Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Açık Pencere - Terör örgütünün yayın organı müttefik ülkede yayın yapıyor.- Terörizmi bazı ülkeler dış politika malzemesi olarak kullanıyor.- Bize insan hakları dersleri veren ülkeler teröre destek veriyor..vs..vs.Orgeneral Büyükanıt "Neler yapılırsa dünya güvenli bir gezegen olmaktan çıkar" şeklinde bir başlık açtı. Şunları şunları yaparsak "Dünyamız güvenli gezegen olmaktan çıkar" dedi. Saydığı bütün maddeler ABD'nin yaptıklarıydı: Kaynakların üretimi ve dağıtımını sadece kendi ülkelerimiz için kullanırsak...Sadece kendi ülkemizin güvenliğini düşünürsek...Teröriste çifte standartla yaklaşırsak...Ekonomik uçurumların derinleşmesine neden olursak...Barış kültürünü geliştirmezsek...Terörü sadece sözle eleştirirsek... Güvensizlik artar... Nitekim artıyor... Dramımız şu ki... Kendimizi Batı ülkesi sayıyor, enerjimizi Batı ile ilişkileri geliştirmeye harcıyoruz... Ama tüm tehditleri de Batı'dan alıyoruz... Silahlı Kuvvetler kuvvetler gerçekçi davranıp Batı'ya tepki gösterirken iktidar partisi ve diğer kimi toplum kesimleri geleceğini ABD'ye bağlamış durumda... Hatta bazıları kendi ülkesine, kendi ordusuna karşı Batı ile işbirliği yapıyor... Bir dram yaşıyoruz... Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt, Harp Akademileri'nde dün başlayan güvenlik konferansında terörü eleştirirken lafın ucu sürekli Batı ülkelerine dokunuyordu.. Örneğin: Dünya huzur endeksinde 121 ülke arasında 92. olmuşuz. Bu kadar hırçın bir Başbakan'ın yönettiği ülke için fena sonuç sayılmaz... Ş Üçüncü ülkeler istediğinde askerimize dış görev vermekte kusur etmeyen hükümetin, Irak'ın kuzeyindeki PKK terörü söz konusu olduğunda "Üçüncü ülkeler istemiyor" demesi ve askerden talep beklemesi açık bir çelişkidir. Türkiye'ye Avrupa'da kurulan yeni tuzağı gözden kaçırmaktayız... Almanya, kısa bir süre önce AB Konseyi'ne bir çerçeve kararı, tasarısı sundu. İlk bakışta zararsız gibi görünen ve "ırkçılıkla mücadele"yi öngören bir metin. Ancak sonuna "soykırımı inkâr edenlere hapis cezası öngören" bir madde de eklenmiş. Bütün AB ülkelerini bağlayacak bir karar bu. Kabul edildiği anda, bütün Avrupa Birliği ülkeleri kanunlarını değiştirip soykırım iddiasını inkâr edenleri cezalandırmak zorunda kalacaklar. Görünüşte Yahudi soykırımıyla ilgili bir yasa... Ancak tasarının içinde "1948 tarihli Soykırımı Önleme Sözleşmesi"ni devre dışı bırakmışlar... Metin eğer 1948 Sözleşmesi'ne atıfta bulunsaydı Ermeni iddialarını dışarıda bırakacaktı. Ancak atıfta bulunmadığı için Ermeni iddialarını da kapsamına alıyor... Bu metin kabul edildiğinde Avrupa hukukunun bir parçası olacak ve Türkiye üye olmak istediğinde bunu da kabul etmemiz şart koşulacak... Yüksek sesle protesto etmemiz gerekiyor metni... Yeni AB kazığı... Seçim ekonomisi izlemeyeceğini iki ay önce davul zurna ile ilan eden hükümet, seçim kararı alınınca bu sözünü unuttu. Çiftçi ödemeleri seçim öncesine alındı. Bu arada kimi ferahlatıcı haberlere medya da kendiliğinden bir şeyler ekliyor. Dün bir büyük gazetede "KDV iniyor, takipçisiyiz" başlıklı bir manşet... Altında da şu haber vardı:"Yarından itibaren et, süt, çay, çorba ve pek çok üründe KDV yüzde 18'den 8'e iniyor..."Telefondaki Maliyeci dostumuz dedi ki:"Bu takibe gerek yok... Çünkü haberde sıralanan beyaz peynir, et, süt ve kuru fasulyede KDV oranı yüzde 18 değil, zaten yüzde 8'di. Bu oran aynen devam ediyor. Ayrıca aynı gazetenin iç sayfasında yer alan KDV'si indirilen ürünlerle ilgili tablodaki bilgilerin de yüzde 80'i yanlış. Yanlış olduğunu anlamak için Resmi Gazete'de yayımlanan Bakanlar Kurulu kararına bakmak yeterli. Orada bu 'müjdelerin' hiçbiri yok."- Yani bütün bu müjdeler fos mu?"Tabii ki değil! Vatandaş ne kadar müjde kabul eder bilemem ama havyarın KDV'sini indirmişler. İnsanımız artık bol bol havyar yiyebilir!" Havyarın KDV'si indi ama alkollü içkilerde KDV yine inmedi. Sebebi sorulursa halkın sağlığından dem vurulur. Ne var ki halkın sağlığını daha da çok tehdit eden sigaraya karşı önlem yoktur. Bu konuda bir yasa Meclis raflarında durup duruyor. Haberin KDV'si! Cumhurbaşkanı ve Başbakan arasında her hafta yapılan olağan görüşmeler son iki haftadır Erdoğan'ın isteğiyle iptal ediliyor... Recep Tayyip Bey bununla kuşkusuz tabana şu mesajı veriyor:- Bize cumhurbaşkanını seçtirmediler, ben de mevcut cumhurbaşkanını yok sayıyorum...Türkiye ağır tehditler altında. Böyle bir zamanda devlet zirveleri arasında çatlaklar da olsa bunu dışarı yansıtmamak gerekir. Muhterem tam tersine yeni çatlaklar üretiyor... Cumhuriyet'in tüm kurumlarıyla kavgayı adeta görev sayıyor... m.asik@milliyet.com.tr Çankaya çatlağı