Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yargıya güven azaldığında hemen akla gelen öykü odur...
Bu öyküye göre... Prusya Kralı Büyük Friedrich yazlık sarayının yakınındaki bir değirmenin gürültüsünden veya görüntüsünden rahatsız olur. William Gravenitz adlı değirmenciye haber yollayarak bu değirmeni kendisine satmasını ister. Değirmenci isteği reddeder. Söylentiye göre Büyük Frederik bunun üzerine köpürür:
- Bu adam benim o değirmeni tek kuruş vermeden elinden alabileceğimi bilmiyor mu?
Değirmenci bu öfke üzerine:
- Elbette alabilirdi, der, eğer Berlin’de yüksek mahkeme olmasaydı...
Bu efsane dillere:
- Berlin’de hâkimler var, deyişiyle yerleşmiştir...
Öykü, hâkimlerin adalete olan bağlılığını ve yurttaşın adalete güvenini sembolleştirir. Ancak bu öykünün hiç dikkate alınmayan bir yanı vardır ki, onu da BirGün’de Gülşen Karakadıoğlu hatırlatıyor.
Eğer Kral Friedrich yargı kararlarına saygı göstermese...
“Ben o hâkimlerin kararlarını tanımıyorum ve o kararlara uymuyorum”, havasını ülkesine yerleştirmiş olsaydı...
Yüksek mahkeme kararları o denli güçlü ve bağlayıcı olabilir, o köylü yüksek mahkemeye o denli güvenebilir miydi? Bu efsaneleşmiş öyküde, Kral’ın hukuka olan saygısının da altını çizmek gerekmiyor mu?

Harap sokaklar!

PKK geçen yılın başından itibaren başta Cizre olmak üzere kimi ilçelerde hendek kazıp barikat kurmaya başladı. Hendeklerin arkasına silahlı militanlar yerleşti. Bu ilçelerdeki siyasi yöneticiler de peş peşe öz yönetim ilan etmeye başladılar.
Devlet uzun süre bu manzaraya seyirci kaldıktan sonra harekete geçti. Hendek kazılan ilçelere silahlı müdahaleye başladı. Bu merkezlerde yoğun çatışmalar oldu. Halk çok zarar gördü. Devlet çok sayıda şehit verdi. Ama sonunda Cizre ve Sur’u isyancılardan temizledi. Yasaklar kalkınca bu iki ilçenin yerle bir olduğu görüldü. Bu manzaralardan dolayı devlet suçlama altına girdi. Bir soru ise cevapsız:
- Peki devlet sokakları işgal edilip öz yönetim ilan edilen ilçelerde ne yapsaydı? Yönetimi PKK’ya mı bıraksaydı? Sizin çözüm öneriniz nedir?

OTOGAR

İstanbul Esenler otogarına giren özel araçlardan ilk 25 dakika için ücret alınmıyordu. Ancak artık otogara yolcu getiren ya da yolcusunu alan araç beş dakika dahi kalsa 10 lira ücret alınıyor.
İnternette bu konuda pek çok şikâyet yer alıyor. İBB Meclisi CHP Üyeleri Seyit Ali Aydoğmuş ve Sait Coşkunoğlu konuyu bir önergeyle Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na sordular. Sözü geçen ücreti kimin koyduğu belli olmadığı için iki üye şu soruları sordular:
1- Bu denli geliri olan bir yerden İBB’ye herhangi bir gelir geliyor mu?
2- Eğer burası bir yüklenici firma tarafından işletiliyorsa yüklenici firmayla İBB arasında herhangi bir pay bölüşümü var mıdır?
Bakalım İBB ne yanıt verecek?

HOCA

Nasrettin Hoca’nın iki eşi vardır. Leyla ve onun teyzesinin kızı Ceren. Eşleri, kimi daha çok seviyorsun, diye hocayı sık sık sıkıştırmaktadır.
Sorular; Nasrettin Hoca iyi bir koca mıdır? Verdiği cevaplar iki kadını da mutlu eder mi? Hoca neyi ölçüt olarak iki eşi arasında seçim yapmaktadır?
Bu anlattığımız satırlar ve izleyen sorular özel bir yayınevinin bastığı, Milli Eğitim Bakanlığı’nın ilk öğretim 2. sınıftan 8. sınıfa kadar olan öğrencilere tavsiye ettiği “Nasrettin Hoca ile Düşünmek” adlı kitapta yer alıyor.
CHP Milletvekili Didem Engin, konuyu bir soru önergesiyle Meclis gündemine getirerek Milli Eğitim Bakanı’na sordu:
- Çocuklar çok eşli düzene mi alıştırılıyor?

"AKP’li Bakan Türkeş açık açık
“Resmi nikâhım yok imam nikâhlıyım” diyor.
Resmi nikah olmadan imam nikahı kıymak suç değil mi?
? ? ?
Çok isteyip de savaşa giremediği için
ülkeyi savaş meydanına çeviren bir iktidarımız var!

Akif Kökçe"

MARATON

Fenerbahçe - Beşiktaş maçından sonra Maraton programını izleyen ABD’de yaşayan okurumuz Alim Bilge, bazı notlar almış... Kullanılan yabancı sözcüklere dikkati çekiyor:
Tümer Metin: Hocam Caner - Volkan sola, Gökhan - Alper sağa inanılmaz ‘penetre’ ettiler... (Girdiler, sızdılar)
Ersun Yanal: Marcello daha ‘size’li (sayzlı) bir oyuncu. (Cüsseli).
Tümer Metin: Bugün ne yaptılar “total” de? (Oyunun bütününde)
Şansal Büyüka: “Kontak mı kesildi?” (Bağlantı mı kesildi?).
Tümer Metin: Galatasaraylı “Teenager” tayfasından bahsediyorum. (Gençlerden bahsediyor)
Okurumuz diyor ki:
- Ben 21 senedir Amerika’da yaşıyorum Türkçe konuşurken araya bu kadar İngilizce sözcük sıkıştırmıyorum...