Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal’ın 9 Eylül 2009’da yapılan CHP İl Başkanları toplantısında yaptığı konuşma “tarihi” bir öneme sahiptir.
Baykal bu toplantıda henüz 1.5 aydır tartışılan “Açılım süreci” ni değerlendiriyor.
Konuşmadan kimi cümleleri alıyoruz:
- Şimdi bir müzakere süreci yaşıyoruz. Bu müzakere sürecinin taraflarından birisi silahı, terörü kullananlar ile onun siyasi yandaşlarıdır. Müzakerenin diğer tarafı ise, AKP iktidarıdır.
- AKP iktidarı bu müzakereden ne beklediğini açıkladı. Nedir beklenen? “Silahların bırakılması, anaların gözyaşının dinmesi, Türk bayrağına sarılmış tabutların köylerimize, kasabalarımıza artık gelmemesi.”
- Peki o merkezlerin bekleyişi nedir?
- Terör merkezinin bekleyişi, Türk milletini ayırmaktır. Etnik temelde milleti ayrıştırmaktır.
- PKK’ya bu hedefi verenler de çoğu kere yurtdışındaki merkezlerdir.
- Çünkü onların hedefi de, Ortadoğu coğrafyasını yeniden şekillendirmektir. Şimdi geldiğimiz noktada Türkiye etnik temelde ayrıştırılmak isteniyor.
- İktidar bu tuzağa düşmüştür. İktidar bu tuzağın içine bilerek girmiştir.
- Şu bir gerçektir ki iktidar Türkiye’yi etnik ayrışmaya götürmek isteyenlere alet olmaktadır...
***
Deniz Baykal aynı yıl 12 Ekim 2009’da Başbakan Erdoğan’a yazdığı mektupta şöyle diyor:
“Bütün bunlar ‘Açılım Politikası’ nın gerçek hedefinin, bölgede yaşayan Kürt kökenli vatandaşlarımızın temel sorunlarının çözümü olmadığını, milli bir ayrışma peşinde koşan terör örgütünün siyasal amaçlarına yönelik bir açılımla karşı karşıya olduğumuzu göstermektedir.
***
Deniz Baykal açılım politikasının barış getirmeyeceğini, sadece terör örgütünün hedeflerine hizmet edeceğini, AKP’nin bu tuzağa bile bile girdiğini işin en başında söylüyor. Olaylar onu doğruluyor

Haberin Devamı

KARTAL
Yıllar önce sosyal demokrat bir politikacı, Yaşar Kemal’e milletvekilliği önermiş.
“Gelin” demiş, “sizi önce milletvekili, sonra da kültür bakanı yapalım!”
Yaşar Kemal, “İyi ama bu halk beni seçmez, oy vermez!” diye cevaplamış politikacıyı.
İyice şaşıran adam “Neden?” diye sormuş
Yaşar Kemal “Ben bu halka hiçbir kötülük yapmadım ki beni, seçsinler” demiş. “Onları ne sömürdüm, ne hakaret ettim, ne ekmekleriyle oynadım, ne geleceklerini kararttım. Bana niye oy versinler ki?”
***
Bu olayı Zülfü Livaneli “Gözüyle Kartal Avlayan Yazar - Yaşar Kemal” adlı yeni kitabında anlatıyor.
Yaşar Kemal’i sevenler için çok hoş anektodlar var kitapta (Ayrıca Yaşar Kemal’i sevmeyen var mı?)

Haberin Devamı

FEYS
“Gelin bu yılki 23 Nisan’da bir değişiklik yapalım. Çocuklar her yıl devlet büyüklerinin yerine geçiyor. Bu yıl da devlet büyükleri tacize uğrayan çocukların yerine geçsin. Bir kereden birşey olmuyor nasıl olsa!”
***
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan bir gün önce yurda dönecekmiş? Neden mi? Cumhurbaşkanı’nı Esenboğa Havalimanı’nda karşılamak için
***
İnsan paranın peşinden o kadar hızlı koşuyor ki, ağır abi “ahlak” ın arkadan yetişmesi mümkün olamadı.

Kürk
Türk Kütüphaneciler Derneği (TKD) 2015 yılında kütüphanelerden en çok alınan kitapları tespit etti. Sabahattin Ali’nin Kürk Mantolu Madonna’sı ile Saftirik Greg’in Günlüğü adlı kitaplar, 2015 yılında en çok ödünç alınan kitaplar oldu. İlk kez 1943 yılında basılan Kürk Mantolu Madonna’nın hala en çok aranan kitap olması edebiyatın bugünü adına pek iç açıcı sonuç olmasa gerek.

Haberin Devamı

Kısa kısa...

Bir ihtiyar yaşlandığı için kendini yormamasını ve bir köşeye çekilip dinlenmesini tavsiye edenlere şu yanıtı verirmiş:
- Eğer bir yarışa katılmış olsaydınız, hedefinize yaklaştığınızda yavaşlar mıydınız?
***
Ekrem Hakkı Ayverdi sık sık “nasılsınız” diye soranlara şu yanıtı verirmiş:
- Uzun boylu mavi gözlüyüm...
***
İngiltere Kralı George ile görüştüğü sırada Gandi’nin üzerinde her zamanki gibi beyaz örtüsü vardır. Davetten çıkınca bir gazeteci sorar:
- Kıyafetiniz bir kralla buluşmak için yeterli miydi?
Gandi hiç aldırmadan yanıt verir:
- Kral ikimize de yetecek kadar giyimliydi...