Evet 32 yılda çok şey değişti... İşçinin sesi eskisi kadar gür çıkmıyor. Sendikalar eskisi gibi güçlü değil. İşçiler patronlara değil işsizliğe karşı mücadele veriyor... Koşullar 1977’ye benzemiyor... Ama yine de... İşçiler yıllar süren inatçı mücadeleleri sonucu 1 Mayıs’ı Taksim’de kutladılar ya... İlle de Taksim diye diye cop yiye yiye 32 yıldır yürüdükleri yoldan Taksim’e vardılar ya...
Bu bir zaferdir.
“Günlerin bugün getirdiği, baskı zulüm ve kandır.
Ancak bu böyle gitmez, sömürü devam etmez”
Diye başlayan şarkıyla ve yaşlı gözlerle Taksim’de toplandılar ya... Yeter...
Bu defa eşcinseller, travestiler de soluyor özgürlük havasını...
Futbolcular da...
Beşiktaş Çarşı grubu Beşiktaş bayrağıyla Taksim’e yürüyor.
Galatasaray taraftarı, “Yaşasın 1 Mayıs, tek yumruk Galatasaray Taraftar Grubu” yazılı pankartla ilerliyor...
Spor Emekçileri Sendikası “Dinde yobazlık neyse sporda fanatiklik odur” pankartının altında... Bir göz yaşartıcı pankart daha:
“Metin Oktay aramızda”
Hava bu yıl ilk kez bu kadar güzel... Bu kadar sıcak...
1976’daki görkemli 1 Mayıs kutlamasından çok korktular... O yüzden 1977’yi kana buladılar, 1 Mayıs’ları kâbusa çevirdiler... Sonunda Taksim Meydanı yine özgürlük soluyor... Cumhuriyet Meydanı oraya sığınan on binleri kucaklıyor.
“Yepyeni bir güneş doğar, dağların doruklarından,
Mutlu bir hayat filizlenir, kavganın ufuklarından” diye sürüyor 1 Mayıs coşkusu... Özgürlüklerdir hayatın ilk şarkısı...
Zengin meslek!
Değerli sanatçımız Müjdat Gezen hafta içinde Ankara’da Siyasal Bilgiler Fakültesi’ndeydi. Mülkiye Sosyal Araştırmalar Topluluğu’nun konuğu olarak geldiği fakültede iki saate yakın gençlerle sohbet etti. Sık sık kahkahalarla ve alkışlarla kesilen bu sohbetten bazı notlar...
... Bir gün kitap fuarında kitaplarımı imzalıyorum. Küçük, şipşirin bir çocuk karşıma geldi. Kitaba baktım, benim değil. Yavrum ben bu kitabı imzalayamam, çünkü benim değil, Aziz Nesin’in kitabı deyince, çocuk demez mi:
- Olsuuunnn. İkiniz de çok komiksiniz!
...Yıl 1966. Ulvi Uraz Tiyatrosu’ndayım. Turneye çıkmışız, Uşak’ın Eşme ilçesinde Hababam Sınıfı’nı oynuyoruz. Sidikli Turan’ı Birol Gökçe arkadaşımız oynuyor. Gündüz Eşme çarşısında dolaşırken bizim Birol’un etraftan yüzünü saklamaya çalıştığı dikkatimi çekti. Nedenini sordum, beni burada tanırlar, yanıtını verince, nereden tanıyacaklar yav, o kadar meşhur biri misin ki, dedim.
- Ben buranın eski kaymakamıydım, demesin mi?
... Bizim Başbakan’ın demokrasi anlayışı gerçekten çok hoş. Aynen şöyle; benim gibi düşünüyorsanız sizinle aynı fikirdeyim.
... Dün İzmir’deydim. Aralarında kameramanların da bulunduğu bir grup gazeteci arkadaş, Nuh’un gemisi hakkında ne düşündüğümü sordular. Kendilerine, Nuh’un gemisini boş verin de siz asıl gemiciklere bakın, dedim. Bu lafım sansüre uğradığı için röportajı yayımlamadılar.
... Tiyatro, zenginlerin mesleği değildir ama zengin meslektir. Bu meslekte kolayca her şey olabilirsiniz arkadaşlar. Örneğin bir cübbe giyerseniz yargıç... Beyaz bir gömlek giyerseniz doktor olursunuz. İki küfür ettiniz mi Başbakan!
Büyük
Türk büyükleri zaman zaman anılır...
Esprili okurumuz da tutmuş, “22 Türk büyüğü” diye bir liste göndermiş...
Piyasadaki “büyük” rakıların listesini...
Şöyle sıralanıyorlar:
“Efe Yeşil, Efe Mavi, Efe Siyah, Çilingir, Ata, Burgaz, Burgaz Yeşil, Rakı Turka, Fasıl Mavi, Fasıl Yeşil, Mercan, İzmir, İzmir Sakızlı, Yekta, Yeni, Kulüp, Altınbaş, Tekirdağ, Tekirdağ Altın Seri, Mest Misket, Sarızeybek, Mest Sultaniye...”
AKP iktidarında rakılar çeşitlendi, çekici hale getirildi. Akşamcılar mutlu.
Bir nevi bu tür faydaları da oldu iktidarın...
Yükseköğretime Geçiş Sınavı’nda Batman İstanbul’u sollamış.
Eğitimde bundan sonraki sloganımız: İstanbul’u Batman seviyesine çıkartacağız benim aziz vatandaşlarım!
Fahrettin Fidan
Albay
Ergenekon tutuklusu Emekli Albay Atilla Uğur, önceki gün hastaneye sevk edildi. Albay Uğur’un geçen yıl kalp damarlarından birinin tıkalı olduğu saptanmıştı. Sinirsel rahatsızlıkları vardı. Şikâyetçi önce Haseki’ye götürüldü. Burada kalp damar muayenesi imkânları kısıtlıydı. Albay Uğur oradan Siyami Ersek Hastanesi’ne sevk edildi. Siyami Ersek’te de nörolojik muayene imkânları yeterli değildi. Avukat Serkan Günel müvekkilinin GATA’ya ya da benzer bir üniversite hastanesine sevkini istedi. Ancak bu istek kabul görmedi. Atilla Uğur saatler sonra geldiği gibi Silivri’ye döndü. Albay Uğur bilindiği gibi Apo’yu sorgulayan komutan... Ancak, Avukat Serkan Günel’in deyimiyle, ülkenin sağlık hizmetlerinden bugün Apo kadar yararlanamıyor.
Amerikalı siyaset bilimci Arato, Milliyet’te anayasa değişikliğini eleştirdi ya, bizim Erdonokon basını adamcağızı neredeyse yabancı kontenjanından Ergenekon üyesi ilan edecek...
Haldun Ertem
Robot
İzmir’de seri cinayetler işleyen katil, Bodrum’da yakalandı... Polisin katili nasıl yakaladığı adım adım anlatıldı...
ATM kamerası... Yok IMEI numarası... Yok MOBESE kamerası... Suç işleyecek olanlar öğrendi ki cep telefonunu satmaya kalkışmak yok. Otogarda dikkatli olunacak vs...
Bu arada bilerek yanlış robot resim yayımlanmış ki...
Bundan sonra vatandaş robot resme de güvenmeyecek.
Polis fiyaka yapayım derken potansiyel suçlulara kopya verdi...
Bu işte bir yanlışlık yok mu?