Yıllarını CHP örgütünde geçirmiş yaşlı başlı partiliye günün sorusunu sorduk:
- Deniz Baykal geri dönmeli mi, dönmemeli mi?
Yanıtı:
- Dönse de yanlış olur, dönmese de...
Arkadaş, içinde yaşanan ikilemi güzel ifade etti...
Aynı soruyu Baykal’a yakın bir isme sorduk dün... Dedi ki:
- Kurultay’a kadar yeni bir aday çıkmazsa Deniz Bey Kurultay’da aday olur.
- Kurultay’da aday çıkmayabilir mi?
- Şu ana kadar çıkmadı...
Deniz Baykal “Parti sahipsiz kalırsa görevden kaçmam” sözleriyle aynı şeyi ifade ediyor.
Hürriyet gazetesinin internet anketi sonuçlandı dün.. Katılanlar yüzde 60 oranında Kılıçdaroğlu’nu genel başkan görmek istiyor. Baykal’ın desteği ise sadece yüzde 11...
Peki Kılıçdaroğlu neden “Aday değilim” diyor...
Bu acılı dönemde “adaylık” konusunu gündeme getirmenin ayıp olacağını düşünüyor belki. Üstelik Baykal’ı geri getirme çabaları sürerken ve Baykal kendi dönüş yolunu açık tutarken bir “aday”ın “Ben de varım” diyebilmesi kolay değil.
Peki sonuç?
Deniz Baykal kesin olarak “Ben genel başkanlığa veda ettim, bu kararım değişmeyecek” demediği sürece yeni bir adayın ortaya çıkması pek mümkün değil. Baykal’ın dönmesi de sağlıklı çözüm olmadığına göre bir sürünceme dönemine girilecek demektir.
* * *
Bu gürültü arasında CHP’nin Baykal’a oynanan aşağılık oyunun faillerini bulma çabasını yavaşlatmaması gerekir... CHP’li hukukçular sonuncusu Baykal’a uygulanan dijital tertipleri düzenleyen merkezin ortaya çıkarılması için seferber olmalı...
Nükleer kazık...
Rusya ile imzalanan nükleer santral anlaşmasını neresinden tutsanız elinizde kalıyor... Elektrik Mühendisleri Odası diyor ik:
“İmzalanan anlaşmaya göre nükleer santralın sahibi yüzde 100 hisseyle Rusya’nın Atomstroyexport şirketi olacak. Türkiye’nin nükleer santral konusunda geldiği nokta, kendi ülkesinde Rusya’yı nükleer santral sahibi yapmaktır. Rusya, buradan ürettiği elektriği ortalama 12.35 sent gibi yüksek bir fiyat üzerinden Türkiye’ye satma garantisi elde etmiştir. Böylece yurttaşlar hem nükleer santral nedeniyle ciddi bir riskle karşı karşıya bırakılmakta, hem ekonomik açıdan zarara girmektedir.”
* * *
Nükleer santralla birlikte Çalık Holding’in yürüttüğü Samsun - Ceyhan projesi de sonuca bağlandı. Böylece Karadeniz Bölgesi’ndeki ham petrolün Samsun-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı’nın önceliği temel alınarak taşınması öngörülüyor.
Sanılır ki Rusya ile yapılan nükleer anlaşmadan Türkiye’de tek kazançlı çıkan Çalık Holding olmuştur.
* * *
Enerji uzmanı Necdet Pamir’i dinliyoruz şimdi de:
“Nükleer enerji santralının hammaddesi olan zenginleştirilmiş uranyum Türkiye’de yok. Rusya’ya doğalgazda yüzde 65, petrolde yüzde 33 bağımlıyız. Nükleer santralla birlikte bağımlılığımız biraz daha artıyor. Üstelik Rusya Avrupa’da denenmemiş bir reaktör modelini bizde deneyecek. Rusların teknolojileri güvenli değil, yer seçimi yanlış...
Sonuç... Kocaman ve etkileri hayli acılı olacak bir kazık görünüyor orta yerde...
Konser
Antalya Belediye Başkanı Prof. Mustafa Akaydın, eski Başkan AKP’li Menderes Türel’in son üç aylık icraatına ilişkin suç duyurusunda bulunmuştu. Sonucu sorduk kendisine:
- Başsavcıya sordum, aradan bir yıl geçtiği halde inceleme halen sürüyormuş...
- Ne gibi yolsuzluklar bildirmiştiniz savcılığa?
- Örneğin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı için Kenan Doğulu konseri düzenlenmiş, 900 bin lira fatura kesilmiş...
- Birazcık şişirilmiş galiba!
- O bir yana... Kenan Doğulu gelemediği için böyle bir konser hiç yapılmamış!
Soru: Deniz Baykal’ın yerine kim gelecek?
Yanıt: Gandhi de gelebilir kendi de...
Haldun Ertem
Nikel
Turgutlu Çaldağ’da, Sardes Nikel Madencilik tarafından işletilen nikel madenine 2 bin dönüm orman arazisini tahsis eden Çevre ve Orman Bakanlığı’nın bu kararı iptal edildi. İptal kararı 79 yurttaş adına açılan dava üzerina Manisa İdare mahkemesince verildi. Ne var ki, dava devam ederken bile binlerce ağaç kesildi.
Milli iradeyi temsil ettiğini söyleyen bir iktidar ülkenin tüm kaynaklarını yabancı tekellere peşkeş çekiyor. Halka ait varlıkların tahribine yol açıyor. Yurtsever yargıçlar ve aydınlar son bir çabayla halkın çıkarlarını savunmaya çalışıyor. Anayasa değişiklikleri ile bu imkânlar da elden çıkacak...
Abdullah Gül, anayasa değişikliği paketini beş cümlelik bir açıklamayla onaylamış.
Beş para etmez pakete o bile çok!
Fahrettin Fidan
Acil
Erdoğan Teziç’ten Fazıl Sağlam’a, Mümtaz Soysal’dan İbrahim Kaboğlu’na, Köksal Bayraktar’dan Süheyl Batum’a kadar, çoğunluğu profesör 14 saygın hukukçu, anayasa değişiklikleri konusunda uzunca bir rapor hazırladılar. Cumhurbaşkanı’nın Genel Sekreteri Mustafa İsen’i arayarak raporu kendisine gönderdiler. Cumhurbaşkanı ise aynı gün, bu raporun kendisine ulaştığı saatlerde değişikliği onaylayıp YSK’ya gönderdi. 15 günlük inceleme süresinin sadece 5 gününü kullanmıştı. Demek acelesi vardı! Bir zamanlar Fahri Korutürk’e Çankaya Noteri adını takanlar şimdi görmeliler noterlik nasıl olurmuş...
Adıyaman’da bir bulvara “Bediüzzaman” adı verilmiş.
Normaldir. Zaman Bediüzzaman’cıların zamanı çünkü.
