- Bizim statta büyü var!Şükrü Saraçoğlunun Müdürü Mürşit Tarhan ile yönetici Hakan Bilal Kutlualpin işbirliği sonucu stada getirilen medyum Ayten idrar, sirke, gülsuyu, zemzem suyu, deniz suyu karışımı bir maddeyi sahaya döküp büyüyü bozmuş. Takım bir sonraki maçta Elazığsporu 7 - 1 yenmiş. Ama medyumun parasının üzerine yatılmış. Olay bu yüzden bu yıl su yüzüne çıkmış.Gerekli gereksiz "Biz Atatürkün kulübüyüz" diye övünen... Ali Şenin başkanlığı döneminde takım Ankaraya deplasmana gittiğinde oyuncuları topluca Anıtkabire götürülerek Atatürkün huzurunda saygı duruşu yaptırılan ve övgü alan bir kulüpteki ilkel anlayışa bir bakar mısınız? Atatürk sağ olup da bu olanları görseydi ne derdi, tepkisi ne olurdu diye düşünmez misiniz? Kulübün Yüksek Divan Kurulu üyesi CHP Hatay milletvekili İnal Batu dostumuza bu olanlara ne dediğini soruyoruz. Yanıt: "Ben bu olayı önce soğuk bir 1 Nisan şakası zannettim. Büyük Atatürkün takımı Fenerbahçede böylesine bir deli saçmalığının olabileceğine hâlâ inanmak istemiyorum. Üzülüyorum, utanıyorum. Yöneticilerimizden derhal yalanlama bekliyorum..." Fenerbahçe, geçtiğimiz sezon kendi sahasında oynadığı ilk maçta İstanbulspora 3 - 0 yenilince birtakım aklıevveller mağlubiyetin nedenini hemen bulmuşlar: Başbakan Erdoğan "İstanbulda su baskınları sonucu can kaybı olmaması alınan tedbirlerin sonucu" demiş! "Su baskınları, tedbirsizliğimizin sonucudur" dese daha doğru olurdu. Bursa - Osmangazinin DSPli belediyesi, orman içine kondurulmuş 180 kaçak villayı yıkma kararı alıyor (Açık Pencere 28.06.2003)... Çoğunluğu tarikat mensubu olan villa sahipleri mahkemeye başvurup yıkımı durduruyorlar... Ancak mahkeme belediyeyi haklı buluyor. Villalar yıkılacak. Aynı gün AKPli Bayındırlık Bakanlığı ani bir emirle kaçak villaların bulunduğu 13 köyü Osmangaziye bağlı olmaktan çıkarıyor... Villaları kurtarıyor...AKPnin kaçak yapılanmaya karşı bu hassasiyetinin parlak örnekleri 180 villa şeklinde Orhangazide durup duruyor. Arşivden bir yazı... Bu sefer de Nusaybinde yük treni raydan çıkmış! Trenler aslında "Devlet yönetimi raydan çıktı" demek istiyor ama pek algılayan yok. Şarköy müftüsü ilçede yıllardır yapılan şarap festivalini düzenleyenleri protesto etmiş. Olay gazetelere yansıyınca bu kez gazetecilere kızmış:- Bu gazetecilerin hiçbirinin cennette yeri yok. Bunların hepsi cehennemlik...Vakti zamanında Ömer Hayyama da böyle suçlamalar yöneltilmiş... Hayyam şöyle cevaplar vermiş onlara:Sen sofusun, hep dinden dem vurursun; Bana da sapık, dinsiz der durursun. Peki, ben ne görünüyorsam oyum: Ya sen? Ne görünüyorsan o musun? Müftü bey küstü! Irak, Türklere vize uygulayacakmış. Sanki çok gidilesi bir memleketleri var da... Neymiş? Siyasi rant anlayışı ve tarafgirlik Recep Tayyip Erdoğan döneminde asla yüz bulmamış... Kaçak yapılaşmaya kesinlikle izin verilmemiş. Aksine dere içleri, su havzaları ve yeşil alanlardaki kaçak yapılar en çok onun İstanbul Belediye Başkanlığı döneminde yıkılmış. Şayet masa başından kalkmaya zahmet edilirse gazete ve televizyon arşivleri bu tür isnatların aksi için şahitlik edecekmiş.Yukarıda özetini aktardığımız yazılı açıklama dün Başbakanlık Basın Merkezinden yapıldı. Yalan yazmakla suçlanan ve gazetecilik dersi verilen, İstanbuldaki kaçak yapılaşmaya en fazla Recep Tayyip Erdoğanın Belediye Başkanlığı döneminde göz yumulduğunu yazan Bekir Coşkun arkadaşımızdı. Biz de Bekirle aynı gün (dün) benzer şeyleri yazmıştık, dolayısıyla açıklamanın bir diğer muhatabı da haliyle biz oluyoruz.Bunu geçelim ve sözü mimar Oktay Ekinciye bırakalım. "İstanbul içme suyu havzaları Tayyip Erdoğanın belediye başkanlığı döneminde imara açılmıştır. Bunun için İSKİ yönetmeliğini değiştirmiş, havzalardaki kaçak yapıların affını sağlayacak bir imar düzeni kurmuştur. Örneğin Çavuşbaşı, Ömerli, Alibeyköy, Terkos gibi bölgelerdeki sayısız kaçak yapı Erdoğanın değiştirdiği bu yönetmelikten yararlanmış ve üzerlerindeki yıkım kararları kaldırılmıştır. Biz Mimarlar Odası olarak İdare Mahkemesinde dava açarak bu yönetmeliği iptal ettirmiştik. Ancak Tayyip Erdoğan bir iki kelimesini değiştirerek yeniden yürürlüğe koydu. Yeniden mahkemeye gittik, üç kez iptal kararı çıkarttık, Erdoğan her defasında aynı yöntemi uygulayarak mahkeme kararına karşı hile yaptı. Açıklamadaki, siyasi rant anlayışı Recep Tayyip Erdoğan döneminde asla yüz bulmamıştır, şeklindeki iddia için de sadece şunu söyleyeceğim: İstanbul genelinde yasadışı yapılaşma oranı yüzde 65tir ama Tayyip Erdoğanın belediye başkanıyken en yüksek oyları aldığı yerlerdeki kaçak yapılaşma oranı yüzde 95tir." m.asik@milliyet.com.tr Kent cinayeti...