Antalya’da Nâzım Heykeli’nin açılışından söz etmiştik. Heykel Haşim İşcan Parkı’nda açıldı. Haşim İşcan İstanbul’dan önce Bursa ve Antalya’da vali ve belediye başkanlığı yaptı, büyük üne ulaştı. Az konuşur çok iş yapardı. Emektar gazeteci Metin Ergin, “Basında Hapse Girmeden 60 Yıl” adlı kitabında Haşim İşcan’a başarılarının sırrını soruyor. Yanıt:
“Parayla herkes yapar, mesele imkânsızlıklar içinde eser yaratmaktır. Bunun için de Türk milletini iyi tanımak lazım. Baştakine inanırsa İstiklal Harbi’nde olduğu gibi her şeyini verir...”
Diyor ve devam ediyor:
“Yalnız çalmamak yeterli değil, çaldırmayacaksın da...”
* * *
Renkli ve başarılı belediye başkanı deyince “mini mini vali” Fahrettin Kerim Gökay’ı unutmak olmaz... Gökay bir gün fırınları teftiş ediyor. O yıllarda en kral yağ Sana yağı malum. Fırınlardan birinde ürünleri lezzetli buluyor. Bunu nasıl başardığını sorunca fırıncı:
- Ben Sana koyuyorum, diyor...
Gökay fırıncıya talimat veriyor:
- Söyle öteki fırıncılara onlar da Sana koysunlar...
* * *
Bir renkli ve dobra adam da malum, İzmirli Osman Kibar idi.
Osman Kibar bir gün bir davete geliyor... Baştan başlayarak kendisini karşılayanları tek tek öpüyor. Sıranın sonunda da çıtır bir hanımefendi durmakta. Tam onu da öpecek genç kız elini uzatıyor, yüzünü uzatmıyor. Osman Kibar:
- Yahu kızım, diyor, sırf seni öpmek için bu kadar kıllı adamın pis suratını öptüm şimdi şu senin yaptığına bak...
Gürsel Tekin, diyor ki: “Siyasette her şeye hazır olmak lazım.”
Ama kendisi il başkanlığından ayrılmaya hazır değilmiş.
Haldun Ertem
Sınav sorusu...
İktisat Profesörü Şükrü Baban, sınavlarda öyle sorular sorarmış ki.. Öğrenci gülsün mü ağlasın mı şaşırırmış...
Öğrencisi Metin Ergin anlatıyor.
Prof. Baban, bir sınavda kız öğrenciye şu soruyu sormuş:
- Kızım sen mal mısın, meta mısın, sermaye misin?
Uyanık öğrenci şöyle cevap vermiş:
- Kullanana göre değişir efendim...
Tabii bu cevapla tam not almış...
Manzara...
Kâh sokakta kâh ekranda... Önümüzden her gün sıra sıra şehit cenazeleri geçer oldu... Dört bir yanımız ateş, çatışma, savaş... Kürt açılımının bir yılı dolmadı henüz... Adını bir türlü bulamamıştık, sonunda belli oldu; terör açılımı... Terörle mücadele edecek orduyu hapis tehdidiyle felç ettiler. Bölünmenin şartları tamam. Şimdi eksen kaydırıyorlar... Yeni maceralar kapıda. Beyefendi değişti, dönüştü, gelişti diye halkı uyutanlar çoktan kendilerini unutturdu. Halk yine acılar ve gerçeklerle baş başa kaldı. Neyse... Bugün pazar... Bir günlüğüne güzel hava soluyalım.
Tayyareci Vecihi
Bugün pazar... Yolunuz Beyoğlu tarafına düşer mi? O zaman Galatasaray Lisesi’nin karşısındaki Galatasaray Müzesi’nde açılan Vecihi Hürkuş sergisini mutlaka geziniz. Tanıtma filmini izleyiniz. Bu kahraman tayyareciyi yakından tanıyınız... Vecihi Hürkuş’u yaşatmak ve tanıtmak için ömrünü seferber eden Bahattin Gürer’in emeklerini paylaşınız.
Tayyareci Vecihi henüz 19 yaşındayken yedekte uçarken kazaya uğrar, ağır yaralanır. Ama yılmaz. Birinci Dünya Savaşı’nda kahramanca uçuşlar yapar. Kafkas cephesinde uçağı düşürülür. Yakar uçağı, teslim etmez. Esir kampından kaçıp yurda döner, tekrar uçar... Kendi uçağını yapar ama Ankara’da bin bir zorluk çıkarır, güvenlik sertifikası vermezler. Söker uçağı, trene yükler, Çekoslovakya’ya götürür. Orada yaptığı uçuşlarla göz kamaştırır. Güvenlik sertifikasını alır, havadan uçarak Türkiye’ye döner. Pilot okulu kurar, zirai ilaçlama filosu kurar, yolcu taşıma filosu kurar. Uçmak ve gençleri uçmaya teşvik etmek için yeryüzünde onun kadar heves ve inat gösteren bir başka tayyareci var mıdır? Kimbilir... Galatasaray Müzesi’nin giriş katında 18 Haziran’a kadar her gün 10.00 - 18:00 arası gezebilirsiniz sergiyi...
* * *
Bir başka kaçırılmaması gereken sergi de Haliç kıyısında Rezan Has Müzesi’nde... Neolitik’ten Osmanlı’ya adlı sergide MÖ 7500’den bu yana insanoğlunun uygarlık mücadelesi anlatılıyor. Sergilenen Haluk Perk’in özel koleksiyonu, İstanbul Arkeoloji Müzesi’nden sonra Türkiye’nin en zengin arkeolojik serveti olarak niteleniyor...
Yeni dalga...
Vatandaşlarımızın Türkçeye kazandırılmasını istediği yeni kelimeler, internette dolaşıyor.
Cinekolog: ‘Kızım senin içine cin girmiş’ diyerek kadınların oralarını buralarını karıştıran hoca kılıklı üfürükçü...
Kankamatik: Yolsuz kaldığınızda borç aldığınız yakın arkadaş.
İçerdöver: Her gece eve zil zurna sarhoş gelip karısını çocuğunu döven hayırsız koca.
Jeloğlan: Saçlarına bir kutu jöle sürmeden insan içine çıkmayan genç erkek.
Çayyaş: Sabahtan akşama kadar çay içen bağımlı kimse.