Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

"Efendi bu senin işin değil, Diyanet'in işi...""Türkiye'de din ve vicdan özgürlüğünü kısıtlamaya kimsenin hakkı yoktur..."Bu sözler Danıştay'ın türban kararları üzerine Başbakan Erdoğan'ın ağzından çıkmıştı...Biri de çıktı, silahla Danıştay'ı bastı; dehşet saçtı, üyelerden birini öldürdü...Hakkında hazırlanan iddianamede Alparslan Arslan ve arkadaşlarının amacı şöyle vurgulanıyor:"Türbanı baskı şiddet ve tehdit kulanarak topluma hâkim kılmak."Başbakan elbet birilerine gidin Danıştay'ı basın dememiştir...Ama uygun iklimi yaratmıştır... Hedefi tayin etmiştir.Danıştay baskını peşinden suçu "ulusalcı çete"lere yıkmak için hayli yoğun çaba sarf edildi. Başbakan o dönemde henüz iddianame dahi hazırlanmadan:- Danıştay baskınının ardından bir ihanet çetesi çıktı, şeklinde demeçler verdi.Bunların hepsi fos çıktı. Sislerin ardından bir türban cinayeti çıktı.Danıştay ve hukuk çevreleri hâlâ bu saldırının ve işlenen cinayetin şokunu yaşarken...Başbakan'ın bugün artık bir tavır alması... - Danıştay'ın türban kararlarını eleştirdim. ama bu sözlerim terör yaratılması için gerekçe olamaz... Türban yüzünden cinayet işlenmesini kınıyorum, şeklinde bir şeyler söylemesi gerekmez mi? Oysa o hiç konuşmuyor. Kendisinin de hatasıyla bugün hukuk çevrelerinin korku mengenesi içine sıkışmasından memnunmuş gibi davranıyor...Meral Tamer arkadaşımız dün aynı konuya değinmiş, Başbakan ve kimi bakanların Danıştay saldırısı ardından verdikleri demeçlerden ötürü özür dilemelerini istemişti...Hürriyet ve Sabah başta olmak üzere kimi gazeteler de özür dilemeyi düşünmez mi... Danıştay saldırısı ardından attıkları "Susurluk izi", "Susurlukla kol kola", "Ergenekon" gibi manşetler ve yayımladıkları fotoğraflarla olayı yanlış yöne çektikleri için... Bir özeleştiri gereği duymuyorlar mı? "Ben özgürlüklerin egemen olduğu bir ülkenin başbakanı olarak bu kararı kınıyorum..." Soru: Türk Silahlı Kuvvetleri'nin telefonlarını kim dinliyor? Yanıt: Ülkeyi dinle idare etmek isteyenler... BM, ABD ve Türk Hükümeti tarafından terörist ilan edilen Yasin El Kadı'nın Türkiye'ye girişine de izin yokmuş. Emniyet dün açıkladı... Cüneyd Zapsu'nun eski ortağı Yasin El Kadı herkesin gözünde terörist. Ancak Başbakan, bütün dünyayı karşısına alma pahasına, Yasin El Kadı'ya sahip çıkıyor.Nedir Başbakan düzeyindeki bu kollama ve muhabbetin sebebi? Erdoğan'ın eski yardımcısı Ali Müfit Gürtuna'nın dünkü şu sözleri dikkati çekiyor:- Babasına bile kefil olmazken Yasin El Kadı'ya kefil olması hem manidar hem bu ilişkinin niteliği hakkında fikir veriyor... Bir bilmecem var... İstanbul Milli Eğitim Müdürü Ömer Balıbey görevden alınıyor... Yerine Şehremini Lisesi Müdürü Ata Özer getiriliyor... Hürriyet'te Kamuran Zeren'in haberinde, İstanbul'daki 5 yıllık okul müdürlerinin yerlerini değiştirmek için bir yıldır uğraşan Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in bu konuda Balıbey'den umduğu desteği bulamadığı kaydediliyor. Ata Özer anlaşılan uyumlu biri. İstanbul Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın da askerlik arkadaşı imiş... Aynı zamanda küçük çaplı bir işadamı. 70 milyar değerinde bir BMW'si, 3 ticari taksisi ve bankada 110 bin dolarlık hesabı olduğunu yazıyla velilere duyurmuş... Bunları futbolculuktan kazandığı parayla yaptığını eklemiş. Şimdi hem taksi işletecek, hem de Bakan Çelik'le uyum halinde milli eğitim müdürlüğünü yönetecek... Demek ki tek işi olan bir milli eğitim müdürü bulunamadı... Ya da işletmeci ruhuna sahip biri aranıyordu o bulundu... Bu iktidarın her işi gizemli! Taksili müdür... 'Acı kaybımız, Malatya'nın gözbebeği, ekmeği, suyu, taşının toprağının sebebi... Türkiye'ye 5 yılda bir milyar dolar kazandıran güçlü, yiğit, tatlı dilli, güler yüzlü, 60 bin ailenin, 350 bin üreticinin babası KAYISI vefat etmiştir....Cenazesi 12 Temmuz Çarşamba günü saat 13.00'te defnedilecektir."Yukarıdaki ilan geçen gün Malatya'daki 6 yerel gazetede tam sayfa yayımlandı. İlanı verenler CHP Milletvekilleri Mevlüt Aslanoğlu ve Muharrem Kılıç idi. Mevlüt Aslanoğlu anlattı:- Kayısı 60 bin ailenin temel geçim kaynağıdır... Bu üründen her yıl Malatya'ya giren para 200 milyon dolardır. Önceki kış don hem fındığı, hem kayısıyı vurmuştu. Hükümet o yıl fındık için üreticiye 52 trilyon lira yardım yaparken, kayısıya beş kuruş vermedi. Aynı felaketi bu yıl da yaşadık ve ürünün yarısı yandı. Ama hükümetten yine hiçbir finansman desteği gelmedi. Bunu fırsat bilen tüccar, normalde 3 bin dolar olan ton fiyatını 1.000 - 1.200 dolara kadar düşürdü... Üreticiyi öldürdü.* * *Kayısı ölmüş ama... Pek ağlayan da yok... Başbakan Malatya'daydı geçen hafa sonu... Üreticiden pek bir tepki duymadık.Erdoğan Şeker Fabrikası'nın arsasını Malatyalılara hediye ederek, yani Malatyalıların malını Malatyalılara vererek alkış bile aldı... Ölü kayısı Karadeniz'de vara yoğa galeyana gelip linç girişiminde bulunanlar... Aferin size! Fındıkta hemşerilerinizin emeği gasp edilirken gıkınızın çıkmadığına göre istenildiği zaman gayet uslu durabiliyormuşsunuz! m.asik@milliyet.com.tr