Lafta var.. Örneğin Başbakan Erdoğan geçenlerde Japonyada "Bilişim Teknolojisinde bir numara olmak benim tek gayem" gibi bir söz sarf etti... Ara sıra çağdaş eğitimden ve bilimden söz ediliyor... Ne var ki imam hatiplerin önünü açma gayreti dışında ileriye dönük bir şey yapmıyor.. Geriye dönük çok şey yapıyor... Özetlersek, bakın neler yaptılar:1. TÜBİTAKı çalışamaz hale getirdiler2. Üniversitelerin döner sermayelerinden ayırdıkları "araştırma fonları"na el koydular... Toplam 130 trilyon liralık araştırmayı önlediler... Fonları serbest bırakma sözü verdiler, bu sözü tutmadılar.3. Üniversitelerin başarılı öğrencilere burs vermesini yasakladılar, belediyelerin burs vermesini serbest bıraktılar...4. Üniversitelerin akademik kadrolarına el konuldu. Yeni kadro verilmiyor.5. Hükümet yeni YÖK yasasında üniversiteyi yeniden atlattı... Üniversiteler ile hükümet arasında köprüler atıldı...6. Öğretim üyeleri, özellikle doçentlerin altındaki kadrolar, sefalet ücretlerine talim ediyor... Bu tabloya bakınca ülkenin geleceğinden umutlu olmaya imkân var mı? Türkiyenin geleceği neye bağlıdır? Elbette bilim ve eğitimde dev adımlar atmasına ve Batı dünyası ile arasındaki farkı kapatmasına... Peki ortada böyle bir çaba var mı? Başbakan Erdoğan "Kıbrısta taşlar yerinden oynadı" demiş. Denk taş hariç... Haldun Ertem Kıbrıs konusunda günah bizden gitti... Hükümetimiz adayı Rumlara vermek için elinden gayreti gösterdi ama onlar kabul etmedi... Arif Ayhan Amerika ve AB, KKTCye para yardımı öneriyorlar. Öneri olumlu karşılanıyor.Kıbrısta yatırımları olan işadamı Besim Tibuk diyor ki:- KKTC bir defalığına verilecek para yardımına boş verip ambargonun kaldırılmasında ısrarcı olmalı. En azından hava ambargosu kalkarsa KKTC yıllık 1 - 2 milyar dolar turizm gelirine kavuşur. Bu da KKTCyi havalandırır... Hedefimiz bu olmalı. Yardım aldatmacası Entelektüellerin araba arkası yazıları: " Rampaların ustasıyım Rambrantın hastasıyım" " Burnumdaki piercing kadar yakınsın bana Boğaziçili." " Ömür biter, Nietzsche bitmez" " Algıda seçiciysem günahım ne" " Sen sus, birikimin konuşsun Tinselgül" " Baba parası değil, 4 yıl lisans, 2 yıl master ve doktora teri." " Freud da sollardı" " Entelim ama para bende." " Bohemia ovası, entel yuvası "" Beatnik isen vur saza, nihilist isen bas gaza" "Entel şoför"den... Ne diyordu yıllardır bizim "ver - kurtul"cular? "Kıbrısta çözümün önündeki en büyük engel yıllardır çözümsüzlüğe oynayan Rauf Denktaştır. O olmazsa biz bu sorunu şıp diye çözeriz."Referandum sonuçları gösterdi ki bu iddia doğru değilmiş. Bizimkilerin verdiği onca tavize karşın Rumlar yine de anlaşmaya yanaşmadılar. İstedikleri şey, iki halkın eşitliğine dayalı bir çözüm değil... Türklere eşit haklar vermeden zaman içinde Kıbrısın tamamını ele geçirmektir...Manzara bu olduğu halde başta Mehmet Ali Talat olmak üzere malum koro referandum sonuçları belli olduğu dakikadan itibaren Denktaşın istifasını istiyor... Sanki Güneydeki "hayır" sonucunun sorumlusu Denktaş tır ve istifa ederse Rumlar hemen görüş değiştirecekler, sorun da çözülecektir!M. Ali Talatın bir başka incisi de şu:- KKTCde halkın üçte ikisi Annan Planına "evet" dedi, böylece "hayır"cı Denktaşın artık halkı temsil kabiliyeti kalmadı...Peki eğer referandumda "hayır" çıksaydı Mehmet Ali Talat istifa edecek miydi? Hiç bundan söz ettiğini duymadık...Külahımızı önümüze koyup düşünelim...Rumlar yıllardır hem adada hem dünya platformlarında Kıbrısın tamamını ele geçirmek için kararlı ve ısrarlı bir mücadele veriyorlar...Bakmayın bizim medyanın "Rumlar sıkıştı", "Dünya bizden yana" "Ambargo kalkıyor" gibi temennilerine... Dünya bildiğini okuyacaktır...Rumların Kıbrısı ele geçirme harekâtı tüm hızıyla sürecektir.Kiminle savunacağız dünya platformlarında Kıbrısı? Mehmet Ali Talatla mı? Denktaşın istifasını isteyenler Kıbrısı savunmasız bırakmak istediklerinin de farkındalar mı?***Züppe memur daire arkadaşı güzel kıza halleniyor:- Sizi dün gece rüyamda gördüm, birlikte akşam yemeğine çıkıyorduk. Bu ne demektir?Kız:- Rüya gördünüz demektir... m.asik@milliyet.com.tr Denktaş faktörü!
