Vakit gazetesi çelişkili açıklamalardan sonra Önder Sav ile eski Bolu Valisi Ali Serindağ arasındaki konuşmayı açık bırakılan telefon sayesinde ele geçirdiğini öne sürdü. Ortada bir de Telekom’dan alındığı öne sürülen belge var. Belgede, Vakit Ankara Bürosu ile Önder Sav‘ın cep telefonu arasında 44 dakikalık bir konuşma görülüyor.
Önder Sav, bu belgenin dinlemeyi legalleştirmek için düzmece olarak hazırlandığını söylüyor.
Kesin olan... Ülke çapında telefon dinleme işi, yasaların ve her türlü ölçünün dışına taşmıştır.
Biz bu arada internette “amedya com” adlı sitede satışı ve reklamı yapılan bir ürünü tanıyalım:
“Cep telefonu için takip ve casusluk programı GSMSPY INTERCALL. Cep telefonuna yüklenen çok gizli ve özel bir yazılım. Bu program ile cep telefonu hem bir dinleme cihazına dönüşür hem de görüşmelerin arasına dahil olabilme imkânı sağlar. Programı yüklediğiniz cep telefonunun bulunduğu yeri mesafe sınırı olmadan dinleyebilirsiniz. Bunun yanı sıra programı yüklediğiniz telefona bir arama geldiğinde veya bir arama yapıldığında size bir uyarı mesajı gelir. Böylece görüşmenin başladığı bilgisini alır ve görüşmeleri dinleyebilirsiniz...”
Bir okurumuz, Önder Sav‘ın telefonuna böyle bir programın gizlice yüklenip yüklenmediğinin araştırılmasını öneriyor... Biz başka bir şeyi merak ettik... Bu tür ürünlerin satışına hangi faydaya yönelik olarak izin veriliyor? Herkes birbirini dinlesin ve aşağılık birer casus olsun diye mi?
Diyanet İşleri Başkanı Bardakoğlu: Hadisler evli olmayan kadın ve erkeğin birlikte olmasını yasaklıyor, demiş... Hocam hadisler yolsuzluğu, hırsızlığı, takıyeyi, yalanı, talanı yasaklamıyor mu?
Çağrı
THY çağrı merkezindeki bayan, bilet isteyen adama soruyor:
- Çocuğun adını alabilir miyim?
- Mustafa İbrahim Suheyl İsabeyoğlu... Hayvan babası böyle bir isim vermiş... Sanki Arap şeyhi ufacık çocuk... Dayısıyım, çok üzülüyorum da çocuğa..
Affedersin yani hanımefendi..
Aydın’lık öğütler...
Hande Kolçakköstendil ile Okan Aşık bu hafta nişanlandılar. Yüzüklerini Aydın Boysan ağabeyimiz taktı. Bir de konuşma yaptı takarken. Bakınız ne dedi:
“Hanımlar, Beyler...
Bana bu onurlu görev verildiği için minnettarım. Ben bu sayede yine, gençliğimi yaşamaya başladım. Hem de 87. yaşımda.
Ben eşim Suzan Hanım’la evliliğimin 60’ıncı yılını yaşıyorum... Sanki dün gibi.
Evlendiğimiz zaman, sürekli futbol oynardım. Gücümü kaybetmeyeyim diye de her sabah, 15 yumurta içerdim. Bu yüzden kanım bozulmuştu, gözlerimde arpacık denen sivilceler çıkmıştı. Sol gözüm iyice kapanmıştı, sağ gözüm ise, yarı açıktı. Düğün gecesini böyle yaşamıştım.
O gece geleneklere uyarak misafir masalarını dolaşırken, beni ilk görenler: ‘Vah vah!... Güzelim kızı kör bir adama vermişler’ diye üzülmüşlerdi.
Evlilik tiyatrosu, hem çok zor, hem de çok kolay bir oyun. Üstelik bu öyle bir tiyatro ki, piyesin oyuncuları da, yazarı da, rejisörü de kendileridir, sahne dekoru da, o iki kişi tarafından yapılmaktadır.
Evlilikte her düşünce alışverişi ya da tartışmadan sonra son sözü söyleme hakkının kime ait olabileceğini, ben çok düşündüm ve doğru çözümü buldum.
Bu son sözü ancak: ‘Evet... Sen haklısın!’ dediğim zaman söyleyebiliyorum.
Unutmamak gerekir ki evlilikte arkadaşlık sevgi kadar önemlidir.
Anlayışlı insanlar için evlilik, onları fırtınalardan koruyacak, güvenli bir limandır. Anlayışsız insanlar ise, limana girdikten sonra kendileri fırtına koparanlardır.
Ben evlendikten 32 yıl sonra, başıma katlanması iyice güç bir dert açıldı. Sebebi de bendim. Ağır üzüntülere gömülmekten kendimi kurtaramadım.
Beni o günlerden kurtaran, yeniden yaşama ve başarı hırsına kavuşturan, eşim Suzan Hanım’ın söylediği sadece birkaç sözcüktür... Demişti ki:
‘Birlikte geldik, birlikte gideriz.’
O günden sonra, 27 yıl daha geçti. Ben mimarlıkta önemli yapıtlarımı o günden sonra gerçekleştirmiş, 32 kitabımı, 13 yıl sürekli gazete yazıları yazmış ve yüzlerce televizyon programına katılmış bulunuyorum.
Mutlu bir birliktelikte hiçbir yaşta, hiçbir konu için geç kalınmış değildir.
Hande torunuma huzur ve mutluluk diler, Okan torunumu kutlarım...
Saygılar sunarım.”
Bebek Sümeyra Gümrah Tetik, Cemal Reşit Rey konser salonunun basınla ilişkiler sorumlusu... Bize her etkinliği kısa ama dokunaklı cümlelerle duyurur. Dün ziyaretimize geldi. Konser sezonu kapanırken Sümeyra Hanım da doğum iznine çıkmış. İki haftaya kadar bir bebek dünyaya getirecekmiş. Sohbet ederken klasik müziği çok sevdiğini, çocuğunun yeni bir Cemal Reşit Rey olmasını arzu ettiğini söyledi. Minik bebeğe o amaçla ısrarla klasik müzik dinletmiş... Ama..
- Ama, dedi Sümeyra Hanım, maalesef keman ya da piyano dinlediği zaman hiç tepki vermiyor. Çok dikkat ettim.. Sadece bağlama sesi duyunca tepki veriyor, karnımı tekmeliyor...
Minik bebek sağlıklı büyüsün de.. Dilerse bağlamacı olsun... Ne yapalım! Şimdiden mutluluk dileyelim...
Büyük İskender Aristo’ya sormuş:
- Yiğitlik mi iyidir dürüstlük mü?
Aristo demiş ki:
- Eğer dünyada dürüstlük olsaydı yiğitliğe ne lüzum kalırdı?