Bizim açımızdan bir değişiklik yok."Ya Kıbrıs'ı verirsin ya müzakereler durur" kılıcı tepemizde asılı duruyor.Eğer deniz ve hava limanlarını açmazsak müzakereler yavaşlayacak... Sonra duracak...AB bu noktadan geri adım atmıyor. Atmaz da... Ellerinde kapı gibi 17 Aralık metinleri ile sonraki deklarasyonlar var. 17 Aralık 2004'te Tayyip Erdoğan Ankara Anlaşması'nı 10 ülkeye genişletmeye söz verdi. Peşinden de "Bu protokolün imzası Kıbrıs'ı tanımamız anlamına gelmez" diye diye protokolü imzaladılar. Kendilerini ve halkı aldattılar. 17 Aralık heyeti Ankara'da davul zurna ve şenliklerle karşılanırken, Brüksel'e götürülen yalaka gazeteciler Tayyip Erdoğan'ın zaferini(!) öve öve bitiremezken bu sütunlarda Kıbrıs'ın orada satıldığı çok yazıldı. Çünkü 2 yıl sonra gelinecek nokta o günden açık seçik belliydi.AB şimdi "Limanları aç", komutuyla birlikte "Kıbrıs Rumlarını tanı" komutunu da veriyor. Limanlar açıldıktan sonra Rumların Türkiye'de diplomatik temsilcilik açma talebi gündeme gelecek. Rum Cumhuriyeti'nin tanınmasıyla Türk askeri işgal gücü statüsüne girecek. 1974 harekâtı haksız işgal eylemi olarak tescil edilecek. Rumlara milyarlarca dolar tazminat ödenecek..vs..vs... Brüksel'de tam üyelik müzakeresi fiyakası, yani bir "hiç" karşılığında "Kıbrıs" sözü verildi. Bunun faturasını kim ödeyecek? Merak ediyoruz. Finlandiya'nın Kıbrıs planı, Rumların yapılan önerileri beğenmemesi üzerine rafa kalktı. Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, "Hayvan sayısı artmadığı halde süt miktarı arttı, çünkü AKP iktidarı var" demiş. İyi sağıyorlar demek ki... Ankaralı okurumuz 13 milyonluk su faturasını zamanında ödemeyi unutmuş. Kapatılan sayacını açtırmak için Ankara Su ve Kanalizasyon İdaresi'ne (ASKİ) gitmiş. Gerisini anlatıyor:"Dört ya da beş ödeme gişesi vardı, tümünün önünde vatandaş kuyruk oluşturmuştu. Ödemeyi yapan hemen herkesin gişenin önünden söylenerek ayrılmasının nedenini sıra bana gelince anladım. Meğerse faturadaki rakam ne olursa olsun herkesten fiks bir sayaç açma parası, 26 milyon lira alıyorlarmış. Günde en az birkaç bin kişinin bu şekilde sayacını açtırdığını varsayarsak toplanan parayı varın siz hesap edin. Üstelik bu para belediyeye de gitmiyormuş. Sayaç açma işini özel bir şirket yapıyor, paralar onun kasasına akıyormuş. Ankara Belediyesi'nin borcu katrilyonlarla ifade edilirken, böylesine kârlı bir işi de belediye kendisi yapmıyor, özel şirkete yaptırarak onu zengin ediyor. Ne şanslı şirketler var şu dünyada!" Sulu soygun! Papa'yı 3 bin polis koruyacak.. Papa'yı 5 bin polis koruyacak... Derken gazetelerde bir başka haber: Papa'nın çelik yelekle gelmesi istendi... Haber doğruysa ayıp; "Çelik yelek giy de gel" demek biz seni koruyamayacağız demektir... Ciddi bir devlet bir konuğu koruyamaz mı? Irak'ın başkenti Bağdat'a, yani savaşın göbeğine her gün Amerikalı bakanlar, yabancı konuklar gidip geliyor. Böyle bir çelik yelek muhabbeti duymuyoruz... Ayrıca bir konuk geldiğinde bir kentin trafiği ve yaşamı duruyorsa orada da yanlışlık vardır. Korumayı kentte yaşamı etkilemeden yapmak gerekir. Benedictus Orman Bakanı Osman Pepe aradı dün... Göreve geldikten sonra Acaristanbul'u durdurabilmek için elinden geleni yaptığını ancak durduramadığını söyledi. Sürekli yargıya gittiklerini ancak her defasında karşı tarafın kazandığını ekledi. Yargı deyince... Acarlar'ın eski çalışanı Ahmet Başer'in anlattıklarını es geçmek olmaz. Başer'in Adalet Bakanlığı'na yaptığı ihbara göre, Acarkent'te yılbaşı balosunda düzenlenen piyangoda, Beykoz'da orman suçlarına da bakan savcı Cahit Atalay'a otomobil çıkarılmış. İhbar üzerine Atalay'ın görev yeri değiştirilmiş. Otomobili halen savcının eşi kullanıyor. Ahmet Başer, Adalet Bakanlığı'na "Acarlar, Beykoz Başsavcısı Cengiz Ertutkun'un oğlunu altı ay İtalya'da okuttu" diye ihbarda bulunmuş. Ertutkun'un görev yeri değiştirilmiş. Başer'in son iddiasına göre, şimdiki Beykoz Cumhuriyet Savcısı Cevdet Ünal'ın oğlu da Acarlar şirketinde işe sokulmuş.Bir devlet memuru görevini kötüye kullanıyorsa işine son verilir. Kullanmıyorsa göreve devam eder. Acarkent olayında "yer değiştirme" cezası veriliyor. Aynı suiistimali gittiğin yerde de yaparsın der gibi adeta... Peki dürüst savcıların kabahati ne? m.asik@milliyet.com.tr Vicdan ve cüzdan