Açık Pencere Demeye kalmadı aynı çevrelerden çığlık:- Eyvah Malezya oluyoruz...Neyse ki hem Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, hem Başbakan Erdoğan yüreklere su serpti:- Mahalle baskısı olmaz...- Kadınlar korkmasın...Kurtlar kuzulara güvence veriyor... O arada boş da durmuyor, Çankaya'nın fethinden sonra Anayasa'yı şeriat modeline açma yolunda kararlı adımlar atıyorlar...Şimdilik korku hanımlarda yoğun... Acaba yaşam tarzımız değişecek mi? Türbana mı gireceğiz?Anlaşılan çoğumuz türban tartışmasını türbandan ibaret sanıyoruz...Oysa gündemdeki paket çok daha kapsamlı...Türban kimilerinin göstermek istediği gibi... Bir giyim modası veya özgürlük sorunu değil. Türban inanç gerekçesiyle takılıyor. Ama inançlar türbandan ibaret değil. Türbanın serbest bırakılması, dünya yaşamının dinsel kurallara göre düzenlenmesi yolunda bir ilk adım... Türban serbest bırakılınca sıra laik cumhuriyetin din devletine dönüşmesi için zorunlu diğer adımlara gelecek... Demokrasinin yerini teokrasi alacak... Ülkede sistem Suudi Arabistan, İran, Malezya karışımı bir rejime dönüşecek... ABD destekli AKP bu yolda kararlı ve emin adımlarla yürüyor. Muhalefet türlü çeşitli taktiklerle eritilmiş. Geriletilmiş. Ilımlı İslam diye bir model açık açık konuşuluyor. Ufuktaki karanlığı görmek zorundayız... Efendim değiştiler... Dönüştüler... Yenilendiler... Yenilenerek değiştiler.. Değişerek dönüştüler... Merkez sağ oldular... Merkez oldular... Demokrasi kazandı... Erdoğan türbana karşı çıkan üniversite rektörlerine, "Kendi işinize bakın" demiş. Kurumların mutabakatını arıyor ama anlaşılan sadece kendileri gibi düşünen kurumların... Sayıştay'da görevli okurumuz soruyor: "Ben bu sıralar gözden kaçan veya kaçırılan bir hususu vurgulamak istedim. AKP hükümetinin sivil anayasa diye tutturduğu şu günlerde neden kimse bizim siyasal ve hukuksal olarak AB ye girmek için gerekli tüm anayasa değişiklikleri yaptığımızı ve böylelikle müzakere sürecinin başladığını ve şu anki anayasamızın 1982'de kabul edilen metinden çok farklı olduğunu hatırlamıyor ya da hatırlatmıyor..." Gözden kaçırılan... Kız önüne gelenle fingirdiyor... Mahallede adı çıkmış dokuza inmez sekize... Günün birinde evlenecek. Oğlan tarafı dedikoduları kızın babasına çıtlatmış. Baba suçluyu başka tarafta bulmuş:- Kızımız mazbut ama ne yaparsınız ki mahalleli ahlaksız...Basın edebiyatımızda "mahalle baskısı" diye bir deyim türedi biliyorsunuz. Şeriat baskısına mahalle baskısı deniyor. Öyle de hava veriliyor ki... Erdoğan ve Gül beyler tamamen masum da insanlar sırf mahallelinin baskısıyla dinsel dayatmalara uğruyor...Anlayacağınız bizde de, "Yöneticiler mazbut ama mahalleli..." Kızımız mazbut Ankara Valiliği'nin, "Yargıçlar ve savcılar dernek kuramaz, dernek üyesi olamaz" gerekçesiyle binden fazla üyesi bulunan Yargıçlar ve Savcılar Birliği'nin kapatılması istemini... Bu yönde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na yaptığı başvuru ile Yar - Sav Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu'nun o başvuruya tepkisini 18 Ağustos günü köşemizde aktarmıştık. Dün de buna benzer bir olay yaşandı... "Emekliler sendika kuramaz" diyen İçişleri Bakanlığı'nın başvurusu üzerine binlerce emeklinin üyesi bulunduğu Emekli -Sen'in kapatılmasına ilişkin dava Ankara 17. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülmeye başlandı.Bu iki hatırlatmadan sonra gelelim Başbakan Tayyip Erdoğan'ın, 25 Ağustos günü Hizmet - İş Sendikası'nın 10. kongresinde yaptığı... Salonu dolduran emekçilerin ayakta alkışladığı... Ertesi gün bir gazetenin Erdoğan'a fotomontajla giydirdiği "Che" tişörtü eşliğinde verdiği... Bizim de ayakta alkışladığımız konuşmasına:"Geçmişte sendika, emek, örgüt, eylem, grev gibi kavramlar öcü olarak görülmüştür. Sendikal hareketin önündeki tüm engelleri aşmak, emek hareketini hak ettiği konuma ulaştırmak boynumuzun borcudur."Bizim "Che"nin borç ödeme anlayışı böyle oluyor zahir... Gelin de ayakta alkışlamayın... Türkiş Che! m.asik@milliyet.com.tr Kızılay Basın Danışmanı Selahattin Kınalı dünkü yazımızla ilgili bir açıklama yaptı ve Genel Başkan dahil 5 Kızılay yetkilisinin Frankfurt'ta otomobil fuarı nedeniyle başka yer bulamadıkları için Lindner Hotel'de kaldıklarını, otelin 360 euro'luk fiyatını kendileri için KDV hariç 180 euro'ya indirdiğini bildirdi...
Özay Şendir
Ayıplı bir tartışma, 'işine yarayacak'
14 Mayıs 2025
Didem Özel Tümer
Türk şirketlere BAE’de finansa erişim kolaylığı
14 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
En son imparator!
14 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
EOKA’nın köyünde ölümle burun buruna! Neşe Karaböcek’ten Kıbrıs anıları…
14 Mayıs 2025
Dilara Koçak
Yaz gelmeden detoks değil, denge zamanı
14 Mayıs 2025