"Sayın İsmail Aydınlı,
Yapılan araştırma sonucunda danışmanınız (...' ın), her ne kadar sonradan beraat etmiş olsa da Türkiye Komünist Partisi davasından yargılandığı anlaşılmıştır. Anılan kişinin TBMM gibi özelliği olan bir kurumda çalışmasının sakıncalarını takdirlerinize arzeder, gereğini yapacağınız ve sonucunu bize bildireceğiniz inancıyla saygılarımızı arz ederiz. "
***
Yukarıdaki resmi yazı, geçtiğimiz günlerde DSP İstanbul Milletvekili İsmail Aydınlı'ya TBMM Genel Sekreterliği'nden gönderildi. Aydınlı derhal gereğini (!) yaptı, yazıyı çöp kutusuna attı.
Bir Meclis ki, bünyesinde cinayet suçundan yargılanıp mahküm olmuş en az 10 - 15 milletvekili ve bir doktor barındırıyor da bunu sorun yapmıyor... Ama suçu TKP davasından yargılanmak olan bir başkasına hayat hakkı tanımıyor.
Türkiye'yi işte bu Meclis idare ediyor...
Yeni Bayındırlık Bakanı veterinermiş... İyi... İhalelerden yemlenenleri rahatça tespit eder!...
H. Ertem
Bursa'dan İstanbul'a geliyorsunuz... Bursa otobüs terminalinde, feribotta, Yalova ve Yenikapı iskelelerinde kapalı mekanlarda uyarılar:
"Sigara içmek yasaktır"
Yazının altında da cezası:
- Bursa terminalinde bir sütundaki ilanda 10.000.000TL
- O sütunun arkasındaki ilanda 189.600.000 TL
- Feribotta 189.620.000 TL
- Yenikapı iskelesinde 189.820.000 TL
Her tabelanın altında "falanca yasaya" göre yazılı... Yasa aynı, fiyatlar değişken... Neden? Tutarlı olursak günaha gireriz de ondan...
Tezahürat...
Tribün adlı kendi halindeki aylık spor dergisinde Diyarbakırspor taraftarıyla röportaj var.
Taraftarın bir yakınması da şu:
- Şivemizden dolayı tezahürat yapamıyoruz...
Çanakkale Atatürkçü Düşünce Derneği'nden Nadide Altın, "Üç yıldır Cumhuriyet'in 75'inci yılını kutluyoruz" diyerek yerinde bir hatırlatma yapıyor... Bu yıl 29 Ekim'de Cumhuriyet'in kuruluşunun 78'inci yıldönümünü kutlayacak olmamıza rağmen hala özellikle resmi kurumlarda 75'inci yıl logo ve levhaları yer alıyor... Taksim Meydanı'ndaki büyük afişte de "Cumhuriyet'in 75'inci yılı" kutlanıyor. Neden böyle? Cumhuriyet'i yaşatmak ve büyütmek yolunda birşey yapamamanın doğal sonucu bir ilgisizlik mi yoksa?
Bizim Amerikancılar Türkiye'yi ABD'nin yanında savaşa sokmak için (McCarthy'ci ihbarları da ihmal etmeksinizin) kamuoyu oluşturmaya (yanıltmaya) çalışırken... Amerikalılar bu bizim Amerikancılardan daha sakin görünüyor. Sağduyulu çağrılar çoğalıyor... Teksas Üniversitesi İletişim Profesörü Robert Jensen'in Amerikan halkına açık mektubunu bu bağlamda örnek olarak aşağıya alıyoruz:
(...) Hükümetimiz bizden büyük acımızın karşılığı olan kederli saatlerimizi çaldı.
Evet, açıkça görülüyor ki, onlar savaş istiyorlar...
Kim ölür, ne pahasına olur, sonucu ne olur, hiç düşünmeden...
Buna karşın, Birleşik Devletler hükümet yetkilileri de açıkça "Harbor teröristleri" nin yaptığına benzer biçimde, ülkelerin başkentleri gibi "yüksek önemde" hedeflerden söz ediyorlar. 25 milyon insanın yaşadığı bir ülkenin hallaç pamuğu gibi atılması çağrıları yapılıyor.
Bu planlara güç merkezlerinden en küçük bir itiraz yükselmese de bizim görevimiz açık: Hislerimizi yüksek sesle söylemek ve barış için harekete geçmekten başka çaremiz yok... Ölenlerin anısını yüceltecek en doğru yol, Amerika'da ve Amerika dışında daha fazla masum insanın ölmesini önleyecek adımları atmaktır. Bu yolda yürür ve kazanırsak, yeni bir barış hareketi olasılığı ve adalet için yeni bir ümit doğmuş olacaktır. Aksi halde yükselen nefret süreci, yıkıcı bir savaş çağına daha davetiye çıkarmış olacak.
(..) Sivil insanları öldüren askeri harekatlar, Birleşik Devletler içinde yeni intikam eylemleri yapmayı arzulayacak insan sayısını on misli artıracaktır. Biz zaten korkunç bir bedel ödedik. Bundan sonra atacağımız yanlış bir adımla, histerileşmiş yeni öfkeli saldırıları, yeni yıkıcı misillemeleri tahrik edersek ne olacak?
Laforizma...
Birileri Taliban’a karşı Türkiye’yi devreye sokmaya çalışıyor...
Yani, Taliban’a karşı Gariban...
Cihan Demirci