Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Sanmıyoruz... CHP Bursa Milletvekili Mehmet Küçükaşık'a kulak verelim:- 4 Nisan 2006 günü Başbakanlık binasında, mahkemelerin kapatma kararı verdiği Amerikan şirketi Cargill'i kurtarmak için toplantı yapıldı. Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı Mustafa Çetin'in başkanlık ettiği toplantıya bazı kamu kuruluşlarının yanı sıra Cargill'in temsilcisi de katıldı. Toplantı sonunda Tarım Bakanlığı'na, biz şunların şunların yapılması gerektiğini düşünüyoruz, siz de gerekeni yapın, diyen yazı yazıldı.- Bu çok ciddi bir iddia. Emin misiniz?- Yazının kopyası elimde. Bakın size o yazıdan, toplantının amacını anlatan bir cümle okuyayım... Bunun üzerine, davalara karşı hazırlanabilecek dilekçelerle, izlenecek stratejiyi belirlemek ve yargı süreci sonunda varılabilecek olası bir aleyhte karara karşı incelenecek yol ve yöntemleri tespit etmek üzere Başbakanlık'ta bir toplantı yapılmıştır.- Başka neler var o yazıda?- Yazı, Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı'na yazılmış... Biz diyorlar, Cargill'i kurtaracak önlemlerin neler olabileceği düşündük, tespit ettik. Siz de bunlara bakın, varsa önerileriniz, onları da ekleyin ve Cargill'in kurtarılması için 5403 Sayılı Yasa'nın geçici 1. maddesini yeniden düzenleyin. Sonucu biliyorsunuz. Cargill'i kurtarma yasası dün Meclis'ten geçti... Başkan Bush'un "Bu şirketin sorunlarını çözün" diye Başbakan Erdoğan'a Cargill şirketiyle ilgili istekte bulunduğu biliniyor... Peki Başbakan'ın bu şirkete gösterdiği özen ve ayrıcalığın derecesini biliyor musunuz? Örneğin, hakkında kapatma kararı bulunan Cargil temsilcisinin başBakanlık'ta bir toplantıya katıldığı ve onun telkiniyle bir başka bakanlığa çözüm önerildiğini duydunuz mu? Erdoğan, "Türkiye'nin AB üyeliği medeniyetler ittifakı için çok önemli" demiş. O zaman Papa'dan niye kaçıyorlar?.. Birkaç yıl önce denizden Ayasofya ve Sultanahmet Camii'ne baktığınızda yeşil ağaçlar üzerinde inci gibi iki dev eser gözünüze çarpardı. Son yıllarda her iki eserin alt tarafına ufak tefek binalar yapıldı. Bunların sayısı çoğaldı. Özellikle kamu kurumları buraya misafirhaneler vs. yapmaya başladı. Şimdi Ayasofya ve Sultanahmet Camii'ne baktığınızda temel çizgisinin hemen altında yeşillik değil sakil bir betonlaşma göze çarpıyor. Görüntü bozuluyor..."Dünyanın en güzel ama en hızlı çirkinleştirilen kenti" olma özelliğini sürdürüyor İstanbul... İstanbul silueti... Yıl: 1956... "Karşıma âniden çıkınca ziyâdesiyle şaşakaldım... Nasıl bir edâ takınacağıma hükûm veremedim, âdetâ vecde geldim. Buna mukâbil az bir müddet sonra kendime gelir gibi oldum, yüzünde beni fevkalâde rahatlatan bir tebessüm vardı. Üstümü başımı toparladım, kendinden emin bir sesle 'akşam-ı şerifler hayrolsun' dedim..."Yıl: 2006... "Âbi onu karşımda öyle görünce çüş falan oldum yâni... Oğlum bu iş bizi kasar dedim, fenâ göçeriz dedim, enjoy durumları yâni... Ama concon muyum ki ben, baktım ki o da bana kesik... Sarıl oğlum dedim, bu manita senin... "Hav ar yu yavrum?" Türkçemizin evrimi Meclis Başkanı Bülent Arınç, Milli Eğitim Şûrası'nın ardından Başkent Öğretmenevi'ndeki akşam yemeğinde bir ara demiş ki:"Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının hayatını incelediğimizde çoğu 68'linin ideolojik kavga, lider olma hevesi, para ve kadınla elde edildiklerini görüyoruz." Koskoca Meclis Başkanı somut kanıta dayanmadan mahalle kahvesinde ahkâm keser gibi konuşur mu? Ayrıca neden böyle bir tahlil yapar? Derken onun 6 Ekim tarihli gazetelerdeki demecini hatırladık:"Bizim camiayı tanırım. Başka şeylerden değil, iki şeyden korkarım; bir kadın ilişkileri, bir de para ilişkileri. Birlikte siyaset yaptığım camiada bu iki konu çok önemli, çok tehlikeli."Anlaşılıyor ki, Arınç kendi camiasıyla 68'lileri karıştırıyor... Ama ayıptır..Bir dava uğruna hayatlarını ortaya koyan insanlarla din ticaretiyle para kazanan insanlar aynı kefeye konur mu? 68'liler Meclis Başkanı Arınç, Kemalizmi eleştiren Prof. Yayla'ya destek vermiş. "Düşmanımın düşmanı dostumdur" mantığına örnek teşkil ediyor... m.asik@milliyet.com.tr