Belek Turizm Yatırımcıları Birliği’nin (BETUYAB) “Turizmde Marka Olmak” konulu panelinde dertler ortaya döküldü...
Bir otel sahibi, “Turisti biz getiriyoruz, belediyeler bizim sayemizde büyük paralar kazanıyorlar ama bütün yatırımları sadece kendilerine oy verecek insanların yaşadığı yerlere yapıyorlar. Otellere giden yollar delik deşik, bir asfalt bile dökmüyorlar” diyor.
Belediye başkanlarına göre ise otelciler otellerine trilyonlar harcarken çevreye beş kuruşluk yatırım yapmıyorlar. Bir belediye başkanı;
- Örneğin diyor, Belek’te 50’ye yakın beş yıldızlı otel var. Otel sahipleri turizmden büyük para kazanıyorlar. Ama o kadar rica etmemize rağmen aralarında para toplayıp Belek’te bir ilkokul yapmadılar...
Esnaf, her şey dahil sistemi yüzünden turist yüzü görmediğinden şikâyet ederken otelciler, “Turist konaklama ve üç öğün yemek dahil bir gün için 50 - 60 euro ödüyor. Bu para bir akşam yemeğinde hesap olarak önüne konduğundan dışarı çıkmıyor” diye konuşuyor...
Bir mülki idare amiri, turistik bölgelere tayin edilen kaymakam, polis gibi devlet memurlarına tayinden önce hiç olmazsa 15 günlük kurs verilmesi gerektiğini söylüyor...
Altın yumurtlayan bir tavuğumuz var.. Ama ona hiç bakmıyoruz... Herkesin gözü yumurtada. Tavuk bu gidişle hastalanıp ölecek. Bizden fısıldaması...
Avrupa’nın en büyük cezaevi Silivri’de açılıyormuş.
En büyük kütüphanesi açılacak değildi ya...
Haldun Ertem
* İstanbul Kemik İliği Bankası’nda da yolsuzluk yapılmış.
Memleketin iliğine kadar soyulduğuna inanmayanların ilgisine...
Usul hatası...
Anayasa Mahkemesi, AKP’yi kapatmaya yönelik iddianamenin Abdullah Gül dışında kalan bölümünün kabulüne oybirliğiyle, Gül yönünden ise oy çokluğu ile karar verdi... 4 üye Abdullah Gül’ü bir anlamda davadan ayırdı.
Avukat Turgut Kazan ilginç bir yorum yap›yor:
- Başkan Kılıç ve üç üye, Gül hakkındaki siyaset yasağı isteğini daha esasa girilmeden ve deliller değerlendirmeden reddetmişlerdir. Görüş bildirip oylarını belli etmişlerdir. Sonda yapılacak işi başta yapmışlardır. Bu yüzden sonraki aşamalarda Kurul’a giremezler, girmemelidirler...
Askıya alınırmış
AB tehdit savuruyor... Eğer AKP kapatılırsa müzakereler askıya alınırmış! Bunu da Anayasa Mahkemesi’nin davayı karara bağlayacağı gün yapıyor. Böylece yargıyı tehdit ediyor, etkilemeye çalışıyor!
Okurlarımız soruyor; AB, AKP ile mi yoksa Türkiye ile mi müzakere yapıyor? Acaba, AB Türkiye’yi AKP’den mi ibaret sayıyor?
Lalettayin Geyik ve Olli Rehn gibi aymazlar anlaşılan Türk toplumunu hepten cahil sanıyor.
AB’nin Türkiye’yi gözden ç›kard›ğ›n› bilmeyen mi kald› bu ülkede...
Ulusalcılık...
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün (EGM), geçen yıl hazırladığı kurum brifinginde, son olarak Ergenekon operasyonuyla birlikte sık kullanılmaya başlanan “ulusalcılık” akımını, “aşırı sağ faaliyetler” kapsamında değerlendirdiği ortaya çıkmış. Haberi üç gün önce Milliyet’te Tolga Şardan imzasıyla okudunuz...
Bu bir sürpriz mi? Hayır...
Bir süredir basının anlı şanlı genel yayın müdürleri bile yazılarında Trabzonlu cinayet sanıklarını “ulusalcı” diye takdime başladılar. Son yıllarda ulusalcılık kavramının anlamı kasten saptırıldı, içi boşaltıldı. Irkçılık, şovenlik, darbecilik ile aynı kapta dövüldü, birbirine karıştırıldı. Faşistlikle eş tutuldu... Neden bu yapıldı? Çünkü ulusalcılık mandacılığın, işbirlikçiliğin, hainliğin karşısındaki kavramdı. Ortak ve soylu bir tanımdı. O yüzden yok edilmeliydi...
Atatürk ulusalcıydı.. Vahdettin işbirlikçi...
Ama aynı Atatürk, Padişah Vahdettin ve İstanbul basınına göre isyancı, bozguncu, çeteciydi.
Nedir ulusalcılık? “Egemenlik kayıtsız şartsız ulusundur” sloganının tek sözcükle ifadesidir...
Sömürüye, esarete, mandaya, işbirlikçiliğe karşı olmaktır. Ulusun çıkarlarını, onur ve haysiyetini her şeyin üzerinde tutmaktır. Atatürk milliyetçiliğidir. Laik ve demokrat olmaktır.
ABD ve AB ile her ilişkide başı dik, bağımsız bir ulus gibi durmaktır...
ABD ve AB’nin işbirlikçileri ulusun değil, ABD ve AB’nin çıkarlarına hizmet ederler. Halkın çıkarlarını gözetmedikleri için “demokrat” olamazlar. Foyaları meydana çıktıkça ulusalcılık gibi karşıt kavramları yerin dibine batırarak suyun üstünde kalmaya çalışırlar...
Evet geçmişte faşistler yurtiçi ve yurtdışında kendilerini milliyetçi olarak takdim etmiştir. Birtakım milliyetçi meczuplar da kendilerine ulusalcı adını yakıştırmış olabilir. Ama bütün bunlar kavramların karıştırılmasını gerektirmez. Atatürk milliyetçiliği ulusalcılıktır.
Anayasa’da yer alan bir kavramdır ulusalcılık... Eş anlamı “Yurtseverlik”tir...
* AKP, parti kapatmayı güçleştirmek için küçük, orta ve büyük olmak üzere üç paket hazırlamış.
Tezgâhtar gibi çalışıyorlar maşallah...
Özay Şendir
‘Diyalektik bir şey’ olarak Lozan tartışması...
16 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Sosyolojik hatalar!
16 Mayıs 2025
Zafer Şahin
Sanatçılar ‘Terörsüz Türkiye’ istemiyor mu?
16 Mayıs 2025
Abdullah Karakuş
Krizler, görüşmeler ve sonuçları
16 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
İttifak’ta görüş ayrılığı çıkmadı
16 Mayıs 2025