinde var" demiş. Bir adım daha ileri gidip, "Aslında kadınlar da çokeşli olabilmeli" demediğine şükür... İlköğretim müfettişi Etem Gürsu, Konya'da bir seminerde: "Öğretmenler derslerde Atatürk'ün herkesi kurtardığını anlatıyor. Atatürk beni kurtarmadı. Ben 55 yaşındayım. Ben doğmadan 20 yıl önce ölen biri beni nasıl kurtarır" diye konuşmuş. Bir yıl hapis cezası almış. Ceza ertelenmiş.Eğitim İş Sendikası Başkanı Yüksel Adıbelli, dün gönderdiği mesajda sözü geçen müfettişin hâlâ görevde tutulduğunu bildiriyordu. Yukarıdaki sözler cezayı gerektirir mi? Bilemeyiz. Ama bu niyet ve anlayışta birinin görevde tutulması olağan mı? m.asik@milliyet.com.tr Onu kim kurtardı?