Murat Sakmak, Ceyhan M Tipi Kapalı Cezaevi’nde yatıyor... Sebebini kendisi şöyle anlatıyor:
- Yaklaşık 4 yıl önce işsizlik ve cehalet sonucu bir hata ettim... 3 cep telefonu gasp ettim... Tarsus mahkemesi bu sebeple ömrümün geri kalan kısmını dört duvar arasında geçirecek bir ceza verdi: Beni toplam 62 yıl 4 ay, 40 gün hapse mahkûm etti... 2005 yılında ceza yasası değiştiği için yeniden yargılandım. Bu defa 32 yıl ceza aldım. 4 yıldır dört duvar arasındayım. Gasp ettiğim telefonlardan doğan zararı telafi ettim. Ama benim harcanan hayatım telafi edilmeyecek. Avukatım olmadığı için kendimi savunamıyorum. Kanunlar karşısında boynumuz kıldan incedir. Ama 3 telefon karşılığı 32 yıl hapiste yatmak adalet kavramına uygun mudur?”
* * *
Ülkede yolsuzluğun bini bir paraya giderken, götürülen trilyonların hesabı verilmezken, Murat Sakmak’ın üç cep telefonu yüzünden 32 yıl yatmasına kim adalet diyebilir?
Acaba Adana, Ceyhan taraflarında konuyla ilgilenecek bir avukat okurumuz var mıdır?
Bu insanlık görevi için bizimle temasa geçerse dosya numarasını kendisine veririz...
Yeni bir tezahürat önerisi:
Bu gece bardaaa
Gönlüm havardaaaa
Çalsın düdük oynasın Ardaaa...
Haldun Ertem
“Evet, egemenlik kayıtsız şartsız milletindir ama millet bu yetkisini Anayasa’nın kendisine verdiği yetkili organlar eliyle kullanır.
Yani, yasama, yürütme ve yargı eliyle...
Bunların da yetkileri Anayasa’da belirtilmiştir ve hiçbirinin diğerine üstünlüğü yoktur...”
Sabih Kanadoğlu
Takım ve spikerler
Milli Takım mucize ötesi bir başarı sergiledi.. Fatih Terim‘i ve futbolcuları yürekten kutluyoruz... Oynanan futbol iyi değildi... Ama anlaşılıyor ki, takımın özgüveni arttıkça futbol kalitesi de yükselecek...
Buraya TV spikeri ve yorumcular için bir küçük not iliştirelim... Sevgili dostlar... Televizyonda bir basit ilke vardır. İzleyiciye onun gördükleri anlatılmaz... Laf sadece görüntüyü tamamlar. Bilgi ekler. “Çok güzel şut attı” diye bir yorum olmaz. Bunu seyirci de görmektedir zira. Seyirciye göremedikleri aktarılır. Bakınız; Eurosport spikerleri...
Savoy mavisi
Sağ olsun dostlar... Mail üstüne mail yolladılar... Merakımızı giderdiler...
İtalyan bayrağı yeşil, mavi, kırmızı olmasına rağmen formaları neden mavi (azzurri)?
İtalya Cumhuriyeti’nin kurulmasına öncülük eden Savoi Hanedanı’nın bayrak rengiymiş azzuri (gök mavisi)... Geçmişe saygı olarak alınmış... .
Hollanda bayrağına uymayan portakal rengi formaya gelince... Hollanda için bağımsızlık savaşı veren ve devletin kuruluşuna öncülük eden “1. William Ailesi” (Oranje-Nassau) bayrağının rengiymiş portakal... William ailesine saygı olarak Hollanda Futbol Federasyonu bu rengi benimsemiş...
Nü’ye no!
Okurumuz kendi ifadesiyle “Yarı amatör, yarı profesyonel” ressam. Geçenlerde Milli Piyango Genel Müdürlüğü’ne başvurmuş. Resim sergisi açmayı düşündüğünü ve eserlerini, Genel Müdürlük’ün Kızılay’daki sanat galerisinde sergilemek istediğini bildirmiş. Kendisine, sergi açacaklarda ve sergilenen eserlerde aranan koşulları anlatan bir sözleşme metni uzatılmış. Metnin (g) maddesi mealen şöyleymiş:
“Galeride sergilenen eserlerin toplumun ulusal değer yargılarını, inançlarını küçültücü, alay edici, kışkırtıcı ve sömürücü veya belirgin politik amaçları taşıması halinde hangi aşamada olursa olsun sergi iptal edilir ya da serginin devamına bu maddede belirtilen nitelikteki eserler çıkarıldıktan sonra izin verilir.”
Ressam okurumuz görüştüğü yetkiliye, “Tablolarım genellikle doğa temalı ama bir tane de nü var” deyince karşı taraf ayağa kalkmış...
Ressama kesin bir dille, “Ya nü’den vazgeçeceksiniz ya da salonumuzdan” denilmi... O da hiç düşünmeden “ikinci şık” demiş.
Rüzgâr...
Nilgün Cerrahoğlu, Cumhuriyet’te Sattareh Farman Farmanian’ın ‘Daughter of Persia’ (İran’ın Kızı) isimli kitabından söz ediyor. İran’ın Humeyni tarafından nasıl teslim alındığını anlatan kitapta diyor ki: “Rüzgâr partisi, İran’ın en büyük partisinin adıdır. İranlılar, ezcümle bu partiye üyedir. Rüzgâr partisi nereden kuvvetle eserse oraya savruluverirler!”
Türkçe karşılığı: “Kazanan ata oynama ihtirası!”
Elini sıcak sudan soğuk suya sokmadan birilerinin gelip kendini zengin etmesini bekleyen ama sürekli hayal kırıklığına uğrayanların partisi de denebilir buna...
Pek yabancımız değil...