"Romatoloji ünitemizde hastalarda kullandığımız bir ölçek var; VAS. Aslında çok basit bir sorgulama... Hasta ağrılarına 1 ile 10 arasında bir puan verecek.1 ağrı yok anlamında, 10 dayanılmayacak şiddette ağrısı var anlamında... Bir doktor arkadaşım hastaya anlatmaya çalışıyor:- Teyze, ağrılarına 1'den 10'a kadar bir puan vereceksin. 1 hiç ağrın yok, 10 çok şiddetli ağrın var.. O kadar şiddetli ki, kendini buradan atacaksın, o kadar...Hasta eli çenesinde biraz düşündükten sonra sorar:- Mesela neredennn?* * *Yine bir başka hastada VAS sorguluyoruz. Teyze rakam bilmediği için VAS cetveli üzerinde anlatıyoruz.- Teyze bak burada ağrın yok, burada çok şiddetli ağrın var. Senin ağrın nasıl, elinle gösterir misin?Teyze sinirlenir..- Kızım benim ağrım orada değil, dizlerimdee. * * *70 yaşlarında bayan hasta kızıyla bir muayeneye gelmiş. Muayeneden sonra kızına diyoruz ki:- Teyzenin şikâyetleri kireçlenmeye bağlı... Kilo verecek ve egzersizlerini yapacak.Kızdan yanıt:- Annemde kireçlenme olduğunu anlamıştık doktor hanım. El ve ayak tırnakları bembeyaz oldu kireçten... * * *Hastanın biri ellerinde olan rahatsızlığı tariflemek istiyor. Ama, tabii ilginç bir yöntemle..- Doktor ellerimde bi kıpraşma oluyor. Hani nasıl desem sabaha kadar tabak kırarsınız ya aynı öyle... * * *Başka bir hasta, doktor arkadaşıma normal ağrılarından sonra kulağındaki şikâyeti de belirtir.- Doktor hanım bi de kulağımda bi ses oluyor. Sanki bi penguen var kulağımın dibinde, ötüp duruyor...(Özgür Taşbaş'a teşekkürle...) Bir devlet hastanesinin fizik tedavi bölümünde görev yapan doktor Özgür Taşbaş, hasta muayenesi sırasında yaşadıkları hoşlukları, tebessüm yaratan diyalogları Açık Pencere okurlarıyla paylaşıyor: 2007 yılı şimdiye kadarki en sıcak yaz olabilirmiş. Onu bilmeyiz, ama bu yıl nisan ve mayıs ayları Ankara'da mevsim normallerinin çok üstündeolacağı kesin... İngiltere Başbakanı Blair, eşi Cherie ve 3 çocuğu, yılbaşı tatilini, eski ünlü Bee Gees grubunun yıldızı Robin Gibb'in Miami'deki lüks villasında geçiriyor. Blair'in bu tatil için ücret ödediği (bir hayır kurumuna bağış yaptığı) yolunda açıklama yapılsa da, İngiliz halkı öfkeli. Okurumuz Gençer Mola, Daily Mail gazetesinin okur mektupları sütunundan şu mesajları aktarıyor: Blair ve beleş tatilleri, ne büyük utanç (Blair and his freebie holidays what a disgrace!) Modern İngiltere'nin gençleri için ne güzel örnek oluşturuyorlar. (What wonderful roll models for the youth of "modern" Britain) Bir zamanlar İngiltere Başbakanı dünya çapında saygı görürdü; peki bugün? (At one time, the Prime Minister of Great Britain was held in respect throughout the world, and today...) Blair'lerin utanması yok. Beleşçilik doğalarında var. (The Blairs have no shame. Freeloading is in their nature.) Kabul ediniz ki Teflon Tony'nin derisi bir gergedandan daha kalın (One thing you must admit is that Teflon Tony has skin thicker than a rhinoceros.) Gazetenin internet sayfasında bunlara benzer daha onlarca yorum var. Gönderen okurlar, notlarının altına kapı gibi imzalarını atmışlar. Gazete de yayımlamış. Demokrasi dediğiniz zaten nedir? Başbakanların bu ölçüde eleştirilebildiği ve sorgulanabildiği rejim değil mi? Beleşçi Blair! Mesaj Anadolu'dan, Sevgi Öğretmen'den geliyor... "ABD, silah sanayiini ayakta tutmak için Irak'ı işgal etti. Bu işgal sürecinde, çocuklar ve kadınlar da dahil 655 bin kişi öldürüldü. ABD'nin Irak'a özgürlük ve demokrasi getireceğini yazanlar, hem bizi aldattılar hem de ABD'nin silah sanayiinin ayakta kalması için çalışmış oldular..." Mesaj... Yeni yıla nasıl girdik? Bayramı nasıl idrak ettik? Tabii ki her zamanki gibi. Yani; her biri bin dert ile geçen 364 güne inat, çılgınlar gibi eğlenerek, ne bulduysak yiyip içerek, üç dakikada kafayı bulup kendimizden geçerek, saatler 24.00'ü gösterdiğinde çatılara çıkarak, yeni yılın şerefine dört bir yana kurşun sıkarak... Caddeden, sokaktan geçenleri, balkonlarından bizi seyredenleri patır patır yere yıkarak... Bilahare soluğu Taksim'de, Kızılay'da vb. alarak... Elde şarap ve bira şişeleri kalabalığın arasına dalarak... Omuzlara çıkarak, tabancada kalan son kurşunları sıkarak... Burada da birkaç kişiyi yere yıkarak, elâlemin karısına, kızına bulaşarak, bizimkilere sarkanlarla vuruşarak... Bayram sabahı önce namazımızı eda, bilahare günahlarımıza karşılık bigünah bir hayvanı feda ederek, mebzul miktarda acemi kasap telefatı vererek, otoyol kenarlarını mezbahaya, otoyolları otoparka... Dereleri, denizleri kan gölüne çevirerek... Hayvanın en güzel yerlerini kendimize, kalanını geçen yıl bize et getirenlere ayırarak... Vecibemizi bu yıl da yerine getirmiş olduk, Allah kabul etsin, amin... Bizzz İller Bankası da tasfiye edilecekmiş. Bu gidişle kamunun elinde yalnızca "Kan Bankası'yla, Sperm Bankası" kalacak!.. m.asik@milliyet.com.tr