Medyada sayısız bant ve kaset yayımlandı... Sadece biri yargıya taşındı.
Başbakan Erdoğan’ın işadamı Remzi Gür’le yaptığı telefon konuşmasının ses bantı geçen yıl yayımlanmıştı. Bu bantı yayımlayan Ulusal Kanal ve Aydınlık dergisinin iki sorumlusu Ufuk Akkaya ve Deniz Yıldırım tutuklandı. Aylardır hapisteler.
Can yakan diğer onlarca kasetle ilgili ne düzgün bir soruşturma yapıldı, ne kimse ceza gördü.
Geçen şubat ayında internete düşen bir video kaydı yüzünden Deniz Albay Berk Erden intihar etti. Video bantı internete düşürenler ne araştırıldı, ne bulundu.
Deniz Baykal’a ait olduğu söylenen görüntüleri yayınlayan “habervaktim” sitesinin geçtiğimiz 4 ay içerisinde sekiz ses kaydı yayınladığını SOL internet sitesi bildiriyor.
Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’a ait bir ses kaydı... Jandarma eski Genel Komutanı Şener Eruygur’un eşi Mukaddes Eruygur’a ait olduğu söylenen bir ses kaydı. 2010 Nisan ayında Albay Dursun Çiçek’e ait olduğu söylenen bir bant vs...vs... Bu bantlarda geçen konuşmalar gazetelerde manşet yapıldı...
Yargısız infazlar gerçekleştirildi.
İktidardan en küçük rahatsızlık ve tepki gelmedi. Hiçbir caydırıcı önlem alınmadı...
Deniz Baykal’la ilgili kasete yapılan işlem de çok farklı değil. Haberi yayımlayan ‘habervaktim’ bunu ‘metacafe’ adlı siteden almış denildi, olay kapatıldı. Metacafe’ye bu bantı dahil edenin IP numarasını araştırmak gibi bir çabayı bile duymadık. İktidar komployu tertip edenleri bulmadıkça sorumluluktan sıyrılamayacak...
The Wall Street Journal gazetesinin tahmini: “Türkiye 10 yılda İran olur.”
Ohooo, daha 10 yıl varsa öpüp de başımıza koyalım...
Haldun Ertem
Fransa çarşaf ve peçeyi yasaklamış.
Atatürk’ün “Kılık kıyafet devrimi”ni 85 yıl geriden takip ediyorlar...
Gülhan Elmas
Deniz Baykal, “Tercihim yeni ve genç bir lider” demiş.
İnşallah Önder Sav bu lafı “Genel başkan beni işaret ediyor” diye yorumlamaz.
* * *
AB, Anayasa değişikliği paketine “tam destek” veriyormuş.
Ne yani? Kendilerinin hazırlattığı pakete bir de destek vermeyecekler miydi?
Fahrettin Fidan
Balyoz raporu
Balyoz davası sanığı e. Org. Çetin Doğan’ın yakınları, suç kanıtı sayılan CD’lerle ilgili TÜBİTAK raporunu ABD’de bilgisayar suçları alanında iki uzman kuruluş “Cyber Diligence” ve “Computer Investigative Associates”e incelettiriyorlar.
ABD’deki bu uzman kuruluşlar: “CD’lerin yazıldığı bilgisayar üzerinde inceleme yapılmaksızın, dokümanların hangi tarihlerde oluşturulduğu ve CD’lere kaydedildiği anlaşılamaz” diyor.
TÜBİTAK raporunda ise “Dosyaların 2003 yılı ve öncesinde oluşturulduğu ve kaydedildiği tespit edilmiştir” gibi bir izlenim veriliyor. Davanın özü tartışmalı hale geliyor. Suçlama altında kalan TÜBİTAK herhalde bir açıklama yapmak zorunda...
Yeni RTüK yasası
Yeni RTÜK yasa tasarısı Bakanlar Kurulu tarafından kabul edilerek TBMM’ye sunuldu.
Öyle bir tasarı ki... RTÜK’ü siyasete biraz daha bulaştırıyor, biraz daha yozlaştırıyor.
RTÜK eski Başkanı Nuri Kayış diyor ki:
“RTÜK tasarısı, seçim dönemlerinde siyasi reklam yapılmasına imkân tanımaktadır. Bu düzenleme ile hem siyasi partiler hem de adaylar radyo ve televizyondan reklam yapabilecektir. Böyle bir düzenleme partiler ve adayların halka ulaşması konusunda eşitsizlik yaratacak, parası olan parti ve adaylar seçim yarışında avantajlı konuma gelecektir...”
* * *
Tasarı RTÜK üyelerinin seçiminde bugünkü yapının devamını öngörüyor. TBMM’de çoğunluğu elinde bulunduran parti, 9 RTÜK üyesinden 5 ya da 6’sını seçebilecek. Böylece RTÜK iktidara bağlı bir organ niteliğini sürdürecek.
Tasarıdaki bir başka yenilik; RTÜK Başkanı ve üyelerine “kıyak emeklilik” hakkı getiriyor.
* * *
RTÜK eski Başkanı Nuri Kayış en sakıncalı maddelerden birine değiniyor:
“Tasarı, geçmişte RTÜK’ten ceza alan kuruluşların sicillerini tümüyle temizlemektedir. Böylece şimdiye kadar irticai ve bölücü nitelikte yayın yaptığı için cezalandırılan 160 kuruluş için de temiz birer sayfa açılmaktadır. Bu kuruluşlar bir kez daha yayın ihlali yaptıkları takdirde frenkanslarını kaybedeceklerdi. Şimdi kendilerine yeniden şans veriliyor...”
Tasarı AKP’nin demokrasi anlayışını da pek güzel yansıtıyor.
Üçüncü köprü
Üçüncü Köprü’ye karşı oluşturulan “Üçüncü Köprü Yerine Yaşam Platformu” hızlı adımlar atıyor... Platformun ilk toplantısında 3. Köprü’yle ilgili hukuki süreci takip edecek ve müdahale edecek bir “Dava Komisyonu” oluşturulmasına, İstanbul Barosu avukatlarının da katılacağı komisyonun ilk toplantısını 14 Mayıs Cuma günü Mimarlar Odası’nda yapmasına karar verildi.
Platform, 15 Mayıs Cumartesi günü saat 13:00’te Tünel - Taksim arasında bir yürüyüş gerçekleştirerek basın açıklaması yapacak...
İstanbul’u seven herkes yürüyüşe davetli...