Kayış, özellikle kitabının ilk bölümünü oluşturan ''İrtica FM'' de şaşırtıcı örnekler sıralıyor... Açık açık cihat çağrıları yapıldığını anlatıyor. Nuri Kayış, gözlemlerinin sonucunu kitabın ön sözünde şöyle aktarıyor:"Bazıları gereksiz korku, evham gibi görse de Türkiye'de ciddi bir şeriat tehlikesinin var olduğuna inanıyorum.Şeriat için savaşmaya, önüne gelen her şeyi yakıp yıkmaya, yeşil bayraklarını devletin burçlarına dikmeye hazır bir kitle var ülkemizde.Ve bunlar derinden derine ciddi bir hazırlık içindeler... Sayıları her geçen gün artıyor.Kendilerine göre en uygun zamanı kolluyorlar ve bir gün mutlaka harekete geçecekler..."Bunları radyo ve TV yayınlarını en yakından izleyen adam söylüyor... RTÜK eski Başkanı Nuri Kayış, görev yaptığı dönemdeki izlenimlerini "Burası İrtica FM" adlı kitapta topladı. Birharf Yayınevi'nden çıkan kitapta, RTÜK tarafından takibe alınan radyo ve televizyonlardaki ''irtica, bölücülük ve şiddet'' yayınları ele alınıyor. Türkiye'deki 1500 radyo ve televizyondan 160'ı (onda birinden fazlası) hakkında irticai ve bölücü yayın yaptığı gerekçesiyle rapor hazırlandığına dikkat çeken Kayış, yeni yasayla birlikte RTÜK'ün uyarılarının yetersiz kalmasından yakınıyor. Lübnan olayı neden bizim gündemimizi diğer ülkelerden daha fazla etkiledi? Amerika'ya şirin görünme ihtiyacı bizde diğer ülkelere göre daha fazla da ondan... Amerika'da doktora öğrencisi olan okurumuz şu an tatil için İstanbul'da... Hazır gelmişken pasaportunu uzatmak istemiş. Emniyet Genel Müdürlüğü'nün web sayfasına girmiş. 5 yıllık uzatma bedeli 433.00 YTL görünüyor. Astronomik bir rakam. Türkiye'nin New York Konsolosluğu'nun web sayfasiına girmiş. Orada 5 yıllık uzatma bedeli sadece 74.00 dolar yani yaklaşık 106.00 YTL olarak belirtiliyor... Okurumuz şaşırmış... Amerika'da yaşayan zengin Türklere kolaylık, Türkiye'deki fakir Türklere ceza... Bu mu amaç? Pasaport kazığı... Mutluluğun ne olduğunu bildiğini söyleyen kimse onu muhtemelen kaybetmiştir. Türkiye'de 15 yıl önce 3 tane orman fakültesi vardı şimdi ise 9... Mezun sayısı da en az 3 kat arttı ama bu mezunların büyük çoğunluğu işsiz geziyor. Bu yıl bakanlığa 380 mühendis alınacakmış. Orman İşçileri Sendikası ise en az 2400 mühendise ihtiyaç bulunduğunu bildiriyor. Devlet, IMF buyrukları doğrultusunda yönetildiğinden ihtiyaç duyduğu kadar eleman alamıyor. IMF buyrukları orman felaketlerinin de dolaylı sebebi oluyor. Bu arada Orman Bakanlığı'nda izinlerin kaldırıldığı haberi geliyor. Orman Bakanlığı mensupları izinlerini bu mevsimde mi yapar? Orman mühendisi Zeynep Oral, "Meslek Yarası" adlı kitabında, 33 yıl çalıştığı gazeteden genel yayın yönetmeni tarafından bir teşekkür mektubu bile verilmeden kovulmasının acısını anlatıyor. Olay tarihe geçecek bir basın dramıdır. Ama üzerinde duracağımız o değil. Kitapta geçen, ana konudan ayrı bir paragrafa dikkati çekeceğiz. Diyor ki Zeynep:"Sabah uyandığımda keyifli olmak için hep bir bahane bulurdum zaten. Yaşasın bugün hava güneşli, aydınlık... Yaşasın bugün yağmur yağıyor. Yaşasın dün gece harika bir rüya gördüm. Yaşasın dün gece felaket bir rüya gördüm ama zaten rüyaların hep tersi çıkarmış... Yaşasın bugün şu filme, şu tiyatroya gideceğim. Bin bir bahane uydururum güne yaşasınla başlamak için..."Ne güzel başlangıç... Hepimizin aklında bulunsun. Her sabah böyle başlayalım güne... Güne başlarken... "Tarih hocamız Kürt Aziz, İslam öncesi cahiliye dönemini anlatırken şöyle derdi: - Rüşvet var idi, yalan var idi, zina var idi. Velhasılı kelam, ahlaksızlık ahlak idi..." (Alpaslan Berktay'ın Cumhuriyet'teki yazısından) Değişen ne var? Sağlık Bakanlığı, yurt çapında tüm tedavi kurumlarına, görünür yerlere asılmak üzere afişler gönderdi. Bu afişlerin asılacağı özel panolar da beraberinde gönderildi. Bir sağlık ocağı hekimi okurumuz, kendilerine asılmak üzere gönderilen afişlerden ikisinin metnini göndermiş: "Hükümetimiz devlet hastanelerinin tümünün bütün vatandaşlarımıza hizmet vermesini sağladı. 3 yıl önce böyle değildi, 3 yıl sonra daha iyi olacak.""Hükümetimiz yeni düzenlemelerle yeşil kart sahiplerinin memurlar gibi devlet hastanelerinden faydalanmasını ve ilaçlarını istedikleri eczanelerden almasını sağladı. 3 yıl önce böyle değildi, 3 yıl sonra daha iyi olacak." Böylece sağlık kuruluşları iktidar reklamına alet ediliyor. m.asik@milliyet.com.tr Hastaya siyaset