Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Başbakan Kırklareli konuşmasında yine etnik farklılıkları saydı döktü... Artık hemen her mitingde tekrarladığı şu:
- Türkiye; Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Roman, Boşnak, Arnavut vs. 36 etnik unsurdan oluşmaktadır...
- Türklük üst kimlik değil, diğer etnik gruplar gibi alt kimliktir...
- Üst kimliğimiz Türk değil Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığıdır...
- Mustafa Kemal “Anasırı İslamiye” yani “İslami unsurlardan oluşuyoruz” demiştir...
Başbakan, Atatürk ne söylemişse tam tersini söylüyor.
Atatürk her konuşmasında “Türk milleti” sözünü vurgular.
Atatürk’ün millet tanımı gayet açıktır:
“Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk Millet denir.”
Ayrıca 1924 Anayasası Madde 88:
“Türk ahalisine din ve ırk farkı olmaksızın Türk ıtlak olunur (denir)”
Başbakan Erdoğan’a göre bu milletin ortak paydası “İslamiyet”tir.
Atatürk ise tam tersini söyler, 1930 yılında yazdığı “Vatandaş İçin Medeni Bilgiler” kitabında şöyle der:
“Din birliğinin de bir millet teşkilinde müessir olduğunu söyleyenler vardır fakat biz, bizim gözümüz önündeki Türk milleti tablosunda bunun aksini görmekteyiz.”
Atatürk din birliğinin ulusları birleştirmediğini tarihi örneklerle anlatır...

Haberin Devamı

Türkleştim...

Kürt asıllı yazar ve tiyatro sanatçısı Yılmaz Erdoğan’ın, şu sözlerini kimlik bunalımı çekenlere ithaf edelim:
“Ben Kürt olarak doğdum. Türkleştim. Ama bu benim Kürtlüğümü yok etmedi. Kürt olmam, Türk kimliğimi de yok etmiyor. Kürt olmam Türk olmama mani olmadı. Türklük hepimizin ortak kimliğimizdir. Türkiye’de yaşayan herkes, Türkçe hayat yaşayan herkes Türktür. Bu bir asimilasyon politikası sonucu olsa bile sonuçta başarılı olduğu ortadadır. Artık bu politikayla kavga etmenin anlamı yoktur. Bitti geçti. Benim bununla bir kavgam yok. Kendi büyüklüğünü bilmeli Türkiye...”
(18 Aralık 2005 Sabah Gazetesi Eki)

Ziya Gökalp’ten...

AKP Merkez Karar Yönetim Kurulu üyesi Prof. Yasin Aktay “Türk dediğin bir sentezdir zaten. Türk diye bir ırk yok” vecizesini üretti birkaç gün önce... Emekli Büyükelçi Şükrü Elekdağ gönderdiği notta “Bu durum bana, Milli Mücadele karşıtı Ali Kemal’in, Kürt asıllı ünlü şair Ziya Gökalp’e ‘Kürt’ diye sataşması üzerine, Gökalp’ın şiirle verdiği şu fevkalade etkileyici cevabı anımsattı” diyor... O şiirde diyor ki Gökalp:
Ben Türk’üm diyorsun, sen Türk değilsin!
Ve İslamım diyorsun, değilsin İslam!...
Ben ne ırkım için senden vesika
Ne de dinim için istedim ilam (resmi bildiri)!...
***
Türklüğe çalıştım sırf zevkim için
Ummadım bu işten asla mükafat
Bu yüzden bin türlü felaket çektim
Hiç bir an esefle demedim; Heyhat!...
***
Hatta ben olsaydım; Kürt, Arab, Çerkes
Tek gayem olurdu Türk milliyeti...
Türk kuvvetli olursa mutlak
Kurtarır her İslam olan milleti...
***
Türk olsam, olmasam ben Türk dostuyum!
Türk olsan, olmasan sen Türk düşmanı!
Benim gayem Türk’ü yaşatmak
Seninki öldürmek her yaşatanı...

Haberin Devamı

HAPİS

Hapishanelerden çok sayıda mektup gelirken bazılarına karikatür iliştiriyor gençler... Çizgi olarak çok mükemmel olmasa da içerik olarak çok anlamlı hepsi... Mesela, bir yaşlı kadın Adliye Sarayı’nın önünde bir elinde kılıç, ötekinde teraziyle dikilen bir adama soruyor:
- Oğlum burada bir kız vardı, şöyle gözü bağlı, temiz yüzlü, o tutardı bu kılıcı teraziyi... Ne oldu ona?
Adam yılışarak cevap veriyor:
- Onun gözünü açtık, başını bağladık teyze... Üç çocuk doğursun otursun evinde. Sen bir şey mi istemiştin?
- Yok yok sağol...
Bu karikatürler çoğalırsa bir sergi açmayı da düşünüyoruz... Çoğalırsa...

Haberin Devamı

“Kişi başına düşen polis” sıralamasında dünya ikincisi olduk. İşin komik tarafı AKP bu işi “ileri demokrasi getiriyorum, ülkeyi normalleştiriyorum”
nameleri söyleyerek başardı!
***
Gökçek seçimlerde “Ankara’nın bağları” şarkısını kullanacakmış.
ODTÜ’nün ağaçları ve AOÇ’un ormanından sonra katliam sırası
“Ankara’nın bağlarına” geldi demek!
Akif Kökçe

VELEV

Bekir Coşkun cemaat - hükümet tartışmasını yazmış:
Cemaat:
“El innekul velev zelzele, kutbul hadise, külliyatı çarşaf dershane, kabul-ün tazyik bavul...”
Hükümet:
“Aleyhin inna velkullum ellezine futuret-el dünya, küllüyat-un takva, inna ki mukavim takla...”
***
Ne oluyor derseniz...
Sizin çocukların geleceğini konuşuyorlar...
Artık kimin elinde kalırsa bebeler...

ALTIN

Avrupa Madenciler Birliği Euromines’ın altınla ilgili yayınına göre...
13 yıl önce hiç altın üretmeyen Türkiye bugün Avrupa’nın en büyük üreticisidir...
O kadar ki... Avrupa’da yılda toplam 52 ton altın üretilirken Türkiye’de bu miktarın yarıdan fazlası yani 29,6 ton üretiliyor.
Peki bu üretimin bize faydası ne?
Türkiye’de her yıl ne kadar doğa parçası arama ve işletme amacıyla talan ediliyor?
Hasara uğrayan doğa acaba kaç yılda eski haline gelebilecek?
Ve yabancı şirketlerin çıkardığı altından Türkiye’ye kaç para kalıyor?
Söyleyelim... Devede kulak...
Bir avuç altın için doğayı katlediyoruz.