Ergenekon’un Erzincan ayağına yönelik iddianamede Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner’in İrtica ile Eylem Planı’nı hazırladığı öne sürülen Albay Dursun Çiçek’le Erzincan’da görüştüğü de yer alıyor.
İddianameye göre İrtica ile Mücadele Planı’nı hazırladığı öne sürülen Albay Dursun Çiçek, yerel seçimlerden bir gün önce, 28 Mart’ta Erzincan’a gitmiş ve Başsavcı Cihaner ile toplantı yapmıştır.
İlhan Cihaner ve diğer sanıklar da İrtica İle Mücadele Planı’nı uygulamıştır.
Dursun Çiçek bu iddiayı yalanlıyor, belirtilen tarihlerde Erzincan’a gitmediğini söylüyor.
Derken dünkü kimi gazetelerde yayımlanan bir belge dikkati çekiyor...
Belge Erzincan Konak Mazlum Oteli’nin kayıt defteridir. Oradaki kayda göre Dursun Çiçek 28 Mart tarihinde yukarıda adı belirtilen otelde gecelemiştir.
Böylece Çiçek’in Erzincan’a gittiği konusunda kuşkular ortadan kalkıyor!
Veya kalkmış gibi görünüyor.
İlhan Cihaner’in avukatı Turgut Kazan ise olup bitenlere gülüyor.. Diyor ki:
- Otel kayıtlarında o gece orada kalan Dursun Çiçek’in 1977 doğumlu yani 33 yaşında biri olduğu belirtiliyor. Kimlik numarası da yazılı... Bizim bürodaki üç günlük sekreter arkadaş bu kimlik numarasını araştırdı, birkaç dakikada o Dursun Çiçek’in Ankara’da çalışan gençten biri olduğunu saptadı. Bu kadar basit bir araştırmanın yapılmamış olmasını akıl almıyor. Mahkemede bu durumu açık açık anlattım. Buna rağmen otelde kalanın Albay Dursun Çiçek olduğu üzerinde ısrar ediliyor. Anlaşılır gibi değil...
Para insanı değiştirmez, sadece maskesini düşürür.
Riccoboni
Çocuk istismarı!
Siirt’te taciz ve tecavüze uğrayan çocuklarla ilgili olarak bu sütunda AKP’li Güldal Akşit’e ait kimi ifadelere yer vermiştik. Güldal Hanım haberlerde kendisine ait gibi görünen “kız çocukları külotlarını gösterip 1 TL alıyormuş” gibi ifadelerin kendisine ait olmadığını söyledi. Kimi okurlarımız da üzerinde durulması ve suçlanması gerekenin kız çocukları değil onları 1TL karşısında ahlaksızlığa sevk eden erkekler olduğunu anımsattılar. Doğru bakış bu... Türk Psikologlar Derneği çocuk istismarıyla ilgili bir açıklama yaptı bu arada... Açıklamanın bir bölümünü okuyalım:
“Cinsel istismarın önlenmesi için gerçekleştirilebilecek programlar arasında ilk akla gelen çocuklar için önleme eğitimidir. Çocuklara ve gençlere istismarın ne olduğu ve kendilerini buna karşı nasıl koruyacakları, nasıl hayır diyecekleri, ‘iyi dokunma’ ile ‘kötü dokunma’ arasındaki farkı nasıl ayırt edecekleri, bedenlerinin bazı yerlerinin çok özel ve kendilerine ait olduğu, yaşlarına uygun biçimde öğretilmelidir. Bir yetişkinin bir çocuğa kesinlikle yapmaması gereken, çocuğun seçim hakkı olmayan, büyüyüp bir yetişkin olmadan önce onun iyiliği için olmayan davranışlardır.
Çocuklarla ilgilenen uzmanların örneğin; öğretmenler, rehber öğretmenler, psikolojik danışmanlar, sosyal hizmet uzmanları, hekimler, psikiyatristler, psikologlar ve diğer yetkililerin çocuk istismarının belirtileri konusunda eğitimlerinin gerçekleştirilmesi sağlanmalıdır...”
Ülkenin gündeminde bu ince işler var mı?
Tren
Anadolu’da bir deyim vardır:
“Bir eşek bir yere bir kere toslar” diye... Eşeğin töresi budur. İzmit - Adapazarı arası bölgede bu kaçıncı tren kazası? Japonlar istasyonlarda hiç durmadan yolcu indirip - bindirecek sistem üzerinde çalışırken biz hâlâ kazalarla uğraşıyoruz. Ceza görenler de hep aynı; yolcular.
Soru: Gizli telefon dinlemeleri, gizli tanıklar, gizli kameralarla yaşanan şu günler ne günleri?
Yanıt: Artık gizlenemeyen faşizm günleri...
Haldun Ertem
Bartın
Karadeniz’in tarihi ve turistik ili Bartın da termik santral tehdidi altında...
Termik santralın çevreye, insan sağlığına ve Bartın ekonomisine zararlı olacağını düşünen aydın çevreciler “Bartın Platformu”nu kurdular. Termik santrala karşı yapılacak olan toplumsal ve hukuksal mücadele artık bu platform
çatısı altında yürütülecek...
Platform tarafından yayımlanan ilk bildiride deniyor ki:
“Bizler, aşağıda imzası bulunanlar olarak; yapımcı şirketi, Bartın’daki turizmi, tarımı, ormancılığı, balıkçılığı ve sağlıklı yaşamı bitirecek olan termik santral yapma ısrarından vazgeçmeye çağırıyoruz.”
Milletvekillerinin talebine rağmen RTE’nin mal varlığı araştırılamıyor!
İmzasız ihbarlarla TSK’nın “en gizli” bilgilerini araştırmak serbest ama...
Gülhan Elmas
Gül
Başbakan ve Cumhurbaşkanı’nın gezileri insanlarda kabus etkisi yapıyor. Gül’ün Eskişehir gezisi de öyle oldu.
Anadolu Üniversitesinden bir öğrenci kardeşimiz yazıyor:
“Gül’ün gelişi sadece şehri, trafiği altüst etmedi; üniversite öğrencisine üniversitesinde yürüme yasağı da kondu. Okulumuzun ana kapısından giriş ve çıkışlar tamamen yasaklandı, yüzlerce öğrenci mağdur oldu. Merak ediyorum sayın Gül öğrencilerden neden bu kadar korkuyor? Hangi mantık, ne tür bir suçluluk duygusu böyle büyük bir korku yaratabilir? “Halktan biri, işçi çocuğu” değil miydi o?
Tayyip Erdoğan grup konuşmasında milletvekillerini ağlatmış.
Eee, hep milletin anasını ağlatacak değildi ya!
* * *
Kemal Kılıçdaroğlu, “Meclis’te evet oyu için pazar kuruldu” demiş.
O pazarda pazarlıklar kaçtan açıldı acaba?
Fahrettin Fidan
