Önce Kökerin kitabının ilk paragrafını aktarıyoruz: "Osmanlı Devletinin Batı karşısındaki konumu hakkında, yönetenler katında var olan kendini tanımlayış biçimi, 17. yüzyıl sonlarında başlayan askeri yenilgilere ve toprak kayıplarına rağmen uzunca bir süre "cihan imparatorluğu" olma düşüncesinin yarattığı bir gurur ve üstünlük duygusu tarafından belirlenmişti."Şimdi de Prof. Baydurun kitabının ilk paragrafı:"Osmanlı Devletinin Batı karşısındaki konumu hakkında yönetenler katında var olan kendini tanımlayış biçimi, 17. Yüzyıl sonlarında başlayan askeri yenilgilere ve toprak kayıplarına rağmen uzunca bir süre Cihan İmparatorluğu olma düşüncesinin yarattığı bir gurur ve üstünlük duygusu tarafından belirlenmişti."Her iki kitap arasındaki "Müthiş benzerlik!" sonraki bölümlerde de devam ediyor. Bilimde bunun adına "intihal" deniyor. Yani aşırma... İyi de kitabı aşırılan kim? Aşıran kim? İzzet Baysal Üniversitesinden bir dostumuz:- Prof. Mithat Baydur hakkında intihal soruşturması başlatıldı, diyor, bekleyin, daha başka ilginç şeyler de çıkabilir. Masamızın üzerinde iki kitap duruyor. Biri Prof. Levent Kökere ait, adı; Modernleşme, Kemalizm ve Demokrasi. Diğeri Prof. Mithat Baydura ait, onun da adı; KEMALİZM ve Değişen Paradigma. Irakta işkence yapan ABDli askere 1 yıl ceza verilmiş! Cezasını da beş yıldızlı bir otelde infaz ederler herhalde. Arif Ayhan Beşiktaş Menajeri Sinan Engin, Alaattin Çakıcı ve kardeşleriyle 2 ayda 62 telefon konuşması yapıyor. Polis konuşmaları tek tek dinliyor.Tuhaftır... Çakıcının telefonlarını izleyen polis kaçmasını önleyemiyor!Vize başvurusunun altında imzası bulunan Serdar Bilgili nedense olayı soruşturup sorumluları adalete teslim etmek gibi bir yola gitmiyor.Hoş yargının da bu konuda kimseyi sorguya çekmeye niyeti yok...Bir hakem hatasını günlerce tartışan spor basını da konuyu hiç ağzına almıyor... Herkes olaydan kaçıyor... Futbol ve hukuk el ele çamura gömülüyor... Herkes kaçıyor... Dost bir şeye ihtiyacı olmadığı halde sizi evine davet eden kişidir. Buddenleigh Dünya ülkeleri ilimde, bilimde, teknolojide, araştırmada, sanatta, edebiyatta birbiriyle yarışırken Türkiyenin uğraştığı konulara bakın...İmam hatip, türban, çarşaf, göbek... Sığ ve gergin gündem kimi zaman insanları şaşırtıyor... Örneğin...Bazı komutanlar 19 Mayıs törenlerinde imam hatipli genci alkışlamamış...İktidarın imam hatip oyununda suçlanması gereken ne imam hatip okulları ne imam hatip öğrencileri... Suçlanması gereken imam hatipleri ve din eğitimini oy malzemesi yapan din ve siyaset tacirleridir...İmam hatipli gençler bu oyunun günahsızlarıdır...Sanılır ki komutanlar oradaki genci değil, iktidar politikasını protesto etmek amacındaydılar... Ama hedef biraz şaştı...***Başbakan Tayyip Erdoğan iktidara gelmeden veya ilk geldiği günlerde ana konuları "mutabakat"la çözmekten dem vururdu. Yerel seçim sonrasında kendisini güçlü hissedince o uzlaşıcı maskeyi üzerinden attı. YÖK yasasını dayattı. Bugün üniversite, ana muhalefet, TSK, eğitim sendikaları, medya, TÜSİAD, imam hatipler konusunda Tayyip Erdoğanın karşısında. Ama Erdoğan oralı değil. Belli ki ABDnin desteğine güveniyor.Peki bu destek iktidarı sürdürmesine yeter mi?Güney Vietnamdan Güney Koreye, Ortadoğudan Latin Amerikaya nice diktatör veya siyasi lider bu desteğe güvenip bir dönem esti savurdu. Ama hepsinin sonu hüsran oldu.Çünkü ABD desteğine güvenen iktidar, Washington ne isterse yapmak zorundadır. Bu istekler de öyle basit şeyler değildir... Sam Amcadan gelen son istekleri birkaç gündür Mustafa Balbay Cumhuriyette yazıyor...Washington Türkiyedeki üsleri genişletmek, yenilerini açmak, Afganistan ve Iraka asker çekmek istiyor... Türkiyeden uzun dönemde istenen ise ABD ve İsrail çıkarları uğruna Ortadoğuda çarpışmasıdır.Türkiyeyi ağır faturalar bekliyor. Onlar giderken aya Dışişleri Bakanı Gül, "ABnin kapısını kırana kadar zorlarız" demiş. İçerdekileri iyice korkutmaya kararlıyız anlaşılan... Haldun Ertem New Yorkta bir porsiyon havyarlı omlet bin dolara satılıyormuş.Gazetelerde haberi görünce fıkrayı anımsadık...Sonradan görme para babası yemek listesinde havyarı görünce garsona sormuş:- Bu nedir?- Balık yumurtası efendim.Ellerini oğuşturmuş bizimki:- Oo yap bakalım sahanda iki tane... m.asik@milliyet.com.tr Havyarlı omlet